Lâle savaşcısıŞiirin hikayesini görmek için tıklayın bir Akgün Akova siiri;
" çantanda bir sürü anahtar var lale biri evinin geceleri merdiveninden korkarak çıktığın biri yalnızlığın, kalabalıklardan damıttığın giysi dolabının biri ki giysilerini sevmem gizlerler güzelliğini ... çantanda bir sürü anahtar var lale ama açmıyor hiçbiri seni açmıyor işte anla kendini aşklara kapattığından beri " gece pullarını soyunurken teker, teker perdeler aralık yalnızlık, izler aynadan seni ve erguvanları aşmış boğazı _bilirsin; çatılarda ak noktadır martılar..._ o an kırmızı bir rüzgar çarpar yüzüne, kimliği belirsiz; ürperir kirpiklerin oldukça tanıdık gelir avucundaki özler ve su vermeyi unuttuğun kanarya da terk etmiştir, evini o artık özgür o artık belki de, ölü... _ bilirsin; komşu, tekir fırsat bekliyordu zaten!..._ oysa, az önce, el alışkanlığı; bir anahtar bıraktın paspas altına _hatırla!_ bir anahtar da, yuvarlandı merdiven boşluğuna ruğan çantadan. çınladı, kısır dünya kasıklarında aklına düştü polisten gizlediğin kitap _bilirsin; korkuluktaki sıcak parmak izindedir, aşk..._ ansızın, yıpranmış sayfalara ve bileklerine bakıp ağladın! haydi gel, boşverelim herşeye. şimdi, boşalma zamanı... ; ve gece istiyor seni , soyunmaya devam et! |
güzeldi...kutladım güzel yüreğinizi... saygımla...