ÇOK SESLİDEN FISILTILI MAVİLİKLEREUykusuz acılar satın alır Palavrasız yalnızlıklar biriktirir Sonra Gecenin geç vakitlerinde Kanamalı hasta gibi acil Şoka girerdi düşlerinde Körkütük boşalmış gözlerle Sokaklara iner Rampalara yaya çıkar Alangirli vakitlerde Ustalığını bırakırdı yatağına Gün kritiği Rüyalarının sahte frikiği Kadim dostlar etiği Ana avrat sahil kenarında Kaldırımlara dökülürdü Doğranmış hatıralarıyla Yıllar şehri ihtiyarlatırken O ise gençliğini Tahtıravallinin üstüne kaldırıp Çarçaput gibi bedenini Yere indirivermişti oracıkta Sevda renksiz Sahil renksiz Hatırladığı sözler fluydu Aşkı dalgalara bırakıp Lodosa şiirsel fısıltılar Düzüyordu usanmadan Utanmazca Hoyrattı zamana karşı Savurduğu kadar savruldu ömrü Ölüm martı çığlığıydı Melekler yüzünü ürperten rüzgar Uzandıkça aldı kokusunu Yaklaşıp dört yapraklı yoncanın Uğurlarken kendini maviliklere Anası ıkınırken doğdu çocuk Çok uzakta Sabah ezanında |