Allah ve Ekmek
Genzimi yakan bu kokuda neyin nesi ..?
Telaşlı şehirlerin kirli nefesimi ? Limon kolonyası dökün beyaz tüle Güneyin dalından biraz da portakal çiçeği Beni huzursuz eden bu koku da neyin nesi ..? Dolu başaklar boyunlarını eğdi Yakındır ekin biçme vakti Bu gece ay var, ceylanlar geçer Aladağ’dan Meczupları çağırır kırkların ateşi Yanık buğdaylar sergene geldi şiirler ,şairler ve yalnızlar karanlık bir odanın efsunlu hali Alaaddin’in sihirli lambası ve meşhur cini Hiçbir dileği yerine getirmedi Hep başka bahara kaldı bütün umutlar Kara kaplı kitaplar ve unutulmuş masallar İsa ve Havarileri Gümüş paralar ,ihanet bakışlı Yahuda Vahalara ulaştı Yemen’in susuz develeri İblis kustu, yediği zehir zıkkım Musa’nın peşine çoktan düştü ,Fravun’un askerleri Halep’ten kaçanlar toplandı ,her yer tıklım tıklım İsa ve göğe yükselişi Kuru bir Şam Hurması Ruhlara doğru akan sıcak kan Sarı anızlar hem de bin şelek Karnımız doydu ,şükürler olsun ALLAH VE EKMEK ….. *sergen :buğdayların toplandığı geniş düzlük (Gaziantep ,Şanlı Urfa ) *şelek :sırta bağlayarak taşıma biçimi .. |
Son mertebede çarpıcı, metafizik gerilimlerle yüklü bu dizelerin içinden çıkabilmek, çoğumuzun harcı değil. Ne yazık ki böyle!
Tek tek kişilere değildir dediklerimiz: Genele, toplumsala, bütünsele... Elbette yadsımıyoruz, geneldeki özeli, toplumsaldaki bireyseli, bütünseldeki parçacığı. Meramımız başka ve yalnızca bizi kavramaya çırpınanlara.
Keklikçi'nin şiir ırmaklarında akan mistisizme oralardan gömülebiliriz ancak. Gömülebildiğimiz kadarıyla ve sonra da doğrulabilebileceğimiz.
Kolayına mı yazılmıştır sanıyorsunuz, şu hepsi birbirinden sarsıcı, sürükleyici, deyiş uygunsa "feleğin çemberinden geçmiş" dizeleri, böyle hışımla püskürtebilmek, sevgisiz-saygısız "dünyalılar"ın, ve dahi "bilgsiz-görgüsüz dünyacı"ların kapkalın ve kapkara maskeli suratlarına!
Keklikçi'nin şiirlerle yaptığı budur. Zor ama soylu olanı yapmıştır. Hepimizi çepeçevre kıskaçlayan dünyaperestlerin ve dünyaperestlğin üstlerine işte böyle kibarca, centilmence, şiirlerle de tükürülebildiğini göstermiştir. İnceliklerin en estetiğiyle. En etiğiyle bir de.
Güzel, öfkeli şair!
Şöyle de diyebiliriz: Güzel öfkeli.
İyilikleri harflerin gizemli ruhlarında arayan adam!
Sözcüklerden görkemli "sevda kıyamları" çıkaran ey!
Onun şiirsel girişimleri karşısında (nasılsa herkes saygı duruşuna geçiyor, ben başka türlüsünü deniyorum), kalbim pır pır, "sevgi duruşu"na geçiyorum.