Senede bir gün
kumsalda bir yaz akşamı
geziniyor parmak uçlarım, beden har... içim boğum boğum ceplerimde yarı belirgin aşk. içinde uçucu bir haz kum taneleri gibi çözülüyoruz. anlatıyorum rüzgara; -bu gece ölüm gibi değil deniz! ilk kez dokundum yanaklarımın kıvrımına bir şiiri yazarken. anlam yükledim bir kahvenin içimine. ağzımda içmediğim bir bira, bir sigara tadı... kafamda parıldıyor cevap ’akıl gözün kirpiğini kapadım’! etrafta belli belirsiz emareler karanlik dedi ki; -şu yoldan gidin olası acemiliğim, önlem alır gibi kenara çekildi -hadi git... kısacık an, dolu bir kadeh kadar sarhoş. bilmiyordum değişmediğimi! ah unutmuşum! farklıydık biz... ritimlerin içimdeki tenhalığı yeni... gel gitlerim var değinmediğim... hadi sor! hangi yemeği, hangi şarkıyı sevdiği mi.? -bilmem mesela, denk gelirim tadına... hadi çık aradan yerleşik mülteci! geriye kalanı not tutmuyor zihnim. |
hadi sor!
hangi yemeği, hangi şarkıyı sevdiği mi.?
-bilmem mesela, denk gelirim tadına...
hadi çık aradan yerleşik mülteci!
geriye kalanı not tutmuyor zihnim.
kutlarım nice güzel eserlere inşaallah yürek sesiniz hiç susmasın