GÖZLERİN DİYORUMŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Ulan ne şiirmiş be, hiç yazamayacağım sandım, üç dakikada da yazardım ama, salla parti olurdu.Üç günde bu kadar olur, iyi oldu iyi, içime sindi. Kulakları çınlasın, Charles Baudelaire amcamın bi lafı var. ’’Şairin emsalsiz bir ayrıcalığı vardır, dilediği zaman istediği kişiliğe girer.’’ der. Girdik girmesine de,asla kötü karakterlerden olmadık. Kusura bakmasın kimse, mütevazılığın da yeri var, zamanı var. Klişe laflar kullanıp da, "Yok canım, ben kim şair olmak kim." falan demicem. Yazmışsak çok şükür olmuşuzdur bi şeyler. Tabi bunu derken şımarık bir üslupla "Kırk fırın ekmek yedim, ustayım." demem, diyemem, ustalara haksızlık olur. Kendini bilenler de ustayım demez. Şiir yazmasını öğrenen çırak şairim. Hep de böyle kalmaya razıyım. Ben böyle mesut, böyle huzurluyum. Kimseyle sidik yarıştırmam. Geçen geçsin beni. Sürat felakettir. Yarışım kendim iledir. Gözüm yükseklerde de değildir. Bilirim ki zirvede olmak ve orada kalmak çok büyük sorumluluk gerektirir.
Sonuçta şairler de bir nevi senaristtirler. Tabi ben aynı zamanda oyuncuyum, hem de başrol oyuncusu. Şey, bir de yönetmenim.Öyle olunca da ortaya böyle delice filmler çıkıyor. İyi seyirler. Gözlerin diyorum, Meşhut cürümlerin bir numaralı faili, Meçhul cinayetlerin en azılı, En acımasız katili, Teşbihteki hatanın en yumuşak üslubuyla Azmettiricisi, tetikçisi. Gözlerin diyorum, Bıçaktan daha keskin, Güneşten daha kavurucu, Asitten daha yakıcı, Ne vakit karşıma çıksalar, Kalbim bilmem kaçıncı kuşatma altında Esir alınan ateş çemberi. Dedim; dünyanın bunca derdi omuzlarımdayken, Kanıma karışan bu zehirli şerbet ne vakit peyda oldu? Ateş baruta değmeden, Bir çift gözde eridim iyi mi? Yağmura tutulayım derken, Mindik suyunda boğuldum iyi mi? Gözlerin diyorum, Gece doğup, gündüz batan Bir çift belalı güneş, Gecenin üçünde sigara üstüne Sigara sardıran esrarkeş. Gözlerin diyorum, Mantığımı evirip, çevirip, Ters köşeye yatırdılar, Şekere batırılmış yalancı meme verir gibi Parmağımı emdirip, Boş beşikte aklımı salladılar. Durum oldukça vahim, ama umutsuz değil, Ben kafayı yemeden, kafam beni yiyecek, En iyisi mi tebdil-i mekan etmeli dedim, Gözümü kapattım, Hatırımda kalmadı ne vakit açtım, Güneş mi doğmuş ne! Dedim; ‘’Git ulan başımdan, ben zaten yanmışım.’’ Çarptım kapıyı, dışarı çıktım, Yoluma kim çıktıysa çattım, Vızıklayan yavru köpeğe, Dam üstünde uyuklayan kediye, Yerde salakça gezinen serçeye, Sokakta bas bas bağıran simitçiye çattım, Çoluğa çattım, çocuğa çattım, Çiçeğe çattım, böceğe çattım, Akrebe çattım, yelkovana çattım, En sonunda okkalı bir şamar vurup, Kendime çattım. Gözlerin diyorum, Kandil, bayram dinletmeyen, Perhiz bozdurtan vaka-i hayriye, Başlı başına intihar müsebbibim, Olsun be nar-ı beyzam, Bin günaha girer, Sabaha kalmaz, tövbe ederim. Boğaziçi’ni seyreder gibi, Büyükada’da fayton sefası yapar gibi, Sulukule’de çiftetelli oynar gibi mesudum, Gözlerin diyorum, Bende kalsınlar, Keyfim olsunlar, Mezem olsunlar, Rakısız gâvur edemem, Kimselere veremem. Vecdi Murat SOYDAN (Yaşanmamış Aşkların Şairi) 05-06-07 Nisan 2016-23.24 Isparta Sözlük: meşhut cürüm : suçüstü hali. teşbih : benzetme. peyda olmak : ortaya çıkmak, kendini göstermek, oluşmak, belirmek. tebdil-i mekan : Yer değiştirme. mindik :çok küçük, mini mini. müsebbib: sebep, vesile. vaka-i hayriye : hayırlı olay. nar-ı beyza : akkor, beyaz ateş. Rakısız gavur edemem : Refik Halid Karay’ın Makyajlı Kadınlar kitabında geçen bu kelimeyi hoşuma gittiği için şiirimde kullanmak istedim. |
Şiire gelince,Bir kalemin gücü,kullandığı dilin zenginliği ile özdeştir.Bu dil bir de kaleme
dökülünce,sizinki gibi sağlam eserler çıkar ortaya.Büyük haz alarak okuduğum bir eserdi
şiiriniz.Kutluyorum,engin yüreğinizi,güçlü kaleminizi.Sevgiyle,esenlik dileklerimle...