Kemik/siz
gönül intiharına maruz olurken beden
nice devinmeleri bıraktık ertesiye bir şeyleri götürdü hep içimizden giden yepyeni umutlarla baktık pazartesiye yunarken ellerimiz kana boyandı sular sesimizin rengine vurdu o kızıl nota hangimiz sevdiğinden bir an kötülük umar hangi ruhta gizlidir menzile giden rota ilk tattığımız acı bademin dilde aşkı ah kayısı çocukluk, çekiç altı çekirdek gözler düştü kuyuya tavanda ayın şavkı firak - visal iç içe sıradan oldu gerdek geceler işsiz artık bekleşir kaldırımda yosma hayallerimiz temiz hislerden doğdu akıl dibine vurdu tıkanan her adımda açılan her boşluğa koca bir ömür sığdı öfkemize esirmiş meğer o derin sözler metânet mizanında hafif geldi yükleri erdemlikle övündük ölü yaşayan bizler biçtik usturalarla o incecik kökleri öncesi iğne ucu sonrası sırma iplik nasıl da rüzgar aldı dikişler açılınca ve hep aynı senaryo, sahne ve aynı replik dilin kemiği varmış anladık kırılınca Şahika Güray |
Selam ve Saygılar....