Kendine bile benzemiyorsun...
Bir pirinç tanesi gibi özlemin… Ellerimde kalan pişirilemeyen çer çöp taneleri. Aydınlatan aydınların kitaplarındaki önsözlerin içerisinde sıkışıp kaldım, illegal nöbetlerin bitmeyen sancılarında. Aşk dedi biri, titredim… Adını anımsadım. Ne çok yakışıyordun günlerime, ne çok sen giyiniyordu elbiseler durdukları yerde. Aynaya baktığımda, bir saniye bile olsun gözlerinde gözlerimi bulursan, bunca yaşamışlığımızın bir anlamı olacak. Bir anlamı olacak bu son notası çalınamayan şarkıların, mısraları tamamlanamayan şiirlerin, eli yüzü olmayan ama bir yüreğe sahip şehirlerin… Bir anlamı olacak anlamı yok dediklerimin…
Herkeste bir parça yüzün var…
Sabah selamlaştığım insanlarda tebessümün, durakta bekleyen insanlarda sabırsızlığın, sağanak yağmurlarda ellerin, rüzgârda emanet bırakılan saçların, güneşte şu yalnız kaldırımı ısıtan teninin rengi…
Bir gözlerini bulamıyorum… Onlar ilhamını nereden aldılarda bu kadar güzel yansıyor bana bilemiyorum. Kokun yalnızlıkta senin, adın ağlamakta. Ama gözlerin nerede bilmiyorum.
Saçların da konu oldu bu güne kadar şiirlerime, yüreğinde… Ama gözlerine yazamıyorum. Onlar baktığında, ben neden kımıldayamıyorum, anlamıyorum…
Elif SEZGİN
YORUMLAR
Herkeste bir parça yüzün var…
Sabah selamlaştığım insanlarda tebessümün, durakta bekleyen insanlarda sabırsızlığın, sağanak yağmurlarda ellerin, rüzgârda emanet bırakılan saçların, güneşte şu yalnız kaldırımı ısıtan teninin rengi…
Bir gözlerini bulamıyorum…
ne de güzel anlatılmış o ru hali..
sanırım çoğumuz aşinayız bu duygulara..
ilgiyle okudum.. çok güzeldi..
saygılar..