kelam-ı-kibar
Tanrının yapımcı olduğu bir filmde oynuyorduk
sen güldün ben sonbahar ve düşlerimizde özgür fotosentezle döndük güneşin ekseninde, yarım yamalak nefese razı. zemheri bir mevsimdi kalan bize. sonra "sengittin" seni gitmekle bitişik yazdım bütün şiirlerde. şapka kanundan bu yana sevmedim şapkalı harfleri.. şayet omuzlarıma melek olarak atansaydın bir din bile seçerdim. gunahları yazmayı bırakıp metris türküsünü okurdun bana çankaya yokuşu çıkarken. nefes nefese kalırdı aşķ şimdi; yüzünün göğü ile Allahın göğü arasında gidip geliyorum. dilimde yolunu kaybetmiş zührevi bir nakarat taş işçileri çalışıyor beynimde sanki yine bildiğin sebepten ölüyorum. dağlara çekiliyor yüzüm eksik şiirler gibi duruyorum yırtık bir sayfanın coğrafyasında. sınırlarımı çoktan yırttım. kolunu kapital çarka kaptırmış bir işçi, nieczhenin hiçliğinden daha hiç, olması gereken kadar piç başı kırılmak pahasına matematikte çarpılan rakam, wey lo’yla başlayan bütün tükenmişliklerin inancı, Şeytanın sözlüğünde ölüm mizacı Batman’da kadın cinayeti, Silvan’da kuş ölümü, yetiştirme yurdunda ranzaya kazılan anne gibiyim nasıl okursun beni bilmem. bayrak olsaydın ağzımda küfürlü sloganlarla sallardım seni bir mitingte en ön safta sınırım olsaydın ayaklarımı mayında kaybetmek pahasına geçerdim toprağında. hangi boynu devrilesi devrik cümleyle anlatayım ki seni hangi rengi çalayım gökkuşağından söyle. söyle ki senden sonra ayırdığım zamanın yakasını dikeyim. söyle ki sana çıkmayan sokağın çıkmazını sikeyim. // beni vursunlar, senin gittiğin yerden vursunlar. beni assınlar; ayaklarım celladımın başını geçsin. pynst. |
Giderler..
Gitmek mi zor kalmak mı! Kimbilir...
S onsuz bir sevda güncesi.
'Şiir' düşmüş güne. Çok güzeldi.
Teşekkürler paylaşım için 'Şair'.