Bizim AğaKüçük bir kasabada bir aile yaşarmış Çoluk çocuk akraba evlerinden taşarmış. Çok büyükmüş aile kayınço, elti, kuzen Başkasına benzemez kurulmuş garip düzen. Evin büyük abisi olmuş kendince ağa Kullanmış hünerini saldırmış sola sağa. Bir de lakap takmışlar kasabada adına Pek hoşuna gitmiş bu varmış Ceyar tadına. Gün geçtikçe artırmış öfke dolu hırsını Biraz fazla çalışmış açgözlülük dersini. Para, mal, mülk çok ama hepsini kendin sanmış Gözünü hırs bürümüş sandığına inanmış. Kardeşleri ne yapsın abi bilip saymışlar Eş ile çocukları art plana koymuşlar. Burnu öyle uzun ki girmediği yer yokmuş Kendi kurallarını kanun bilip de sokmuş. Öyle çok şımarmış ki kilit vurmuş kapıya Sanki herkes kiracı gitmek lazım tapuya. Yapmış gümrük kapısı pasaport giriş çıkış Bir de köpeği salmış keyfe keyif bu tıkış. Konu komşu akraba artık gelmez olmuşlar Arkadaş eş ile dost bizleri el bilmişler. Aile ataerkil ne yapsın çoluk, çocuk Emir ferman ağadan ana, baba küçücük. Ariyetle variyet götürmüş bizim ağa Sokmamış hiç kimseyi ne dağa ne de bağa. Et, ekmek, bal, baklava, kuş sütü onun olmuş Kırmışım bir soğanı sevinçler bana kalmış. Bizlerdeki huzuru rüyasında görmemiş Bütün ömrü boyunca sevgi nedir ermemiş. Hak, hukuk çiğnemiş hep zehir katmış aşına Koca bir utanç sürmüş hem yaşına, başına. Gökten üç elma düşmüş üçünü de bu kapmış Hala gözü doymamış insanlığından sapmış. Neyse ben çok uzattım dünyalık onun olmuş Ne mutlu bizlere ki mutluluk bize kalmış. Yüksel Beyocaktan |