Vuslatın can bulduğu, anı anlatın bana
Gündelik oynaşların, sözü olmaz yanımda
Can uğruna adanan, canı anlatın bana Sadakat seller gibi, dolaşırken kanımda Memlekete adanan, yanı anlatın bana. Pes edilmez ne zordan, ne yağmurdan, ne yaştan Yılmak olmaz yokuştan, yola dökülen taştan Dosttan, yârdan, yârenden, söz edin arkadaştan Her gün dolup boşalan, hanı anlatın bana. İnsanlığın yolunda, bilge bir veli olan Duygulara kapılıp, ırmağın seli olan Sevdasının yolunda, uğruna deli olan Damarlarda durmayan, kanı anlatın bana. Diz çökmeden, uğruna, ölünecek davayı Huzur ve mutlulukla, kurulacak yuvayı Karanlığın sonunda, mavi berrak havayı Vuslatın can bulduğu, an’ı anlatın bana Unutmamalı dostun, göz yaşını sileni Sevenleri uğruna, canın verip öleni Soluduğu her nefes, kadir kıymet bileni Duyunca gülümseten, anı anlatın bana. Cesaret meclisinde, yiğitler harmanını Dağları aşmak için, dizlerin dermanını Silkinip kalkmak için, Başbuğ’un fermanını Yedi düvele destan, şanı anlatın bana. Ahmet MORAN |
Acil taze kan pompalanmalı yurdumun insanının damarlarına ,yoksa uyanacakları yok ölüm uykusundan Ahmet hocam.
Saygılar.