CİMRİ KELİMELERİM...
İdame ettirmek yalnızlığın gölgesini:
İsi kayıp bir şehir kadar kimsesiz belli ki: Hani sarmalında ufkun, Kıble bildiğim ruhun Ta derini saklı sevince ortak müşkülpesent bir günce. Adımı tırsak bir varlığa emanet etmiş Tanrı Sonra da üstü karalı bir cümleyi mahzen bilmişim, Demeye ne hacet, Kırağı çalan kerrat cetvelim: Sondan başa, Akılsız kepçemde bir tutam huzuru eklediğim Tuz ruhu o cimri kelimelerim Ve dokunmaya kıyamadığım hayallerden arda kalan, Ah ki ah: nasıl bir talan. Ölümlü düşlerim… Ben gibi. Yürek yarası mı dediğim o aykırı rota, Hadi buyur, buradan yak çatık kaşlı meleğim. Hem demedim mi ben sana: Sen de bıkarsın bir gün onlar gibi Bu yüzden bak ve gör, İndinde saklı düşleri Şu közün bilinmez seyrinde Ve hoş bir eda ile savrulduğum rüzgârın Titrek naz’ı. Nazlardan naz beğenirdim bir zamanlar Ve üstümde rüküş bir elbise, Dünlerden kalma Ve ahkâm kesen yarınlardan kesip de umudumu Yitirmemeye ahdettiğim çocukluk manifestom. Hala takılıyım dünde: Nasıl da rağbet etmiştim oysa Hatta adım gibi emindim, Peşrevinde yetişkinliğin Makbul göreceğine devranın. Kırık kelam sahibine ait: Sıkan, sindiren zaman zaman silmeye muktedir Darmaduman isyanından damlayan beşerin. Saklı sıradan cümleler iken boykot eden hayatı, En sihirli mecra yine tüketilmişliğin neferi. Bir gömütten midir ibaret o eksik günce, Soluduğu kadar hayatı, Solmayı sonlandıramazken gökyüzü Ve isine muhalif ömrün, Sükûtu kim bellemişse fermanı gönlün… |