TecritHiçbir kente ait hissetmiyorum artık kendimi Başına ödül konulmuş bir haydut hissi taşıyorum içimde Onca kargaşa onca talan Elle tutulur çok yanı var kızgınlığımın.. Yaşın önemi yok Her şair kadar ergendim bende Damağına serçe ölüsü işlemiş akbabalardan kaçıp Bana sırrımı anlatacak bir ipucu aradığımda Gizil ve tılsımlı aforizmalardan başlayıp Mitolojik bir çağın kıyısına mendirekler ören Modern vakitlere uyumlu efendilerin ,beylerin Kendilerine güdümlü tanrıları arasında Yürüdükçe enlemine tinsel bir karanlığın Koca bir gömütlüğe dönüşen şehrayin bakışlarımda Kutsanmayan bir yeri kalmıştı sancılarımın.. Dur dediler koştum Sus dediler bağırdım Kafa yordum Dali’nin imgesel karmaşasına Cesare’ın eylemini konuştum Yasak kelimeler kullandım efendilerin yanında Lanetlendim,günaha bulaştım Doğaçladım bütün bilindik ezberleri Allah azze ve celle Hira da buldum ben bütün kaybettiklerimi… Yaşın önemi yok Her yaşamzede kadar öğrendim bende Elifin,vavın Ve şeddeli bir yalnızlığın kıyısında yürürken Bir yanda kapital çığlıklar sermaye gösterileri Bir yanda jakoben tavırlarıyla tanrının asil evlatları Yediği hurmanın nefesini solurken daha Uzaklarda susuz kalmış bir çocuğa ağlamak Renkli bir lehçe aramak hayatın esmer kabuğuna Lanet budur işte! Evet lanet budur işte! Uzaklarda susuz kalmış bir çocuğa ağlamak için İbranice uğunup Ayazmalarla abdestlenen Ve hep aynı repliklerle geğiren suflörlerin Kalın banknotlara yazdığı ilmihallere lüzum yok. Evet lanet budur işte! Şapkadan tavşan çıkaran rüya tabircileri Yüzlerinde hep aynı kimliksiz ifade Seslerinde hep o sabah mahmurluğu Bezirgan bir telaş düş içinde Hangi kitaptan alıntıysa o fanusu kutsayan dua Farkı yok postmodern bir devr-i cahiliyeden Hiç kimse öz evladı değildir tanrının…(Türk Edebiyatı dergisi şubat/2016) |