Daha da Aydınlık Olacaktı Oysa
’’Ahmet Taner Kışlalı Hoca’nın Anısına, Saygıyla...’’
Ah be yirmi bir ekim ne kadar acı bir çentik attın ruhumuzun derinliklerine ve milletimizin yüreğine... Biz ki acıları sabır taşına yazarız biz ki oynanan oyunları bir çırpıda bozarız biz ki yüreğimize kapıyı çalmadan girenleri sadece profesör değil, baş tacı da yaparız... Aydınlık daha da aydınlık olacaktı oysa güvercinler daha bir coşkulu kanat çırpacak insanlar susacak pür dikkat dinleyecek bilim adamı ve bilim konuşacaktı... Ah be Ahmet Hoca gözlerimizden ince ince süzülenler sadece yerleri ıslatmıyor yüreğimiz de nasipleniyor bilesin... Zamanında ipliğini pazara çıkardıkların şimdilerde kendini bir şey sanma sevdasında dış mihrakların borazanı olmuşlar birileri çalıp çalıp durur onları... Çok dereler aktı köprülerin altından memleket darda politika artık bir çıkar aracı sanki üç kuruşa satılan bir mal pazarda... Hep diyorum çıkın bakın yurdumun coşku dolu dağlarına ovalarına, yaylalarına, yollarına denizde ki Lazlı takalarına alın teri dolu köylerine asalet dolu şehirlerine şehirlilerine... Sorun bakalım kim unutmuş kim söküp çıkarabilmiş yüreğinden Ahmet Taner Kışlalı’yı Uğur Mumcu’yu, Bahriye Üçok’u katilleri mi şeytan görsün yüzlerini ve duymasın kimse ne isimlerini ne de sözlerini... NOT:21 Ekim Prof.Dr. Ahmet Taner Kışlalı Hocanın katledildiği acı bir gün |