Hayatın Doğum Lekesi...
ufacığım ben
küçücük bir nokta zerre tanesiyim evren içimde kıpırdıyor kuşların gözleriyim ben ufacık oylumlara dünyalar sığıyor... ben içinde nehirler süzülen bir dağım ismi kuru diye çağrılan akarsuyum yumuşak bir fiil olsaydı ustası ben olurdum inan ve uçuşmak bir yer olsaydı en zirvesinde ben otururdum bazen ayaklarımın olmadığına inanırım ruhum taşıyor bedenimi bazen ellerinin üstünde yürütüyor bazen sürükleniyor ve sürüklenmek bir yıldız ismi olsaydı en parlayanı ben olurdum inan... ben hayatın en koyu doğum lekesiyim ana rahminde kuluçkaya yatmıştı kederlerim bir aşk doğurdu onları kalbimden yırtılarak ve ben kendimin asi çocuğu şikayetçiyim gözyaşlarımdan ve eğer ağlamak bir mevsim olsaydı sonsuz bir yağmur olurdum inan... şimdi yazgı tüyleri yıpranmış bir kedi ismi umut, kesilen ağaçlardan yapılmış masal kitabı belki renkler bile gözlerimizin bize anlattığı hurafelerdir bilmiyorum günahlar sevaba kur yapıyor sevap şimdi elleri çatlamış bir fabrika işçisi ve bütün sevabım kızıl bir günahın ölüsüne beyaz kefen giydirmekti ve eğer ölüm bir resim olsaydı ona durmadan uçan kuşlar çizerdim inan... ✒T.Y. |
güzeldi siir. Saygılar.