yüzünde anayurdumu çizmeliyim öpüþlerimle
al çimenlerin yeþerirken
ýslak güllerin mutluluktan yaprak döktüðü...
karanlýk çöküyor geceden kaçýrýrken gözlerini
yitirdiklerinle baþ baþa kalýrken
yýldýzlarý topluyorsun gökyüzünden
iliþtirmek için saçlarýna
ki kýr çiçekleri en çok sende yakýþýyor
yaðmurdan arttýrdýðýn sancýlarýnla
acý biriktiriyorsun alýn çizgilerinde
umutlarýný koparýyor yanaðýndan süzülen ýrmaklar
seyirci kalýyor ellerin
yüreðini sýzlatan bir okþamayla
gümüþ bir yusufçuða dönüþüyorsun hayat akarken
zaman dinlemiyor gözlerinden düþen su perilerini
ki düþtüðün yollar
uçsuz bir bilinmezliðe çýkar gibi
kýzýl bir yaprakla isyan halindeyken
dudaklarýnda can veriyor doðmamýþ çocuklarýn
bir tutam hüzne bulanýyorsun
yaradýlýþ emirlerinin arasýndan
yüzünde yýllarýn resmedilmiþliði yanýp tutuþurken
sesin düþüyor minik çocuklarýn saçlarýna
buza dönerken yüreðin
ihtiyar ormanda ýlýk bir rüzgar esiyor
mavi bir bilinmezlikten gelen
içerken kendi ruhunu yýllanmýþ bir þarap gibi
yüreðini alýyorsun ýssýz avuçlarýna
esrik bir dua yayýlýyor parmak uçlarýndan
ve kapanýrken gözlerin
arýnýyorsun kimsesizliðinden
aþk adýna…
ah lara...
kanatlarýný öpmekten vazgeçme meleklerin
avuçlarýn bana kalsýn...
Harun PEHLÝVANOÐLU
on mart iki bin dokuz