NÂRİN ve NÂRİNCE
Öyle nâzik, kibar ki; bedeniyle, diliyle
Onun her davranışı hem nârin hem nârince. Ara/sıra da olsa mesajla, telefonla Dostlarını anışı hem nârin hem nârince. Sakın içki zannetme onun içtiği meydir Görevin yapan tilki yatan aslandan yeğdir Vatana ve millete faydalı bir bireydir Şiar etmiş yarışı hem nârin hem nârince. Vefâsızlık ederek eller onu ansa da Bir kötülük düşünmez kandırılsa, kansa da Sevdânın odu ile için için yansa da Onun her an yanışı hem nârin hem nârince. Bülbül gülü ararken kargalar çöplük dider Böyle gelmiş bu dünya her hâlde böyle gider Terörden ve savaştan dâima nefret eder Çok sever o barışı hem nârin hem nârince. Yeri geldiği zaman hanımlaşır, beyleşir Bir gönül almak için hem dertleşir, söyleşir Elindeki pideyi dostlarıyla paylaşır Yaya koymaz tanışı hem nârin hem nârince... 15/03/’16 Hanifi KARA |