Yüzyirmidört bin yol gelmiş ezelden,
Hakk’ın kaleminden yazımız bizim.
Biz dersimizi aldık kâmil mürşidden,
Şahmaran Musa’da özümüz bizim.

Yılanı asuman eyler nefesi,
Kesilir büyücü, münkürün sesi.
Bebek kırkı çıkar, gider tasası,
Mazluma derman olur sözümüz bizim.

Boluk Timur gelse yarası biter,
Mirasın ağrısı ocakta yiter.
Gönül bahçesinde güllerimiz biter,
Şifa pınarından sızımız bizim.

Kısmetin bağlıysa açılır hemen,
Nefesimiz dua, vermeyiz aman.
Cin, musallat kaçar geldiği zaman,
Nazarın bağını çözer gözümüz bizim.

Yıldızname ilmi kalplere ayna,
Esma-i Hüsna’yla hikmeti oyna.
Vefk ile tılsımla, kaynayıp kayna,
Havas kitabında izimiz bizim.

Dili Kur’an olan şaşırmaz yolu,
Himmetle kuşanmış ocağın kolu.
Hüseyin’in kalbi aşk ile dolu,
İman deryasında yüzümüz bizim.

Aşık Turhal mahlas aldım dillerden,
Haberimiz vardır gizli hallerden.
Şifa sunarız biz kutsal ellerden,
Peygamber yolunda tozumuz bizim.