9
Yorum
19
Beğeni
0,0
Puan
728
Okunma
Bazı zamanlarda sana dokunmak
çellonun tellerinden aşağıya yavaşça kaymak gibi
gözlerin o an rıhtımda bir tekneye binerek uzaklaşıyor
kızıl bir adaya demir atmışsın ve alabildiğine ufak
ayakların toprakla flamenko yapıyor,ben sizi kıskanıyorum
en güzel zamanlarının burada geçeceğini sanıyorsun
yağmur damlaları düşer bir gün
metropolitan müzesine yakın bir bardan
en güzel kadehimizin içine
çıplak kadın resimleri duvarı kaplamış
New York’ta bir gece
öylece aydınlanıyor
sen utanıyorsun
oracıkta elinde sarı lalerini barından bir çiçekçi belirir
buketlerin içinde saklı bir akşam güneşi,kızıllaşmaya müsait
senin gözlerin kapalı
her mum gizlice bekler çekmecesinde
kollarımı nehir yatağı gibi açarım
sen hayatıma uzanırsın yorgun bir halde
belki o zaman öperim seni
kedi bıyıklarını çizilmiş siluetini izliyorum
bu bir fiestadır,kapanmayan bir yaradır
Buena Vista konserleri gibi
yarım kalmayacak
ve
adını bilmeden seni öptüğüm bütün sokaklara
bizim adımız koyulacak,bir gün
bazı zamanlar sana dokunmak bir yılanın ten değiştirmesi kadar taze oluyor
bazı zamanlar ise dünyanın tellerinde koşturmak gibi
her adımda farklı bir nota.
Eylül’