5
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
1640
Okunma
Bi çay demlenmeliydi gece korken bi gayret
Şekersiz bardakları can cana soğumadan ...
O yıllar mevsim dönek değildi
Kıştı harbi
Koca kızdım
burnumu otobusun camına yapıştırıp
Taş düşecek mi ılgazdan diye
Beklediğimi bilirim...
Çamlar gururla tutuyordu kar kütlelerini omzunda
Çatılar yorgunlukla
Adamlar karadan da karaydı şehirle yarışta
Vakit tamam diye sızıldayan bir dereyle hoş sohbet olduğumu anladığımda
İş işten geçmişti...
Gel gitli inişli çıkışlı yokuşlu çukurlu günlerin adı yoktu
Hür değildim artık
Kendimi esir almış
Ayak bağı olmuştum aklıma...
Kimi ders çıkışı kilometrelerce yalnızlık zangoç
Kimi sabah mahmurluğunda tıfıl yol arkadaşım
Hep geceden yanık
Geceden hayırsız
Geceden ölü bakışlı...
Kütüphane severdim kokusuyla düş yakışı
Cebimde hep yarım bi bitter
Ayaklarım üşümüş her daim
Hayır yüreğim kadar degil
Balkona yeleksiz bakkala volkmensiz çıkmam
On dakika gecikse yasemin
O derse hayatta gitmem
En çok gitmedigim dersleri sevdim ben
Ya da alamadıklarımı
Ve hep tek ders sınavı
Kurtardı beni...
Kandırdım kendimi on yıllarca...
Bir demlik çay olmalıydı kolların tavşan kanı
Omuzun karanfilli
İnce belli bir geceyi bölmeliydik huzursuz
Bir demlik çayda bir heveslik yalnız kalmaliydik
Volkmende ahmet abi o şehre inat buyumeliydi
Yelegim olmalıydın sırtımda
Ayağımda kar postalım
Ben hiç kestane görmedim ki ağaçlarda
Ya da gökyüzünde mor bulut
Başımı eğdi ağır yalnızlığım
Issız gece o saat bu dakika
Onlarca yıl bak şu kadar gün
Kandırmışım kendimi...
Yalnızlığı varmış yalnız
Arsız kalbi olanın...
5.0
100% (9)