KISIR DÖNGÜ:
Kaç bahar kaç yüzyıl geçecek
meleklerin kanatlarından medet umar kelebekler kış düşü kar suyu süzülür dağlardan ateş düşmüş gümüş suyu çoşar ağtabakasını deler gözlerinin irisinden öper kelebekler Ilgıt ılgıt esen rüzgar dinliyor sesimizi ıssız köşelerde kapı çalıcı ölüm meleği eliyor her sınavdan gün gün ışığa koşan hayalleri kurutuyor ay saksısında yıldız çiçekleri ve sen kışa benziyorsun İliklerine kadar sonbahar düğmeliyor yıldızlar ayın gördüğü resim ürperiyor içim düş görüyorum gibi sanki, gerçekler... okunuyor cüz cüz bir eylemde yavan sevdalara sarıyor beni yorgun yıllar rüzgarı kesildi umudumuzun ağlayan yanaşma bir zaman kuytusunda uçurum kenarında açan çiçekler soluyor ayet ayet özlemekten öte yaz yağmurlarını özgür kuşlar... havalanıyor bulutlarda toz pembe hayaller elleri kelepçeli, tutsak her doğan gün nar çiçeği rengi ağlıyor o son ışık süzüyor Dorein gray portresinin gözlerinden kan çanağı hoşçakal ölüm perisi pamuk şeker düşün ışığı hoşçakal çocukluğum.........… soluyor göklerde mavilikler denizler üşüyor düş düş ezberleniyor her gün ölüm değeri yok sözün öz öz goncalandı sabrın selâmetini irdeliyorum... Nurten Ak Aygen 23/10/2016 |