MESELÂŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Sonra dedim ki,
geceye sadece gözlerin değil, en çok da sesin düştü. Vecdi Murat SOYDAN Sizin oralarda gün boyu duyulan çan, Bizim buralarda ezan seslerine karıştı, Yirmi dört saatimin, Yirmi beş saati seninle dopdoluyken, Tatlı bir yorgunluktur bendeki... Vaktin saatin gerçi önemi yok, Ayaktayım nasılsa, Hayretim kendime, Kınar mısın, kanar mısın, İnanır mısın, bunların da önemi yok, Meselâ diz çökmedim senden başkasına... Hani ola ki, olmaz da, Oldu diyelim, meselâ, Tam umudumu kestiğim bir anda, Cama tıklasan, Pencereyi açsam, Seni karşımda gördüğümde, Ezan sesi duymuşcasına huzur bulsam, Şayet heyecandan bayılmamışsam, Sevinçle boynuma çan takıp, Deliler gibi sokaklarda koşsam meselâ... Sonra yorulsam, kollarına atılsam, Kucaklasan beni, sıkı sıkı, Akide şekeri gibi tebessüm etsen, Baygın baygın baksan, Gözlerini benden ayırmasan, Ben utansam, terlesem, İçim içime sığmayıp yerlere yuvarlansam, Ağlayan gözlerle sana yalvarsam, Sıkı sıkı tembih etsem sana, "Ne olur beni bırakma, kapında köpeğin olayım, sensiz ne ederim sonra?" diye, Çocuklar gibi, Tepinsem meselâ... Sen acısan bana, Koynuna alsan, Sonra mışıl mışıl uyusan, Başında nöbet tutsam, Yirmi dört saatin yirmi beş saati Aklımdayken, Hep sana baksam, Can suyunda hayat bulsam, Saatimi hep sana, Daima sana, Yalnızca sana ayarlasam meselâ... Tüm işlerimi tehir edip, Zamanı durdursam meselâ, Sen uyusan, Ben yanında huzur bulsam... Meselâların da önemi yok, Mesafelerin de... Mesele derin, Bil istedim... Vecdi Murat SOYDAN (Yaşanmamış Aşkların Şairi) 26/10/2016,Isparta |