ÇAPKIN BİR RÜZGÂR AYIRDI BİZİ
ÇAPKIN BİR RÜZGÂR AYIRDI BİZİ
Söğütçüğüm, ben ordayken yıkılmıştın, Yıkmıştı acımasız bir rüzgâr seni. Şimdi ne yapıyorsun, söyler misin? Sürgünler veriyor musun yeni? N’ olur yalvarırım, yalnız bırakma beni! İlk dikildiğin zamanları anımsıyorum da hani, Ne kadar sevimliydin o zamanlar .. Sonra büyüdün, dal verdin, Evimizi süsledin .. Boyun uzamıştı evimiz kadar, Ayırdı bizi bir çapkın rüzgâr... Yaprakların pırıl pırıldı .. Çocuklar gölgende oynar, Dallarına kuşlar konardı .. Aşıktı diğer ağaçların hepsi, Hepsi sana yanardı .. Sonbahar gelince yaprakların hafif sarardı .. Ben bahardan sanmıştım, Yoksa bir derdin mi vardı? Sevda mı çekiyordun bize çaktırmadan? Gönlünde birisi mi vardı? Damarlarında aşkın suyu mu akardı? Yine de sevimliydin sen .. Hafif bir rüzgâr eser, dallarını sallar, Yaprakların sağa-sola kayardı .. Uzundun, inceydin; fakat büküktü boynun. Söyler misin neden öyle üzgün dururdun? Bir zamanlar bir kızla oturmuştuk dibinde, Bize bakıp bakıp da gülmüştün .. Belki içimizdekini bilmiştin, Belki de yazık ayrılacaklar diye üzülmüştün de, Biz gülüyor sanmıştık seni .. Şimdi anlıyorum yeni yeni... Çocuktuk daha o zamanlar, Sense fidan boylu bir genç .. Başından geçmişti elbet bizimkiler gibisi .. Biliyordum ayrılacağımızı er geç .. Ve doğru çıktı düşüncelerin, Ayrıldım ondan istemeyerek de olsa .. Fakat ister miydim ayrılmak senden? Asla! Çapkın bir rüzgâr ayırdı bizi .. N’ olur söğütçüğüm, ben varıncaya dek yeşermeye başla! Yine yaprakların olsun dizi dizi .. Unutma bizi, şenlendir evimizi! Arif GÖLGE (Ankara, 14 Ekim 1983) |