BELKİ
şimdi bir akşam sanat okulunda örülen çeyiz kadar an(lam)sızım.
birazdan on dörtlük düşlerim yetmiş yaşında bir adamın muskasıyla boğdurulacak, töre gereği. hadi bana içinde yaşamak geçen bir şiir icat et. yoksa dudaklarım, dudaklarının yokluğunda verilmiş bir hükümle aşağı doğru bir ağaçtan inecek içinde kahramanların volta attığı düşlerde bir fügüranın ölmesi okadar önem arz etmesede ortadoğu toprakları gibi kuruyacak çocukluğum. Hiçbir cami, hiçbir kilise, hiç bir mabed inancımın kurdelasını dikemeyecek. yaşını unutmuş bir kalem, bu modern çağda kuantum fiziğiyle alakası yok başı boş bir kelamla buyurur emrini dudağımın uçurumunda gayri cesaretsiz sözcükler atlayabilseydi belki; Picasso her tabloda gülecekti ve gülce bir trajedi olmayacaktı tesbih boncuğunda. o yüzden 33 kez adını zikrediyor bilincim.4 o yüzden "belki"yi yalnıźlaştırmak gerekti bu şiirde. şimdi ağzının kenarına sürgün edilmiş öpüşlerin kuytu bir sokakta Yakubun kör gözlerine dokunmalı dokunmalı ki Yusuf bu şiire gelmeli Züleyha gelmeli Silah çatanlar ölmeli ve yüzün, gündoğumu yerine kullanılabilmeli Tanrı tarafından seninle sevişmek arzusunu yatağımın koordinatlarıyla bağlayamadım. şuan aklıma gelen tüm yollar polis kontrolünde ve bir cinayet telaşı ceplerimde gezerken devlet tutanaklarında yan yana yazılmış adımız sen yanlızlığa azmettirmişsin ben teşebbüs aşamasında seni sevmişim. yasal bir taşkınlıktır harf inkılabına muhalefet bir alfabeyle sana şiir yazmak |