Haydi gitSöyle perçemlerine bensiz ateş mi düştü Alevlerin içinde beni mi arıyorsun Yoksa sabah yangını gözünden düş mü düştü Aynalara bakarak ismimi tarıyorsun Sana neler söyledim bi türlü dinlemedin Ellerini uzatıp hoşça kal demedin mi? Buz dağları gibiydin derdimi anlamadın Topla eski günleri benden al demedin mi? Şimdi ne oldu söyle hasrete şaşıyorsun Bensizliğin suçunu üstüme atıyorsun Vedâ eden ben miyim yaramı eşiyorsun Benim gibi seven yok ondan mı çatıyorsun Ümidimi saçına taç yapıp takmadım mı? Rüzgârdan ellerini söyle kıskanan kimdi Uğruna bu gönlümü gülerek yakmadım mı? Hata senin bir tanem suçlu arama şimdi Yokluğunda kaç gece ismini sayıkladım İnan hiç değişmedim kalbim hâlâ kanıyor Her sokağın başını belki diye yokladım Kime sorsam gözleri sanki beni kınıyor Eğer hâlâ istersen artık gidebilirsin Bende ki sen değilsin o imkânsız hayâlim Aşkımın gerçeğini en iyi sen bilirsin Biraz da seni yaksın harâb olmuş bu hâlim Hâlâ yaralı bir kuş, gözlerimde ümidim Kırılmış kanatları uçamadan düşüyor Bir zamanlar uğruna deli divâne idim Şimdi her sonbaharda içim daha üşüyor Unuturum diyemem elbette unutamam Ama bu yara ile inan yaşayacağım Hep yarım kalacağım bana uzaktır tamam Makberî’ce günâhı böyle taşıyacağım _______ Makberî |
Kutluyorum, selamlarımı sunuyorum.