3
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1505
Okunma
seni görünce yazdım ben
küflü bir sonbaharın
kahve kokulu hüznüyle
itelenmiş yapraklarına
kimi zaman hayıfla
kimi yapışkan bir tebessüm
yeni ya da yeniden gelecek
sahte mevsimler hırpaladım
kavruk topraklarda büyümüş
sövgülü biraz
esaslı dilsizliğinin ağrılı
çocukluğundan kalmış
bir parça salçalı ekmek tadında
esmer yıllarının ardı fıratta
kaybolduğun yeri deşeledim
gece dedik insan dedik
haytaydı kovaladık
masumlarla hasbihal
yanıldık çoğu vakit
hüküm giymeye gönüllü
usturalı başlarla sarıldık düşümüzde
ayrılık içinde koyu bir kabusun
kara cübbesinde kesildi soluklarımız...
tek başınalığın keyfince süründük
bilek bileğe bilme telaşıydı özümüzü
anlamadan anlatma ironisi belki
kaç kapının gürlemesi
kaç bakışın inlemesiyle yorulduk
geçip giden son mevsimmiş vesselam...
hep bi başkası kurcaladı bizliğimizi
sağımız sağlığa kadeh kaldırırken
solumuz bir kuyuya çöreklendi
kimliksiz esaretinin vizesi çabuk çıktı
olmazdı
olamadı
ben en çok ahmet kayadan bu yana sevdim seni
"ellerimi tutmadın yar yatamam geceleri"
kaçıncı yağmur düştü omuzlarına
ve ben
varsın diye terkettim uykumu...
ilk yağmurda alnıma
ikincide yanıma gel...
ve her daim
hoşça kal ikigözüm...
5.0
100% (3)