ÖLÜM BEKLER MİSeni bekliyorum Esen rüzgar kudurmuş gibi Sahilde dalga dalga küçük ağlak tsunamiler Selviler yorulmuşcasına yan yatmış Elektrikler utanmadan kesildi yine El fenerim yeşil led ışıklı İçim kırmızı hem de ciğerden yanık Seni bekliyorum Gözlerim de hiç kesilmeyen şapır şupur yaş Ağlamamak elimde değil Üzgün düşler atlası açılı önümde Kırgınlar limanının iskelesi şurası Vapur sesi beymimde çalıyor bak Sonrasında korkan çığlık atan martı sesleri Kıpkızıl asabi bir gökyüzü tepemizde Artık denizin mavisi de küs Seni bekliyorum Akşam geceye gece sabaha dönmekte Yalnızlık içimi ürpertiyor bir kez daha Zaman abuk subuk sancılı Akordsuz mırıltılarım durmuyor Garip sesler üretiyor boğazım Üstüm başım sırılsıklam Enfeksiyon çöplüğü gibiyim Seni bekliyorum Yollar da benden gayrısı yok Benim de insana benzer halim yok ya Yolunu kaybetmiş bir köpek uluyor Ardından bir sürü havlama Mavi kırmızı ışıklar polis arabası geçiyor belli Kaldırım fahişesi gibiyim Bide coplasalar beni diyorum içimden Seninle katıldığımız yürüyüşler geliyor aklıma Slogan attığımız mitingler Karakolda geçen geceler Kol kola el ele omuz omuza Seni bekliyorum Yüreğimde geçmemiş geçmişe ait yaralar Kanamalıyım bıçak yemişcesine Susan köpeklerden sonra benim de uluyasım geliyor Hayvanlığın lüzümu yok Beklemeye devam et Adam gibi Ve sus diyorum Seni bekliyorum Sabah ezanı okunmakta Güneş doğuyor üstüme Gün uyanıyor Mezardan kalkacak gibiyim Ölümü uyandırma Seni bekliyorum ruhumun huzura ulaştığı mevsimlerde Yaz yine yaz |