Yara Ve Yâren Meselesi
Eskimeyen yaralarım var benim
acıyı daha güzel nasıl yaşarım diye düşünüp durduğum onca gün ertesi Yüzümde bunca uzak Ağzımda ufalanan şehirler uzayan yollar Ve toz Ve kan Ve hınç Küfür konusu bunlar hep... / Yâr ne güzel şey Kaş çatıyor yara oluyor Göz süzüyor yâren oluyor.../ Oysa ben Yâr aralarımı seviyorum Sapkın bir heyecanla dokunuyorum ölmüş aile büyüklerimin resimlerine Sen yalnızlığı sevme işini yadırgıyor olabilirsin bunda bir abes yok Oysa ben ne çok ad’ım sende unutulan harf harf hece hece. Vakitlice Mecnun Vakitsizce Kerem Çok içtiysem Yusuf Hele Kaçaksa tütünüm sararmışsa dişlerim Kamber Yüzümün gülüşüne değdiği yerden tanıyorlar beni Gülüşünün gırtlağıma yumrulandığı gecede vuracaklar ellerimi Bu tortu Bu tat Bu elmayı dişleme meselesi değil ki bu hınçahınç keder... İçim ana baba günü üstelik bunun aşkla ve senle ne alakası var Ben sende yolları sevdim diyor şair Ben içerliyorum İnceldiği yerden kopan parmaklarımı yüzüne sür Yüzün Kenan kuyusu... Kenar mahalle kahvesinde okeye dönüyor sersefil avuçlarım Kırkikindi bekleyen bozkırı yükselen şu dağı anlıyorum da Diz kıran el etek öpen alçalan alçalırken omuzları kabaran insanı anlayamıyorum... Bu tortu Bu tat Bu toz Ve hınç Yapış yapış hissizleşiyor etim sıcaktandır diyorlar sıcaktan diyorum Temmuz sahneyi kanayarak terk etti Haziran nicedir gözyaşı Gözümün üstünde kaşım varmış öyle diyorlar Doğru diyorlar... |
Tebrik ediyorum.