Yalnızlığın Gözlerinden Öpmek
Büyüdüm!
Ben de sen kadar oldum ey koca yalnızlık Gözlerini aç da bak biraz,umudum ne kadar kırık Yorgun omzumdaki yük ne kadar büyük Sessizlik ne kadar derin... Bak! Mevsimler en eski kıyafetlerini giydi Yaz kendinden vazgeçti,sonbaharı seçti Her şey yalnızlaştı, her şey donuklaştı İyilik ve güzellik tarihe karıştı Savaşmaktan utanan dağlar başını eğdi!.. Hayra alamet değil bu gidişler biliyorum Ve aklıma geldikçe büyümek, korkuyorum Daha fazla büyümekten, büyüdükçe yoksullaşmaktan Yoksullaştıkça, yalnızlaşmaktan ürküyorum... Biliyorum, kalabalığın da bir hükmü kalmadı artık Bu yalnızlık şehrinde büyümek yıldızsız bir gece Boşlukta sallanan bir salıncak sanki hayat Belirsizlik diz boyu,bir ileri bir geri mehter marşı... Her şey büyümenin eseri, büyümek de yalnızlığın ser’i!.. Bir kibrit kutusuna sıkıştırılmış hayattan medet ummak Kendini yakmaktan aciz bir barut fıçısından ateş istemek İnadına korlaşmak, inadına kızarmak Tırnakları avuçlarına geçirilmiş yalnızlıkla savaşmak Ve bilinmedik bir elle ruha dokunuyormuş gibi yapmak Ve battığı yerden güneşi çıkaracakmış gibi çabalamak Yalnızlığı, sessizliği ve ölümü erteleyecekmiş gibi İnadına korlaşmak, inadına kızarmak Ve orada, barışı unutup savaşı kucaklamak Ve yalnızlığın gözlerinden öpmek!... Rukiye Çelik 5 Haziran 2016 |