SON BİR ŞİİR
Sonsuzluğun minvalinde bir şiir yazmalıyım…
Adı konmamış, Tüyü bitmemiş yetim ve aciz düşlerimin haczine yığdığım, Yıkıldığım, Tıkıldığım metruk yüreğin bağlı basiretine Dahi söz geçiremediğim bir şiir Ve adını sen koy. Gıybet akşamlarında dokunurken rüzgârın eli Perçemine gecenin Ve dillendirmeye doyamadığım sevdanın… Bir şiir: Son bir şiir: Hazan makamında, Kurulu saatin tefrikasına yığdım o son dakika: Ölmelere doyamadığım cinnet akşamların Devrik rotası ve delaleti yüzsüz imgelerin. Satılmışlığını evrenin belki de nükseden Devrik bir tümceye yığma telaşı ile İstiflediğim acının savruk yalnızlığında, Yetmedi, damıtılmışlığı aşkın ki en büyük kefaret Yine boyumu aşan hülasa bir yorgunlukla Adını koyamadığım bu sevdanın Adını konduramazken Dilimde kekremsi gölgenden yudumlarken Ve araklarken çalıntı sevinçlerimi İlmik ilmik dokuyan aşkın bam telinin. Sen koy adını, sadece sen: Dokunamadığım suretinden akan en liyakat gözyaşı olsa da, Tuttur ıslak bir türkü dilinde, Doyamadığım ömrümün o ritüeli iken Sonlandırmayı dilediğim hüznün gölgesinde, Yazmadığım son şiirin ilk hecesinde. Bağnaz belki de mağdur bir şiir Aşkın bilmecesine vakıf bir şehir belki de. Nükseden hüznü yudum yudum içiren, İçli niyazımın son hecesinde Aklında takılı o söylenmedik vecize Ve tutuşan iklimlerin Tutkulu yalnızlığı: Peyder pey tüketilen zamana geçirdiğim o kılıf kadar da Esnek bir suret, Bilinmezin indinde ödemeye doyamadığım kefaret Ve tek bir hece her lehçede, Dokunaklı bir terennümün silinmez izi yine Gözlerimin bakir boşluğunda Adsız bir şarkı, Kifayetsiz bir günce kadar boş boğaz. Sindiremediğim ölümün muhafız alayı imlerinde Boş boğazım işte Ve derken ölüyorum sayısını unuttuğum gölgelere Verirken son talimatı. |