Kur'ân'a Dâir
Şüphesiz Kur’ân’dır kıblesi her bir kitâbın,
Kezâ hem mecâlidir, hem tâkati bîtâbın. - - - - - - - - - - - - - - - - Şüphesiz ki Kur’ân, kıblesi her bir kitâbın, Hem fermânıdır Dâr’ın, hem dermânı bîtâbın. - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Ne istersen oku... Lâkin Kur’ân’dır Kitâbın, Hem Sitârındır, hem Mâhın, hem de Âfitâbın. * * * * * * * * * * * * Kezâ (A.) [ کذا ] Aynı şekilde, böylece. Mecâl (A.) [ مجال ] Tâkat. * İmkân. * Fırsat. Tâkat (A.) [ طاقت ] Güç, kuvvet. İktidâr. Bîtâb (F.-A.) [ بيتاب ] Yorgun, tâkatsiz, güçsüz. Dâr (F.) [ دار ] Sâhip, Mâlik. Sâhip olan, bulunduran, tutan. Allah (C.C.) Sitâre (F.) [ ستاره ] Kevkeb, Yıldız. Mâh (F.) [ ماه ] Kamer. Ay. Âfitâb (F.) [ آفتاب ] Güneş. * Mc: Pek güzel. |