Öncesi Sonrası
Hep bildik bir şarkıyı seslendirir akan su taşlara çarpa çarpa
Zorla kafaya sokar, esrik bir ruh halim var üstünüze afiyet Çağlayandan düşen ses umarım sakatlanmaz suyun intihar vakti Faili meçhul cinayetlerin delillerini karartır gece. Büyür çiçeklerin rengi suyun sihirli eli değince Sabahları ne mutlu uyanılır anlıyormusun sevince Gün yıkanır şerefine değme keyfim Ağaçlar ne huzurlu büyür Ölüm bile unutulur ne bileyim belki Mazur görülen halleri olabilir nitekim Kanı kanla yıkamazlar hem ne güne duruyor su. Tuzdan korkar yaralar bir de tütünden Yeni başlangıçlardan bir de dönüşlerden,ayrılıklar Kuşlardan ayrı kalmaktan içerler gökyüzü bir de hava kirliliğinden Bence Eros ya çok muzip biri yada çok kötü bir nişancı. Yüreğim sensiz çarpmaktan burkulur Yıllar sensizlik isinden rengi atmış bir şekilde birikir birikir Tenin üzerinde tortulaşır Salkım saçak olur mezarlık servilerinde Ölüm biraz da akrabadır ayrılıkla... Yaprakları hüzün yoklar güzün Boyar sarı bir hastalık rengine İnce bir hastalıkla pençeleşir söğütler Zaman kan emen sivrisinek Kim için yas tutuyor gece Saat kaç öğrenilmez kum saati bele bakınca Gölgeler cüceleşir tam öğle vakti İkindiye uzar güneş sularsa Düşüyor diye çığlık çığlığa oduncu gömleği giymiş bir adam. Yeşil bir katliama uyanmış bugün ağaçlar Ağaçların neden mezarı yoktur sorusunu Ağaçlar ayakta ölür diye cevaplamış şair Ve niye cezası yoktur bilinmez ağacı öldürmenin Müebbet kuraklığı saymazsak eğer Kimbilir hangi ağaçla birlikte Kayboldu üstelik Ali’nin ve Ayşe’nin hikayesi İzmir-Temmuz-2016 |