Yağmur keser sesimizi Haydarpaşa’da simitçi bize oradan iki simit çek! yalın ayak koşan çingenelere bölüş ömrünün bir payını demir kokuyor arkasında iz bırakan duman çıkmışçasına içimizden
siyahlar tül değildir bacaklarını örtsün transparan bir bakış göz aralarında kırmızı dudak,elma reçeli makinist kızarır utancından
doruğundayız bir hüznün vagon boşlukları nefes alma yeri abdesthane taşlar,yerlere dökülür üstte taşınır kömürün karası elinde bir bavul,taşınıyorsun
güneş vurunca ağlar tenin emek değil bu aksın alnından bacaklarına süzülür günyüzü günebakanlar ters döner sarı taksi sıyrılır plakasıyla garın önüne alıcı gözüyle süzdü bir süre
Haydarpaşa’da sessizlik bozuluyor trenin hışırtısıyla simitin son demlerini geveliyorum saat 18.04 güneş gözlerini yummak üzere dilenciler var gün ağarmasını bekleyen çingeneler koşturuyor gene arabaların camlarına bir genç bağladı velespitini kimseyi umursamadan trende şimdi gelmek üzere tekrar burada olacağım elbet tekrar bakacağım başka yüzlere.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İstasyon şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İstasyon şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Kalemin daim olsun
_________________________________Selamlar