Kendi Yazıp Yönettiğimiz Dünya HayatıBir gün geride kalır Arzularla hevesler gözün son çırpınışı ile kapanınca Anlaşılır son nefeste boş olan hevesler arzular çığlık çığlık Açılan gözler açılmaz tutmaz beden toprağa varınca Sabahın seheri olmaz artık çığlıkların arasında Uzanır sanır el kapıya açılmaz son kapanışıyla Eser alevden bir rüzgâr kor kor alev Arzular hevesler gibi yakan kor bakış Faydası yok yalvarış yok artık faydasız Açılır bir pencere kor alevden dersin anlamsız Anlaşılır arzular heveslerle dünya bomboş kor alevmiş Okunan ezanların secdelerin nurdan gerçeği gerçekmiş Zaman bitmiş ömür bitmiş ceset bedenle bitmiş Bitmeyenler yok yanında eyvah tükenmiş Bitmeyip gelene alışmamış beden boş heveslerle gülmüş Hayat mıydı yaşadığı bir anlık bir film dizi fragman mı neydi Olamaz derken kör düşünce daha sıcak benle yok alakası derken Ben değilim olamam ben böyle avare sersefil Figürana benziyor hatta bana az çok benziyor Olamaz ben böyle olamam gerçek değil Hey duyan yok mu bu film hayır hayat hayır fragmanlar karışmış Kime etmeli şimdi şikâyet her yer sımsıcak Duyan yok aynı figüran o oyuncu gibi Olur, mu hiç sessiz kalmak ne kadar iğrenç korkunç Kim yazdı bu senaryoyu hem bu oyuncuda çok berbat oynuyor Senaryo berbat ondan olacak Birazdan biter oyuncu ile senaryoyu yazan ismi çıkar Ne kadar bilmeden yazılmış oynuyor figüran hep ezberci Hayat bu yaşanılmaz böyle ciddi olmalı insan bulmalı bir rehber Dipsiz bir hissizlik alakadar’sızlık mevcut bu nasıl duyarsızlık En kötü film seçilecek galiba bu ne kadar iğrenç bir rol ile senaryo Bitiyor işte film çok şükür yo bu bu olamaz yine yanlışlık var Benle ne alakası var ben mi yazdım ben mi oynadım benmişim yönetmeni Ne anlarım film çevirmekten yönetmenlikten ancak seyrederim delicesine Hem ben ne zaman buralarda bulundum bir saniyelik bir anda Ben hep buradaydım nasıl giderim oralara Kalkamıyorum yürüyemiyorum oysa Belli ki karışmış her şey O filmdeki figüranın yaşadığı hissetmediği duyarsızlığı gibi karışmış Bir kalp taşır mı bu kadar çelişkiyi Anlamsız bir yoldaki anlamsızlıklarla dolu tuzağı hissetmeyişi Azap dolu anların bitmez ki bu fikirsizlik ile çilesi Az önceki yola girseydi Gerçek olanı yaşayacaktı Hak yolda olacaktı o an arzu heveslerle boş işlerle olmayacaktı Eyvah yoksa gerçekten olamaz bu kadar salaklık geri zekâlılık olamaz ki Yok, yok ben değilim O kadar akıllıydım değil miydim? Bana gülümserken sahte miydi o gülüşler Bana sakın gitme diyen o üzerinde kırk yamalı çulu olan zavallı dediğim Adamın sözümü gerçekti acaba olur mu yok yok Hem o pek bilgili değil evet evet Karnını doyurmaktan acizken bana akıl verirken anlamıştım Yoksa ben mi yanıldım Sanki onun gülümsemesi daha mı gerçekti O zaman neden farkına hiç varamadım Sözleri sanki evet sanki çok gerçekçiydi Hey kimse yok mu neden sesim duyulmaz Şöyle karşıma çıksa da tekrar sorsam O sözlerinin kaynağı nedir diye Gerçi hiç yabancı değildi Şimdi anlıyorum sanki o zamanlar Etrafımı bir huzur sarmıştı Gittiğim yol doğru değil gibi sanki hissetmiştim mi ki Yok, yok olamaz böyle bir şey saçma Ama benim yetişmem gereken toplantılarım Yeni villa’mın temel atma töreni vardı O zaman pek değer vermemiştim sözlerine Sanki şimdi yankılanıyor kulaklarımda bir hoş Dünya hayatı boş mu hoş mu yok yok Boş demişti hoş deseydi tasdik eder hatırlardım Bir de ne demişti… Ne demişti her neydi her canlı kim canlı tamam hatırladım Her canlı yok yok nefis dedi ölümü tadacaktır İçilen bir şey miymiş ki bu bu bu… Olamaz yoksa oyuncusu olduğum hayatın Kendi yazıp yönettiğim dünya hayatı filmi gerçek Ve ben şimdi öldüm müüüü… Mehmet Aluç-Kul Mehmet- |