artıkbu şehir eskitecek beni gidemediğim kalamadığım bu şehirde eskiyeceğim belli hatıralarımın üstüne basarak yaşarken içim acıyacak öyle çocukluk gençlik derken ne oldu zaman nasıl da böyle her şeye geç kaldım böyle olmasaydı olmasaydı diye sayıkladığımı anlıyorum nasıl da kısaymış şu hayat filmi başka hayaller edermiyim daha bilemem hayeller de yoruldular düşlediğim bir kasaba vardı bir kere göremeden yıkılacak evler sokaklar dökülecek herşey martılar yorulacak kasabanın üstünde uçmaktan ben orda olmayacağım oysa, kıyıda maviye boyanmış kayıklar sallanacaklardı hafif dalgalarla el ele yürüyen sevgililer görülecekti yollarda martı çığlıkları duyulacaktı şehrin her yerinde tuz ve balık kokusu dalga dalga yayılacaktı kasabaya küçük tepeye doğru çıkan dar bir caddenin sonunda bahçeli kiremitli bir ev olacaktı çok sevdiğim bahçesinde ağaçlara kuşlar konacaktı bahçedeki dut ağacı için söyleyecek çok şey vardı otobüs durduğunda kimin indiğini görecektim çektiğim fotoğraflarda ise masmavi gök yüzü olacaktı ve bir kaç beyaz bulut ikinci bir plan şöyle olabilirdi dağlar arasında küçük bir köy olacaktı etrafı ormanlarla çevrili köyde ekin tarlaları bahçeler derede akan temiz çayın şırıltısı duyulacaktı yaklaşınca dut ağacının altındaki çardakta hafif bir uykuya dalmakta vardı mavi gök yüzünü görecektim dalarken veda eder gibi ıslık çalan arı kuşlarının çığlıkları gittikce uzaklaşırken uyuyacaktım bir veda gibi olacaktı bu sonraki saniyelerde aklıma getirecektim küçük sevdaları hayal edecektim sevgilimin beni çağırmasını belki o uyandıracaktı beni birazdan diye saniyeler azaldıkca dalmaya sayısız düşünceler yıldırım hızıyla geçeceklerdi hayalimden işte böyle olacaktı hayat denilen şey belki mutlu olmak gibi bir şey olacaktı bu... |
Şiirlerinizi Beğendim...
Kutlarım...
............................................ Saygı ve Selamlar.