Rüya
.../
Hani hiç bir şeyden vazgeçmem dediğinde
Ağzından sigarayı düşürmediğin de düşer
İçki, kumar, zina… Asla bırakmam dediğinde
Uyuduğun anda terk eder, olursun beşer
...
Rüya bu, içinde neleri yaşarız… Tenden çıkar, zaman kavramından sıyrılır, bir ömre sığan hayatı o uykuya sığdırırız. Belki düşman olduğumuz, bu dinde olabilir, bize barışçıl gelir… Belkide o rüyada bir camiye girer, ömürlük namaz kılar, dinsizim diyen… Belkide müptela olduğu alışkanlılarını terk ederek tevbe eder… Belkide fakirdir zengin olur, idareci olur devleti yönetir. Devlet başkanıyla dost olup sofrasında yemek yer, hasbıhal eder.
Ancak uyandığında sigara tiryakisi hemen bir sigara yakar, dumanı odayı kaplar… Belki yarım kalmış içki şişesini kafasına diker… Belki okunan ezana küfreder… Rüyasında ne görmüş çoğu hatırlamaz bile. Oysa ne güzel öğüttür, hatırlayabilseydi keşke. İnsan yaşamı üzerinde ki değişik bölümlerde azgınlığını dizginlemek ve Rabbini anması için dertlerle sınanır. Bu sınanma ve öğüt rüyalarda da veriliyor olabilir. Öğüte kulak vermek ve dinlemek gerekir.
Asya insanı, mesela Japonya’da, hiçbir konuşmaya, yaşam biçimine, öğüde kulak tıkamaz. Dinler ve haklısın der, araştırır. Avrupa insanı gideceği yer için önceden plan yapar, okuyacağı kitapları satın alır… Uzvunun her yerini dinlendirir. Ama bizim insanımız, öğüt vereni küçümser… Yazın olduğu gibi Ağustos böceği misali öter, eğlenir. Kış geldimi, zengin olup iflas etti mi, birde birine muhtaç oldu mu da dilenir, kibrinden asla taviz vermez. Hiç bir zaman plan yapmaz, yapacağı işi kaynağından araştırmaz, kendisi yapmak yerine para verip başkasına yaptırır. Kişi ya haşa Rab kesilir ya da kölelik yapar.
Sigara zaralıdır, içki içmek günahtır, uyuşturucu almak erkenden ölürsün desek, asla dinlemez. Ama uyuduğunda bu alışkanlıklarını en doğal biçimde terk eder. Demek ki kötü alışkanlıklar terk edilebiliyor. Mesele terk etmeyi istemek de…
Ne rüya gerçek ne de yaşadığımız. Hepsi elimizden, tenimizden ve etrafımızdan yok olup bizi terk ediyor. Rüya belki de fantastik dünyaya açılan, zengin bir armoni… Kimi zaman birisi kurşun sıkıyor ve öldüğümüzü görüyoruz. Kimi zaman dünyanın en güzel kadınıyla aşk yaşıyoruz. İçinde ulaşılmayacak mutluluk, korku ve eğlence yok. Uyurken o kadar çok yoruluyoruz ki, uyandığımızda her yanımız ağrıyor da deriz. Rüya, belkide insana tesir etmeyen, amel değeri olamayan bir yaşam ama onların izlerini ve gölgelerini farkında olmadan yaşıyoruz. İyi işlerle uğraşanlar güzel şeyleri görüyor, kötülerse kabusu yaşıyor. Sonuçta aldığımız ve yaşadığımız öğütleri bir ders kabul edip, yolumuzu değiştirenlerden oluruz diye temenni ediyorum. Rüyalarınızı uyanır uyanmaz bir deftere not edin. Unutuluyor çünkü. Sonrada içinde ki şifreleri çözerek hayatınıza mana katın diyorum. Rüya görmek bir nimet, hem de herkesin yaşayamayacağı…
Gecenin bu vaktinde size iyi rüyalar görmenizi temenni ediyorum.
Saffet Kuramaz