EKİMİN İLK GÜNÜNDE
Bu gün hangi buruk hırkamı
giysem acaba kaldırımlarda dövünen yağmalanmış duygularımla ördüğüm gri hırkayımı Yoksa yangınlarımın kör dumanında kaybolmuş hayallerimin isli siyahımı Ey sevgili,ki bu kelimeye layık değil varlığın en acı arabesk şarkılarını giydirdiğin çileli ömrümün siyaha bürünmüş duvarlarında kilitli nefesimle ruhum şad olmak üzere Hezeyanlar la sürgün ettiğin gülüşlerimin bedelini ödermi dönüşün Hayır gelme Islak ve yağmurlu o gecede ıhlamur kokularının terk ettiği kaldırımlarda kaldı yüreğim Hezeyanlarla dinginlediğin düşlerime nefessiz bir ben giriyorum Geceler göz yaşlarını döktükçe üzerime nemlenen dinginliğim yüz tutar çürümeye Uyanırım bazen sen gelirsin kömür karası acı mayalarla dolu ellerinle İrkilirim gelme bakamam hilelerle dolu gözlerine Kaç çetele çürümeye yüz tuttu ruhumun duvarlarında Kaç acılı şiir yazdı kalp atışlarım yükledim kanatlarına kuşların kaç acı çektiler yüreğimden serçe gözleriyle Kaç kere yıkadı beni yıldızlar ruhumu iyileştirene dek arındım senden Şimdi senden kurtuluşumu kutluyorum kadeh tokuşturuyorum yıldızlarla gecenin saf duru çiylerini yudumlayarak Yeni bir ben doğuyorum ekimin ilk gününde senin benden gitmişliğinle yıldızların ruhumu yıkadığı bedenimle dim dik durup ılımlı yağmurun eşliğinde adı sensiz umutlar ekeceğim aklımın bahçesine Ekimin ilk günlerinde Sabahat Çelik 01.10.2016 |
Kalemin susmasın
__________________________________________Selamlar