Mâtem"Herc çoğalmadıkça kıyamet kopmayacaktır.” Bir gün de hatrımı sorma ne olur Kasavet bürüdü, kalmadı huzur Âdetten desem de iyiyim şükür Ölümle nam saldık dünyaya gülüm Tuvalde daha çok kırmızı hâkim Kapat gözlerini manzara vahim Ali’ler, Ayşe’ler gitti İbrahim Hep mâtem düşüyor buraya gülüm Cesaret timsali, türk askerini Cihana gösterip alır yerini Annenin, babanın alın terini Söküp de atarlar zulaya gülüm Nemrûd’la yarışır hâlde melunlar Zulümde başa baş, temelde inkâr Nerde eşkiyalık nerde hinlik var Koşarak giderler oraya gülüm Acıyı acıyla sarmak en zoru Ya Rabb’im sen benim aklımı koru Unuttuk yeşili, sarıyı, moru Duaya sarıldık duaya gülüm Her sene baharda açan çiçekler Bu defa açmaktan vazgeçmiş meğer Güneşe ardını dönen yürekler Karaya boyandı karaya gülüm MART/2016/NÜS |