KARA KEÇİ DESTANI
KARA KEÇİ DESTANI
Bir yağmur beklerdi Anamur eli, Kaldıramadın mı bir anlık seli? Seni demi buldu ölümün eli? Kara Keçim acep şimdi nerdesin? İki yavrun anne diye meleyor, Bakışları yüreğimi deliyor, İçtiğim sütlerin akla geliyor, Kara Keçim acep şimdi nerdesin? Alışkın değildin sen hiç soğuğa, Tutulmuşsun bir amansız ağıya, Yenik düştün şu insafsız doğaya, Kara Keçim acep şimdi nerdesin? Bir kış günü iki yavru kuzladın, Kimse yoktu kend’elinle tuzladın, Unutulup gidecek, senin de adın, Kara Keçim acep şimdi nerdesin? Yavrunun ikisi yaşına yetti, Biri borç yüzünden ellere gitti, Küçük yavruların bizi “hon” etti, Kara Keçim acep şimdi nerdesin? Su verdik bir yudum yutamaz oldun, Çırpındın yerlerde yatamaz oldun, Koşardın, bir adım atamaz oldun, Kara Keçim acep şimdi nerdesin? Yılmadan direndin dertlere karşı, Çaldılar başında hep ölüm marşı, Azrail kazandı zalim savaşı, Kara Keçim acep şimdi nerdesin? Bıraksalar daha kaç gün yaşardın (?) Ağrıdan-sızıdan yeri deşerdin, Sen demi bu hallere düşerdin? Kara Keçim acep şimdi nerdesin? Tutup iki kişi attılar yola, Tanrı dert vermesin aman bir kula, Kemiğin de kalmaz gelecek yıla, Kara Keçim acep şimdi nerdesin? Yolun kıyısına köstüler seni, Kurtuluş yok diye kestiler seni, Yerde sürüdüler o nazik teni, Kara Keçim acep şimdi nerdesin? Yaşamak isterdin her şeye karşın, Daha tazeciktin, çok gençti yaşın, Bıçağı görünce kalkmadı başın, Kara Keçim acep şimdi nerdesin? Gitmek istemezdin öbür dünyaya, Bir bahar akşamı attılar çaya, Bir daha dönmezsin gayrı yuvaya, Kara Keçim acep şimdi nerdesin? Dört gündüz-üç gece yalvardın durdun, En sonra karşında bir bıçak buldun, Gözünde tütecek belki öz yurdun, Kara Keçim acep şimdi nerdesin? Yaylayı-sahili her yanı gezdin, Zor muydu yaşamak, ne çabuk bezdin? Yaşlı gözlerinle bizleri süzdün, Kara Keçim acep şimdi nerdesin? Ozan Arif, bu işe çok üzüldü, Boğazında lokmaları dizildi, Senin yazgın bıçağa mı yazıldı? Kara Keçim acep şimdi nerdesin? Arif GÖLGE (Anamur, 16-19 Nisan 1986) |