- 743 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Hayat dediğin.
Hayat bazen pişmanlıklarla bazende keşkelerle dolu yılları bağrında barındıran yaşam yolculuğudur.
Her insanın hayatında muhakkak ki pişmanlıkları ve keşkeleri vardır. Benim yok diyende yalan söyler. Çünkü hatasız kul olmaz diye boşa söylenmemiştir. Bunları en asgaride tutmak için caba harcamak hayat idealimiz olmalıdır.
Nasıl ki? diyeceksiniz.
Doğuştan ölüme kadar geçen hayat sürecinde yapmamız gereken ve çalışmalarımız sonucunda elde edeceğimiz imkanlarımız vardır. Bu imkanları haylaz lığımıza tembelliğimize kurban etmememiz lazımdır. Eğer tembelliğimize kurban ederek geçirdiğimiz zaman sonrasında elden kaçan her fırsat keşkeleri doğurmaktadır.
Bunlar ne olabilir?
Bunlar yaşamımızdaki maddi ve manevi kazançlarımız dır. İyi bir eğitim sonucunda kazanacağımız iyi bir üniversite ve sonrasında yapacağımız iyi bir kariyer sonucunda kazanacağımız elde edeceğimiz iş imkanı ve sonrasındaki iyi bir maddi kazanç. Bu sadece hayatımızdaki keşkelerin oluşmaması için bir örnek. Bu örnekleri çoğaltabiliriz.
Attığımız her adım sonrasında yakaladığımız başarının sonucunun bize maddi ve manevi kazanç olarak döneceğini unutmamız bizim için yeterlidir.
Hayatımızın belirli yaş dönemlerinde yaptığımız mücadele bize ne denli zor gelse de bu zorlukların sonrasında rahat bir yaşamın bizleri beklediğini unutmamamızda gerekir. Hayatın zorluklarında akıtılan her damla terin bizlere ileri ki yıllarda serinlik olacağını da unutmamamız gerekir. Bunu Yaz mevsiminin bunaltıcı sıcakları sonrasında gelen Sonbaharın serin günlerine benzetebiliriz.
Hayat dediğin bence budur.
YORUMLAR
Sophia Loren ile yeni tanışmıştım. Onu bir akşam yemeğine davet etmiştim. Yaşımın ondan çok küçük olmasına ise hiç aldırmamıştım. Gideceğimiz restoranta, ondan önce gidip, etrafı detaylı bir sekilde incelemistim. Oturacağımız masayı, bize servis açacak garsonu ve çalınacak muziği ayarlamıştım.
Onu evinden alacağım saatte evin kapısında buluştuk. Elinden tutup arabaya kadar ona eşlik ettim. Kapıyı açtım ve arka koltuğa oturdu. Restoranta gidene kadar tek bir söz etmedik. Araba restorantın önünde durdu ve hemen kapısını açıp inmesine yardımcı oldum. Tekrar elini tutarak onu oturacağımız masaya kadar götürdüm.sandalyesini çektim ve oturdu.
Garson geldi, siparişleri aldı. Masanın üzeri istediğimiz herşeyle doldu. Yemek yerken yine tek bir söz
etmedik. Ardından şarabımız geldi. Kadef tokuşturduk, ama yine tek bir söz etmedik. O sırada müzik çalmaya başladı, ayağa kaltım, elimi uzattım, kalktı . Yaklaşık on dakika dans ettik. Ama tek söz etmedik.
Ama'lar derken saatimiz doldu, onu evine bıraktım. Ama ayrılırkende tek bir söz etmedik.
Neden biliyor musun ?
Saygılar