AFiLLi SıZıŞiirin hikayesini görmek için tıklayın "özlemin sırnaşık sesini kısmaya çalıştıkça
köpük köpük taşıyor yüreğimin mazgallarından dayan dayanabilirsen bu uçkursuz nâr’a" ... şafak sökmeden uyandı yine arşipel gözlerim al al kırağı yağmış kirpiklerimin her bir teline keskin bir acı çullanmış sanki içerlerime içerledikçe içerliyor yüreğimde taş(t)an arsız sızı nedensiz değil ki ağzı süt kokan bu çığlık biliyorum çok hasta bu aralar sancılı ağrılarının derin izleri olmalı bunlar en tezinden sesini duymalı en tezinden gülümsetmeliyim kanatsız meleğimi off anne’m ne çok özledim seni her zamankinden daha çok hele her derde devâ anne kokunu bakışlarının sonsuz merhametini döşünün sevgi dolu şefkâtini iki dudak arasına sıkıştırdığın ömre bedel tebessümü âhh yanıbaşında olsaydım keşke kurban olsaydım gözünden düşen her damlaya merhem olsaydım üfleye üfleye kabuk bağlamayan üzünçlerine ağzımla besleseydim seni hatta bebek yüzünü bile ben yıkasaydım her sabah aklaşan saçlarını da ben tarasaydım acıtmadan sonra bebişim diye kollarımı iki yana açıp bağrıma bassaydım doyasıya âhh bu gurbetlik âhh bu hasretlik öldürecek bir gün beni anne öldürecek ama sen sakın babam gibi vakitsiz ölme sakın bekle...bekle az kaldı çıldıran özlemlerimizi susturmaya ayaklarının altındaki cennetten öpmeye geliyorum geliyorum yeminle anne nagi han "sabah sabah sesini duymak ne güzeldi yine cennetini bağışladığın için teşekkür ederim anne" |