İkra
vadideki zambak kadar güzel
kolların, balzac sevmem annem de hiç sevmez yüzün ortalıkta dolaşan define sandığı açmaya cesaret yok ben de dönüşümün telafisi kadar içten ceset kokun kırılmış ayna rahatlığı bacakların Kafka sevmem annem de hiç sevmez saçların bi taksi çevirip bana geliyor cebimdeki kuşlar gökten değil çocukluğumdan kalma böylede duyarlı bir orospu çocuğuyum lütfen beni öklit yasalarına göre sev... dişlerini feci seviyorum keşke diyorum onaltısını bana versen ya da öpüşürken bana bulaşsalar, bana sataşsalar, Jack London hiç sevmem annem de hiç sevmez ağzın sanki jiletle yüzüne açılmış bir kesik dilin çözülmüş yüzüne doğru eğiliyorsun bağlamak için boynuna bakıyorum uzun uzun böyle dümdüz devam etsem boynundan ne zaman varırım Prag’a.... |
"Cebimdeki kuşlar, gökten değil çocukluğumdan kalma."
çok beğendim. Hani cebimde yoktu diyorlar ya kağıt ve metalden başka; varmış. O kuşlardan kim istemez.