ŞİZOFRENİN VİTRİNİ
gözlerinin mavisi ve gecenin siyahı arasında gidip geliyorum.
zamanın pembe eteklerinden sıyrılmış herşey biraz meczup biraz uykulu üzüm taneleri görüyorum düşümde çok ezildikçe şaraba hak veriyor çekirdekler yirmi küsur şehir geziyorum yirmi küsur yol yürüyorum avuçlarım bir balıkçı köyünü yakıyor balıklar martılara küs yırtılıyor dünyanın ağları yıkılan yerlerime konut duaları okuyorum. orhan veli istanbulu dinliyor ben gözlerimi kapatıyorum. umurumda değil. kirpiklerinde asılı duruyor gülüşüm halsiz ve güçsüz çivilerle şiire cümle asarken bir ressam yanıbaşıma çaresizliği çiziyor üstelik çok lacivert. arka fonda gözlerini çalıyor cennet bremen mızıkacıları gibi alıp şiirimi gidiyorum bir dakikalık kaygı duruşu sonra öleceğim usulca tamiri caizse yüreğimi toplayacağım birde nane şekerleri gidilecek bir yer var ama gözlerime hırsız girdi. erotik bir hikayenin ırzına geçilen kahramanı gibi cuma hutbesinden önce ölmüş mevta gibi ses sınırlarını deldiği için taşlanan müşrik it gibi bir daha ki hikayeye gideceğim. bil/inçsiz bir okadar ölçeksiz patron bir hüzünle... |
Selamlarımla