GÜLEN ADAM
Bir zamanın birinde dediler gülen adam!
Gülen adam da neymiş;herşeyi bilen adam: Kalpleri feth ederdi salya-sümük sözleri, Derlerdi "Hak dostudur,Hakkı görür gözleri." Her mevzuda bulurdu kendince çıkış yolu, Dağarcığı çok geniş kelimelerle dolu. Biz de zannettik onu Rabbini bilen adam; Gönlünden masivayı,şeytanı silen adam. İnananı söylerdi "alemde yoktur eşi." Kimisi derdi ona "kainatın güneşi" Derdi ki;"Hak dostuyum,gemim yüzer karadan; Bu hali benim için takdir etmiş yaratan." Bu kadarla yetinmem, gelecektir zamanı; Şimdiden deyin bana -kainatın imamı.- Kürsüden fırlatırken Allah’ın kitabını, Tavrıyla destekledi, sihirli hitabını. Kalbindeki marazı tükürüp nur tasına, Ehl-i salibi koydu cennetin ortasına. İnananı sömürdü,hainlerle sevişti. Haramı helal kıldı,akideler değişti. Güçlü her kim var ise eteğini yaladı. Kızımın örtüsünü vicdanına doladı. Sireti sahte imiş,elhak kul imiş kula. İmanın izzetini sattı sahte bir pula. Derken işler karıştı, durgun su halkalandı. Beyazlar siyah oldu,denizler dalgalandı. İnsanların üstüne sürdü kuduz atını, Hesab etti kendince, dünya saltanatını. Gözyaşına bürünüp cin çıkardı fesinden: Milleti hançerledi okyanus ötesinden. Seninle yollarımız ayrı düştü bilesin, Duam odur ki sana "CEHENNEME GİRESİN." |
Eyvallah