Yandık ve düşündük
Zulmün ve ihanetin kor demirine dayadık başımızı.
Yandık ve düşündük; Bize ihanet edenlere de ihanet edilmiştir. Affımız ve cezamız bu bilge içredir. Unutmaksa unuttuğumuz sözcük. Ey bağışlaması bol Rabbım.diyenleri Şeytanla izdivaç edip,başımıza olmaz işler açan Bu karnaval piçleri.... Buzlar tünelinden geçerken Düşünmeyin aklınızla çiftleştiğinizi Tutmak için gerek kalmadığına elinizi Hak verin ki korkunun paniğe dönüştüğü günlerdi Üç övün yasaklıydık Herkes kendi kamburunu taşır dediler İnanmadık Duygularımızın hesabını istediler Vermedik Gözlerimize kelepçe takdırmadık Sonra;paralarıyla arabalarıyla geldiler Kadınların döl yataklarına park ettiler. Çatapatlarıyla korkuluklarıyla geldiler Kuşları aldatır gibi aldattılar Sevdalarımıza kramp girdi. Bilemedik. Ayaklarımızı nereye, Ellerimizi nasıl, Okların yerlerini deyiştirdiler Sevgi öfkeyi,öfke sevgiyi Gösterdi bir süre Midemiz bulandı insan cesetlerinden Kimimiz burnunu tuttu Kimimiz çıkmaza sokaklara kustu. Bilirmisin;Cellatların sinsice geldiğini Tıpkı geri zekalılar gibi. Suyu avuçlayarak çeşmelerden içtiğimiz o günlerde. Sırtımızdan vurdular. Kitaplarımızı yaktılar. Gülüşlerimiz ağızlarımızda dondu. Tökezledik bir süre. Şimdi kemiklerimiz bozkır renginde Böbreklerimiz e taş koydular Ciğerlerimize balgam Yüreklerimize korku saldılar Can evimize bilincimize parfüm Şimdi kemiklerimizin fahişeleşme si ondan Olmadık frekanslara ayarlamıştık kulaklarımızı Yanlış numaralar çevirdik Yanlış telefonlara merhaba yatırdık. Karşılıksız çekler olur ya Kaptansız gemiler olur ya İşte öyle bir şey Hatırlıyorum da; Kerat cetvelleri bile yanlış çarpıyordu O günlerde Türevin ayağında paranga Yüreğinde limit vardı. Velhasıl kapkara bir hikaye yazdılar Beyaz beyaz ak ak oku diye Önümüze koydular. |