MemleketimMemleketim... Alengirli ve kalem bacakli Kadehinin .... son damlasına kadar eserken ... şurup gibi rüzgarın Yudum yudum Dağıtıyordun efkarını İstanbulum! Kaçırdığın Rem saatlerin boynuna dolansa bile.. Gözlerin açık bekliyordun... Sen her gece yarının endişesiyle Uykusuzdun!! Su koyusu camları olan Kirli Kristallere yansımıştı kaz ayaklı yüzün.. Sarı rusvalını izlerken Uykum boşlukta sallanıyordu.. Tutunmak istiyordu bana.. Ben de ...öteliyordum boyuna ... Üzülüyordum sana.. Elektrik mavisi şehrin Ateş koyusu Pudralı gecelerinden uyanınca gündüzlere.. Beni derinden yaralıyordu... Yaşadıkların Ah! Canına yandığım Memleketim Gül şehirlerinin Topraklarına... Acı akıyordu yaşlar Gözlerinden Memleket aşkına Yandım ...üşürken... Temiz kağıda damlayan Beyaz gülün Usaresi gibi Has/tı sohbetimiz seninle Veda ederken sana Seni düşünüyor olacağım İstanbul’um ! . Gelmesin zarar saç teline... Nefesi naneli Memleketim ... |
…………………… Saygı ve Selamlar.