"BOZKURT ATILIŞI kitap" isimli şiir 28.6.2019 22:39:19 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Varlığımı nice nankörlere harcadım, Çok cahillik ettim ben, bağışlama anam… Ömrümü, nice kalbi körlere harcadım, Bilmeliydim bu sonu, bağışlama anam…
Gün oldu fakir düştüm, bazen param oldu. Helal olan kazancım bana haram oldu. Sunamadım hizmetine bu; yaram oldu… Bilmeliydim bu sonu, bağışlama anam…
Karşıma çıktı, nice hayırsız el kızı. Her biri yüreğime bıraktı bir sızı. Çoğunun barışmadı, benimle yıldızı. Bilmeliydim bu sonu, bağışlama anam…
Kimi yüzüm tırmaladı, insan arsızı, Kimi cebime göz dikti, kese hırsızı, Kimi çoklu oynadı, utanmaz ırsızı, Bilmeliydim bu sonu, bağışlama anam…
4 Mart 2010 – K.Sinan/B.Evler/İst.
İnsafsızlar! Bunları nasıl yaptınız siz?.. Hayatımda kalmadı sevinçten hiç bir iz… Yıkıldım, sordum anam “ böyle ne yaptık biz?..” Bilmeliydim bu sonu, bağışlama anam…
9 Mart 2010 Salı - K.Sinan/B.Evler/İst.
Ben sanmıştım ki anam, her biri bir melek!.. Yedim dondum anam, her birinden bir kelek… Bunları başıma niye getirdin felek?.. Bilmeliydim bu sonu, bağışlama anam…
4 Mart 2010 - K.Sinan/B.Evler/İst.
Anladım ki bu dünyada dostum kalmadı… Kendimi koruyacak bir postum kalmadı… Geçtim bu handan kimseye kastım kalmadı… Bilmeliydim bu sonu, bağışlama anam…
9 Mart 2010 Salı -K.Sinan/B.Evler/İst.
Ah! Anam, anam, beni duy anam, oy anam… Ben, hangisinin bana ettiğine yanam?.. Hangi pınarın suyundan içem de kanam?.. Bilmeliydim bu sonu, bağışlama anam… Görmeliydim bu sonu, bağışlama anam…
NAFİ ÇAĞLAR 4 Mart 2010 - Kocasinan/Bahçelievler/İst.
DELİ TAY
Yüzümü ilk gördüğünde, sevincinden oynadı. Sanki çarpılmıştı, çekildi geride toynadı. Usulca varıp yanına, bir okşamak istedim. Deli bir tay oldu; kaçtı uzaklara, oynadı…
Başlarda, kaybetti kendini bakmaya doymadı. Bir elma uzattım da, ısırmadı ve soymadı. Sakinleştirip, tutup evime koymak istedim, Deli bir tay oldu kaçtı, yakınlara koymadı…
Ürkmese de, şöyle akıllı bir tay olsa! Düğün dernek kurulsa, büyük bir toy olsa! Töretse şu neslimi, asil bir soy olsa! Büyüse balalarımız, hep bir boy olsa…
NAFİ ÇAĞLAR 12 Mayıs 2010 Çarşamba 08:40 Kocasinan/Bahçelievler/İstanbul
FISTIKLAR
Yer fıstığı, yer fıstığı. Herkes ister yer fıstığı. Harman zamanıdır hele, Yerlere de ser fıstığı…
Hey ağam Antep fıstığı. Herkes sever hep fıstığı. Sergileri toplayıpta, Çuvallara dep fıstığı…
Çam fıstığı, çam fıstığı. Deme ona Şam fıstığı. Allah ne güzel yaratmış, Pilavlara tam fıstığı…
NAFİ ÇAĞLAR 29 Mayıs 2010 C.Tesi 18:27 Kocasinan/Bahçelievler/İst.
AY IŞIĞI
Yine dikenli, taşlı yolları yaya yürüdüm. Kendimi; bu dağlar, kayalara sanki sürüdüm. Yine bu akşam, umutları bir yana kürüdüm. Eskiden, ilk akşamda bile, vardı ay ışığı...
Karanlık,içim ürpermeyle dolar ta derinden! Sökülecek sanırım yüreğim, orta yerinden. Size nasıl haber vereyim, şu soğuk terimden? Eskiden, akşamdan bana bakardı ay ışığı...
Ta derinlerde duyarım, sessizliğin sesini. Soğuk rüzgarlar yalıyor insanın ensesini. Sanki ensemde hissederim bir kurt nefesini. Eskiden, akşamdan insana yar dı ay ışığı...
Kuşatmış, köyümle arama girmiş sarp kayalar. Daraldım, her birini alıp bir yana koyalar. Karanlık fırsatçısı böcekler, susup cayalar. Eskiden, daha akşamdan çıkardı ay ışığı...
Ey vadiden bana uzanan çamlar, palamutlar! Hangi vakit bayram ederiz ki, bizi kim kutlar? Yine bir başka karanlığa kaldı umutlar. Eskiden, daha akşamdan doğardı ay ışığı...
Ey başı yüce, karanlıktan da karanlık, dağlar. Bencileyin susamış bu dere, ne zaman çağlar? Bu Çağlar, bir kaya başına oturmuş ta ağlar. Eskiden, akşamdan bana gülerdi ay ışığı...
Bu kör geceler eskidi de, havalar soğudu. Daha karanlığa dökecek dertlerim çoğudu. Mehtap’ın geleceğinden de umudum yoğudu. Karanlık ufuğun ardından çıktı ay’ın şavkı...
Çok uzak ufuklardan da Hilal göründü, İçerim dalgalandı, bir başka hisse büründü. Rüzgardan kaçan otlar da ayağıma süründü. Şu yüreğimde, şimşek gibi çaktı ay’ın şavkı...
Durmadı Ay, usulca yukarılara yükseldi. Aydınlıklar artarken, karanlıklar da eksildi. Işık geldi içime de, sanki dertleri sildi. Şu gönlüme de ılık ılık aktı ay’ın şavkı...
Bu ilk akşamda; duygularım, göz yaşlarım seldi. Ay’ın şavkı da, zifiri karanlıkları deldi. Ta uzaklardan koştu, kayalıklara geldi Yamacıma geçti de, bana baktı ay’ın şavkı...
NAFİ ÇAĞLAR " Nafi Çağlar Budunlu " 28 Ekim 2010 Perş. 00:18 Bahçelievler / İstanbul
ÇAMARDI’NDA BİR GÜZEL
Bir çukurda Çamardı*. Köylü toprağın kardı. Tarladaki güzelin, Ateşi beni sardı…
Ne şirindi Çamardı. Yaylası, düzü vardı. Yari görmektir ahdım, En gurna** yer dam ardı….
NAFİ ÇAĞLAR 23 Mart 2011 Çarş.22:23 K.Sinan/Bahçelievler/İst.
*Çamardı ; Niğde’nin bir ilçesi. ** Gurna ; Etraftaki insanların fazla göremeyeceği biraz gizlice yer.
BOZDAĞ GÖZELİ
Bir ova, düzde Araban. Ne hoş yaratmış yaradan. Bir gözel geçti buradan… Varın, çekilin aradan…
4 Nisan 2011 P.Tesi 11:44 Gazi Lis. 11 Fen/C /Bağcılar/İst.
Karadağ, Bozdağ’ı görür. Yörüğün yoz*ları yörür. Aha şu şaşkın gözlerim, Deve çeken kızı görür…
Bu gece örüm**de yattım Seherde uykumu attım. Ben dilberi arar iken, Yolakta sürüye çattım…
Karasu’dan geçmek zordur. Deve de potuk***, hem tordur. Böyle bir yari olmayan, Yiğidin hayatı hordur…
NAFİ ÇAĞLAR 5 Nisan 2011 Salı 00:50 K.Sinan/Bahçalievler/İst.
HALK OYUNU
Halk oyunu, halk oyunu… İste de versin, halk oyunu… Halkına,oyun oynar isen, Gösterir sana, halk oyunu…
NAFİ ÇAĞLAR 1 Mayıs 2011 Pazar 31:11 K.Sinan/ B.Evler/ İstanbul
BALKAN GÜZELİ
O siyah saçların burma dedim, Gelip te karşımda durma dedim, Boşuna hayaller kurma dedim, Kurdu da geçti Balkan Güzeli...
Fakir haneme oturma dedim, İğneli laflar batırma dedim, Yaptığın yüzüme vurma dedim, Vurdu da geçti Balkan Güzeli...
Hiç kimseyle yoktur aram dedim, Hicranla dolmuş şu yaram dedim, Ben,halini nasıl soram dedim, Sordu da geçti Balkan Güzeli...
Uzun zülüflerin sırma dedim, Halimi kızarak sorma dedim, Ne olursun beni yorma dedim, Yordu da geçti Balkan Güzeli...
Say ki; tanımadın, görme dedim, Gönlünü önüme serme dedim, Başıma da işler örme dedim, Ördü de geçti Balkan Güzeli...
Şu garibe selam verme dedim, Naçarım ben, övme, yerme dedim, Sakin ol, kendini germe dedim, Gerdi de geçti Balkan Güzeli...
Yandı da tutuştu çıram dedim, Ah ! Benim de geldi sıram dedim, O kalbini, nasıl kıram dedim, Kırdı da geçti Balkan Güzeli...
Fani dünya bana haram dedim, Cebimde de yoktur param dedim, Söyle! Sana niye varam dedim, Vardı da geçti Balkan Güzeli...
Saracaksan böyle sarma dedim, Sevgiyi nefrete karma dedim, Kalbimi ortadan yarma dedim, Yardı da geçti Balkan Güzeli...
Bilirsin şu Nafi Çağlar dedim, Derdine dayanmaz dağlar dedim, Birazcık dokunsan ağlar dedim, Hardı da geçti Balkan Güzeli...
NAFİ ÇAĞLAR 22 Temmuz 2011 Cuma 21:32 Şahinbey / GAZİANTEP
YÜZ ÇEVİRMİŞ AKRABALARIM
Akrabaların ettiği işi duydunuz mu? Yine bana yüz çevirmişler bu bayramda… Elinizi o vicdanınıza koydunuz mu? Yine bana yüz çevirmişler bu bayramda…
Akrabaların gittiği yolu gördünüz mü? Bana niye yaptıklarını hiç sordunuz mu? Biriniz çıkıp karşılarına durdunuz mu? Yine bana yüz çevirmişler ramazanda…
Akrabaların ettiklerini bildiniz mi? Damla damla akan göz yaşımı sildiniz mi? Aç kaldıkça, önüme bir ekmek dildiniz mi? Yine yüz çevirmişler bayramda, şu kurbanda…
Akrabalar! ettiklerinizle kaldınız mı? Beni tutup yerlerden yerlere çaldınız mı? Şu ömrümden nice yıllarımı aldınız mı? Yine yüz çevirmişler, boynum ipte, urganda…
NAFİ ÇAĞLAR 2 Eylül 2011 Cuma 12:12 Kocasinan/B.Evler/İstanbul
AH ERFELEK
Ah Erfelek, ah Erfelek!.. Gel de şurayı gör felek. Burda acayip bir hal var, Şeytan gelse olur melek…
Ah Erfelek, ah Erfelek!.. Kimselerden olmaz kelek. Ormanlar, kayalar, sular… Gelip görmeyen kör felek…
Ah Erfelek, ah Erfelek !.. Suyuna bir ekmek dilek. Seni niye yeni gördük? Güzelliğin nerden bilek…
NAFİ ÇAĞLAR 9 Eylül 2011 Cuma 09:09 Kocasinan/Bahçelievler/İst.
ŞEHİT HASAN AĞA *M
Şubeden kesin talimat gelince, Oturdu ve düşündü, ince ince, Meryem Hanımı ve beş çocuğuyla, Hep vedalaştı, iş başa düşünce...
Sefer emri ile düştü yollara, Neçe yerden geçti, gitti çöllere, Yedi gavuru yerlere serdi de, Hasret kaldı, yardım eden ellere…
Hasan Ağa’m son nefeste yekindi, Dediler ki, vakitlerden ikindi, Yatıyordu, susuz yerde, yiğidim, Çırpındı da son bir defa silkindi…
Nafi der ki; şad olasın Hasan Ağa*, Ne miraslar bıraktınız bu çağa, Siz, Yemen Elleri’nde, can verdiniz, Ulaşamaz gavur bu Karadağ’a…
Ağam, öz ağam, benim Hasan Ağa’m, Varıp Yemen İli’ni basan ağam…
Ağam, öz ağam, benim Hasan Ağa’m, Buralardan olmasın tasan ağam...
NAFİ ÇAĞLAR 23 Ekim 2011 Pazar - 01:33 K.Sinan/Bahçelievler/İST.
*Hasan Ağa; Dedem olup, Yemen şehididir.
ANTEP’TEN KİLİS’E
Şu Antep’ten Kilis’e Ne şirinsin Halise, Neler neler çekerim, O yar bunu bir bilse...
Üzüm bağı yollarda, Salkım salkım dallarda, Sepeti de taşırsın, Güzelliğin dillerde...
Fıstık yolan kızların, Öldürüyor nazların, Zeytinliğin içinde, Baldan tatlı sözlerin...
NAFİ ÇAĞLAR 12 Kasım 2011 Ct.09:03 K.Sinan/Bahçelievler/İst.
KARIM OLSUN
Bereket getirsin, saçılan narım olsun. Kaynatıp dişlediğim sıcak darım olsun. Hoş bahçem meyvelensin, boş evim şenlensin. Hayatımda kazanç, ömrümde karım olsun…
Her gün sevdasına yandığım narım olsun. Alnı açık gezem, namusum, arım olsun. Hoş tutsun gönlümü, boş koymasın hanemi, Yürek dostum, sevdiğim, canım karım olsun…
Üstüne gül koklamadığım, yarim olsun. Şu dünyada her neyse, yoğum, varım olsun. Hoş geçsin yıllarım, boş kalmasın kollarım, Hem fani, hem gerçek alemde karım olsun…
NAFİ ÇAĞLAR 20 Aralık 2011 Salı 06:06 Hürriyet/Bağcılar/İstanbul
KARIM OLSUN
Bereket getirsin, saçılan narım olsun. Kaynatıp dişlediğim sıcak darım olsun. Hoş bahçem meyvelensin, boş evim şenlensin. Hayatımda kazanç, ömrümde karım olsun…
Her gün sevdasına yandığım narım olsun. Alnı açık gezem, namusum, arım olsun. Hoş tutsun gönlümü, boş koymasın hanemi, Yürek dostum, sevdiğim, canım karım olsun…
Üstüne gül koklamadığım, yarim olsun. Şu dünyada her neyse, yoğum, varım olsun. Hoş geçsin yıllarım, boş kalmasın kollarım, Hem fani, hem gerçek alemde karım olsun…
NAFİ ÇAĞLAR 20 Aralık 2011 Salı 06:06 Hürriyet/Bağcılar/İstanbul
KERBELA’DIR BİR BELADIR
Kerbela’dır canlarım, Kerbela’dır, Başımızda döner ki, bir beladır. Gidelim bu ellerden Hüseyin’im, Bu uğursuz yerler bize sıladır…
Hep karadır bahtımız, hep karadır. Satmışlar, değerimiz kaç paradır ? Bu zalimlerin bize ettikleri, Dinin bağrında açılan yaradır…
Susuzdur dostlar, bu canlar susuzdur. Uykusuzdur, bu gece uykusuzdur. Bizim gittiğimiz Hakk’ın yoludur, Önümüze çıkan varsa soysuzdur…
Canlardır, burda verilen canlardır. Kanlardır, yere dökülen kanlardır. Yine geldi girdi fitne araya, Sonunda kahrolan Müslümanlardır…
O’dur! Resul’ün canı Hüseyin’dir. Hüseyin’in yolu en yüce dindir. Ali’nin oğlu, Hasan’ın kardeşi, O’na kılıç çeken her el haindir…
Nafi’dir! bu hale yanan Nafi’dir!.. Yeter artık Yezid ! zulmün kafidir. Alevi, Sünni hep üzülür durur, Her biri Ehli-Beyt’i müdafidir…
NAFİ ÇAĞLAR 7 Ekim 2012 Pazar 09:49 Yeşilova / K.Çekmece / İst.
OZAN "OR"HAN’I GETİRİN BANA
Hay dedi çıktı ortaya, meydanı seçti, Hey dedi de sildi, ortamdan biçti, Huy dedi de şu beni ezdi geçti, Fazlası olan şanını getirin bana...
Binmiş bir ata da, doru mu doru, Durup ta, soramıyorum bir soru, Rabb’im sen beni bu adamdan koru, "Or" unu değil, "Han"ını getirin bana...
Bir havalandı ki,mı eser de eser, Tınlamaz,ne darılır ne de küser, Çeker de, benim iflahımı keser,, Kılıcı ile kınını getirin bana...
Ne korku taşır ne de kendini kasar, Beni tutup ta ayaklarımdan asar, Ozanlığı ozanlığıma beş basar, İlhamıyla heycanını getirin bana...
Kaybettim dostlar, o’nun oldu bu pazar. Yedi tüketti şu beni, azar azar. Varıp karşısına dursam da ne yazar. Hem kanı, hem de canını getirin bana...
Bir duruşu var ki, vakar mı vakar, Çıkmışta ta yukarlardan bakar, Kaleminden dizeler, dörtlükler akar Kırınkalemini de tınını getirin bana...
Bir derya ki, ummanlara dalar, İnsanı başka biraleme salar, Tutup beni yerden yere çalar, Gücünüde alın,her anını getirin bana...
Bir dağ başındaki kaya gibi durur, Karşısında dilim damağım kurur, Üstünlemişte, şu garip başıma vurur, Dolduracacağım damarlarıma ,kanını getirin bana...
( 12.12.2012 Çrş. 10:42 Beşyol/K.Çekmece)
NAFİ ÇAĞLAR 02.12.2012 Pz.-Akıncılar Güngören / İstanbul
AY DOST !
Ay dost ! Yaşamak istiyorum, Kendimden kaçarcasına… Bayırlardan dağlara koşarcasına, Gelip dağ eteğine, Düzlüklere doğru uçarcasına… Yaşamak diliyorum, Kendime koşarcasına, Derelerden, deryalardan, Sanki yürüyerek geçercesine… Yaşamayı bekliyorum, Hayat suyundan içercesine, Ay dost ! Yaşamak istiyorum, Kendimden geçercesine…
NAFİ ÇAĞLAR 24 Şubat 2013 Pazar Yeşilova/Küçükçekmece/İst
İzci Lideri Nafi ÇAĞLAR 12 Mart 2013 Salı 06:34 Hürriyet/Bağcılar/İstanbul
HACI BEKTAŞ HÜNKARIMIZ
Şol Hacı Bektaş Veli ; Hünkarımız ! Fani dünyada ebedi karımız. Ruhumuza ışık veren varımız. Ol canımız, yoldaşımız, yarımız...
NAFİ ÇAĞLAR 5 Mayıs 2013 Pazar 15:00 Ömür / Bahçelievler / İstanbul
BATUR OĞLU HASAN
Hasan geldi, şehidim Hasan geldi. Adilerin boynuna basan geldi. Nice sinsi hevese kapılarak, Ürenlerin sesini kısan geldi...
Memik geldi, umudum Memik geldi. Anasından helal süt emik geldi. Batur oğlu Oğuz Türk duruşuyla, Yavru kurt olarak bir enik geldi.
NAFİ ÇAĞLAR 6 Mayıs 2013 Pt. 06:36 Zafer Mh./Bahçelievler/İst.
BİL HASAN AĞA
Yemen Şehidi dedemin anısına...
Bunlarda toprak olmuş kil Hasan Ağa’m, Papuç gibi uzamış dil Hasan Ağa’m, İstersen hep defterden sil Hasan Ağa’m, Bunlara bir hal olmuş bil Hasan Ağa’m...
Unutmuşlar! Nedir sefer, seferberlik. Yok olmuş onlarda, beraberlik, birlik. Anlamazlar! Nedir tertip, düzen, dirlik. Bunlara bir hal olmuş bil Hasan Ağa’m...
Sen nice imecelere şahit oldun. Yeri geldi, vatana mücahit oldun. Sen bu vefasızlar için şehit oldun. Bunlara bir hal olmuş bil Hasan Ağa’m...
NAFİ ÇAĞLAR 27 Eylül 2013 Cuma 22:00 Yeşilova/K.Çekmece/İst.
SAĞLAM ADAM
Sağlam olan adam ; Ne arkadaşını, ne akrabasını, Ne eşini, ne dostunu, Aç alsa da üstündeki postunu Tutup satmaz !..
Sağlam olan adam ; Ne sopunu, ne soyunu, Ne yasını, ne toyunu, Zor da alsa da hak bildiği oyunu Bir kenara atmaz !..
Sağlam olan adam ; Ne ana kuzusu gibi, Ana kucağında, kolunda, Ne de pısırıkça, Karısının bir sağında, bir solunda, Bir ömür yatmaz...
Sağlam olan adam ; Ne sırdaşına, kardaşına, Ne de"söz konusu ülke" iken, Can bildiği yoldaşına, Kızıp ta çatmaz !..
NAFİ ÇAĞLAR 23 Ocak 2014 Perş.08:49 Yeşilova/K.Çekmece/İstanbul
SOMA’DA YANDILAR
Neçe canlar yandı bu Soma’da, Sanmayın, yanıp gittiler sobada, Allah düşmana bile vermesin, Ölenler öldü, kalanlar komada...
Payını da aldı Kırkağaç, Akhisar, Yaralı çok, yüzlerce de ölü var, Yakınları darmadağın olmuş, Gel bu yarayı sarabilirsen sar...
Korkulu yürekler gürp gürp atıyor, Soğuk depolarda naaşlar yatıyor, Kapılardan birer birer verilen, Tabutlarda ne umutlar batıyor...
Yandılar, Soma’da yandılar, Ekmeklerini kömüre bandılar. Evlerinden tebessümle çıktılar, Tekrar geri döneriz sandılar. Yandılar, Soma’da yandılar...
Nafi ÇAĞLAR 15 Mayıs 2014 Perş. 20:20 Yeşilova/K.Çekmece/İst.
Nafi ÇAĞLAR 16 Mayıs 2014 Cuma 20:10 Çobançeşme/Yeşilova/İstanbul
AZİZİYE MECİDİYE DESTANI
-- Erzurum Halkına İthaf Olunur --
Yıl gelmişti 1877’ye, Aylardan Kasım’dı, Fakat benziyordu zamheriye… Tabyalar üşüyordu, her yer donuyordu… Nöbetçi aldanmıştı, Osmanlı askeri diye… Urus gavuru görev vermişti, Tam yirmi Ermeni’ye… Bir bir girmişlerdi içeriye, Boğazdan bıçak atmışlardı her çeriye… İşte bu yüzden sessiz, Bu yüzden suskundu Mecidiye… Haber ulaşmıştı bir çok mevkiye…
Bir ses yükseliyordu Abdurrahman Ağa mevkii’nde, Bir sela veriliyordu Ayaz Paşa Camii’nde… Bu selada bambaşka bir hal vardı, Hafız Osman selayla Allah’a yalvardı… Tuhaftı Osman Bedrettin’in hali, Uyanmış, dikkatle dinliyordu ahali… Dinledikçe selayı, Bir endezeye gidiyordu elleri… Herkese bir ürperme gelmişti, Sanki Erzurumlu işin ardını bilmişti…
Selayı bitiren Hafız Osman üzgündü, Uzatmadan talkını, Cenge çağırdı Erzurum halkını… “Mecidiye gitmiştir, Aziziye bitmiştir. Gün bu gündür, Bizim için cenk düğündür. Ne durursun Müslüman , Varalım gümbür gümbür, Vuralım; gün bu gündür…” Erzurum; dadaş diyarı, Hal böyleyken düşünür mü yari… Dışarıda hava buz keserken, Bırakırda çıkar sıcak yeri… Atılır da, bir daha gelmez geri…
Elleri endezelerde olan ahali, kaptı ne varsa, Kazma, kürek, orak, darha, Karıştırdılar, odaları, ahırları, Buldular birkaç endeze daha… Onlar yürüdü, Onlar yürüdü, yüzler yürüdü, Ardından üçbinler yürüdü, Bilseniz daha kimler yürüdü… İhtiyar delikanlılar, Beli bükülmüş nineler yürüdü… Aştılar tepeleri, sırtları, Sırtlan sürüsüyle vardı hesapları.. Allah güç verdi, Hepsi dere ve tepeleri aştı. Muhtar Paşa şaştı… Sayıları bilmiyordu kaçtı… Daha arkadan gelenler vardı… Eli kınalı kızlar, emzikli gelinler vardı… Anlaşmıştı Ahmet Muhtar, Artık burası gavura dardı… Urus’un yanında Ermeni de vardı… Bir emzikli gelin vardı… Ne katundu, Nene Hatun’du… Say ki dirilmişti Süyünbike, Seğirtiyordu göz yaşlarını döke döke… Böyle yürekler varken, Bu vatana kim göz dike… O ne katundu, Yüreği dolu tene hatundu… Durabilir miydi, o çağrıyı duya duya, Sonsuz merhametli olsa da küçücük yavruya… Memleket ağır bastı, Götürdü bıraktı komşuya… O da hesap soracaktı, Tey kutuplardan gelen beyaz ayıya…
Daha kimler yürüyordu önlerden… Eğilmeden taş eline geliyordu, Her atışta bir gavur ölüyordu, Üçler, yediler, kırklar gelmişti, Hafız Osman’da onlardan oluyordu… Gebermişti binlerce Urus iti, Hatice Bacı, Nene Hatun’da olanlara şahitti. Bölük bölük askerde birlikte, Yüzlerce Erzurumlu’da şehitti.. Aziziye’nin arslan kumandanı, Bahri Paşa’da uçmağa gitti. Muştu oldu, düşman çekti gitti, Bu içkence, bu zulüm bitti…
Kurt İsmail Paşa, Ahmat Muhtar Paşa’ya vardı, Her şeyi bir bir anlattı. Gazi Muhtar Paşa, Hafız Osman’ı 3.Tabura imam etti. Sükuti’nin ruhu sükut etti. Palandöken yamaçlarında kaygulanan , Abdurrahman Gazi rahat etti…
Bu anlatılanlar 93 Harbiydi, Erzurumlu’da harbi mi harbiydi… Bu yapılan, bu yazılan dadaşın Destanı’ydı… 2.Abdulhamit; zamanın Hanıydı… Mecidiye’de, Aziziye’de ortaya çıkan, Yine Türk’ün asil kanıydı…
Nafi ÇAĞLAR 24 Haziran 2014 Salı 22:33 Aziziye / ERZURUM
MAHMATLI HASAN’IM
Bir koca ömür verdim de dini islama, Gece gündüz çalıştım da milleti vatana, Bir kurt gibi saldırdım vatanı satana,
NAFİZ TANÇAĞLAR 31 Aralık 2014 Çarş.19:20 Yüzyıl/Bağcılar/İstanbul
Cor ; Laf, söz ( Antep Ağzı ) Çor ; Küçük baş hayvanlarda hastalık
KOR BE OĞUL
Sahipsiz kalmış çok meralar, Bilemem ki, kim kime kiralar. Ah ekinsiz durur o tarlalar, Çayır çimen olmuş, bor be oğul...
Hiç boşa gitmesin çabaların, Çevrene doluşsun tebaların, Büyük, küçük hep akrabaların, Var git, hallerin sor be oğul...
Sürekli koşmazsan sen ülküne, Hep hizmet etmezsen bu ülkene, Sahip çıkamazsan her türküne, Şu ciğerim yanar kor be oğul...
Cesaretli, cesur bir aslan ol. Haksızların boynuna basan ol. Dik ol, Nafi’in oğlu Hasan ol. Hiç bir zaman olma hor be oğul...
NAFİZ TANÇAĞLAR 31 Aralık 2014 Çarş.19:20 Yüzyıl/Bağcılar/İstanbul
KUTLU YÜRÜYÜŞ
Çıktılar yola, kondular neçe yere, Düşmanlarını yerlere sere sere, Kollarında nice kan yoldaşlarını, Toprakların da bağrına vere vere...
Yürüdüler tehlikeyi göre göre, Kurganları kümbetleri öre öre, Varacaklardı Büyük Kızıl Elma ya, Çünkü onlara böyle diyordu töre...
Durmadılar; yer yoktu ecele, tere, Yeter ki o ruhlar sırlarına ere, Bayrakları, sancakları dikmek için, Candan vazgeçmek düşmüştü, her bir ere... Çünkü onlara böyle diyordu töre...
NAFİ ÇAĞLAR 7 Ocak 2014 Çarş.22:27 Yeşilova/Küçükçekmece/İst.
BİR KEMİK İÇİN
Bir türlü eritmediniz buzdan dağları. Ördünüz de attınız hileden ağları. Biz, hedeflermiz yukarılar der iken, Sizse, tercih ettiniz hep aşağıları...
Siz kopardınız aradaki tüm bağları. Kavurdunuz be yaktığınız o yağları. Ta Fizan’daki bir kemik parçası için, Satıp ta harcadınız bu Nafi Çağlar’ı...
NAFİ ÇAĞLAR 12 Ocak 2015 Pt. 07:40 Yavuz/Bağcılar/İstanbul
KUTLU DİRİLİŞ
--- Türk olup törediler Yeniden dirildiler, Gök kubbeli otağdan, Kut alıp yürüdüler...---
Kansız sürünün eline düşmemek için, Demir dağların arasında saklıydılar... Saklanıyorlardı kırılmamak için, Töremeleri gerekti, haklıydılar...
Çoğaldılar kuytularda sessiz, sakin, Kara saçlıydılar, al yanaklıydılar. Hesap günleri gelip çatmıştı lakin, Yürümeleri gerekti, haklıydılar...
Seğirttiler dağlardan ruhlarında kin, Kimi atlı, kimi yayan, sadaklıydılar... Yağı*nın leşlerini intikam için, Sürümeleri gerekti, haklıydılar...
NAFİ ÇAĞLAR 16 Ocak 2015 C.08:28 Şirinevler/Bahçelievler/İst.
*Yağı ; Düşman
VADİDEKİ KURT
Vadiye düşmüştü bir kurt. Say ki, yok kurtuluş.
Vadi boyunca yürüdü. Dikenler üstünden, Çalılar arasından ayaklarını sürüdü. Yukarıdan, kayalıklardan, Nice köpekler ürüdü... Vadi dar mı dardı. Vadi çıkışında, Etten duvar örmüş, çakallar vardı... Geri döndü vadinin diğer çıkışına. Bir sürü sırtlan gördü... Durdu... Kayalıklara baktı. Kayalıklar duvar gibi sarptı. Bu da yetmezmiş gibi, Her kaya başından bir köpek bakıyordu. Dilleri de çıkmış, salyaları akıyordu.
Yamaçlarda tilkiler vardı; Bir görünüp bir kaybolanlar, Kafasını kaya deliğinden çıkarıp seyredenler... "Hey tilki; Sen de adisin bil ki.. Sana da seyir lazım... Çalılıklara siyersin.. Yaralı bir parmağa yararın olmaz. Mazlumun yanında yerin olmaz."
Döndü geri, Adımladı, ağır ağır ileri... Yardım etmeliydi birileri. Bir umutla yavaşladı. Bir sola baktı bir sağa... Bir de vadi aralığından görünen dağa... Dağ uzak, Görünen aralık oldukça dardı. Güvendiği dağlarda karlar vardı. Yüreğini derin bir hüzün sardı.. Korkmasına korkmazdı, En ötesi ölümdü, Lakin bu hal yüreğini yardı. Vadinin her tarafı yardı... Düşündü kurt, "Yüreğini yakan kordu. Kim kollayacaktı bu kurdu?.."
Nafi Çağlar Budunlu 19 Mart 2015 Perş.09:27 Yüzyıl/Bağcılar/İstanbul
Vadi ortasında bir tümsek başına çıktı. Etraf biraz açıktı. Şimdi sırası değildi fakat, Karnı da iyice acıktı... Önüne baktı; Çakallar sıralanmış uluşuyordu. Arkasına döndü baktı; Sırtlanlar dolaşıyordu... Sağına baktı, soluna baktı... Köpekler bakışıyordu... Tilkiler oynaşıyordu..
Düşündü kurt ; "Ey leşimin artıklarından yiyen sırtlanlar. Ey önümde hizaya geçen çakallar, Ey etrafımda taklalar atan tilkiler, Ey beni gördükçe kaçacak yer arayan köpekler.. Den bakalım; Kim sizden ne bekler.."
Daldı kurt... "Karşı dağın eteğinden, Belki bir dere yatağından, bir bozkurt sürüsü geçiyor olabilirdi. Sesimi duyuyor olabilirlerdi. Sesten anlarlardı, Gereğini yaparlardı..."
Kendini acılara saldı kurt; Bütün bedeni gerildi. Göğsünü de iyice gerdi. Başını da yukarı verdi. Bir umut acıyla uludu... Auuuuuuuuu... Uluşan çakallar sustu, Dolaşan sırtlanlar pustu.. Hırlaşan köpekler sesini kesti. Tilkiler ise kuıyruğunu kıstı...
Kurt bir daha uludu... Auuuuuuuuuuuu.... Çakallar kaçıyordu, Tilkiler saklanıyordu..., Aşağıda sırtlanlar, Yukarıda köpekler ; ön ayakları üstüne çöküyordu....
Son kez uludu kurt... Auuuuuuuuuuuuuuuu... Kayalıklar ayrı ayrı son olarak, üçer kez ses verdi. Sonra yankılar ; kayadan kayaya çarparak vadide eridi... Çakallar, tilkiler, köpekler, sırtlanlar sindi... Ortalık sessiz oldu, Tam dindi... Vakit ise ikindi...
Nafi Çağlar Budunlu 20 Mart 2015 Cuma 09:34 Şirinevler/Bahçelievler/İstanbul
Durdu kurt, bekledi. Etrafı dinledi... İçin için inledi... Demek sesinin ulaştığı yerlerde bozkurtlar yoktu... Göğe baktı kara kaderli kurt... Gökten gelen bir haber de yoktu... Yine de mucize bekledi.. Bekledi...Bekledi... Zamanı zamana ekledi... Ne yerden ne gökten bir yardım yoktu... Düşman kancık, düşman çoktu... Kendisi aç,üstelik onlar toktu... Vadinin sahibi de ortalıkta yoktu...
Yine de çareyi tüketmemeliydi... Kara bahtlı kara kurt, Bir sağa baktı süzdü, bir sola baktı süzdü... Kayalıkların yüzü dümdüzdü... Bu çaresizlik onu çok üzdü... Bu ölüm vadisinden hayata bir geçiş olmalıydı... Kayalıklar arasından bir geçit olmalıydı... Sonunda bir kaya yarığını gördü... Hemen içinden umutlar ördü... Gece karanlığına kadar, Bir bozkurt sürüsü imdada gelmezse, Gök Tanrı’dan kader gülmezse, Vadinin sahibi gelip almazsa, Bu dardan kurtuluş zor, bu yardan çıkış zor olsa da... Bu tek umut... Yoksa yaşamayı unut...
Birden irkildi kurt... Yaklaşmış sesler duydu, Her yana baktı, kımıldaşmalar gördü... Can havliyle sanki ulumadı böğürdü... Aaaaauuuuuuuu...
Geceye kadar böyle direnmeliydi.. Belki yardıma gelenler olurdu... Olmadı, Yaradanın yardımı belki gece gelecekti.. Kafasını aniden çevirdi kurt... Sert kayalıklara baktı. Gözlerini, Yar çıkışındaki geçite taktı, Gözlerinden şimşekler çaktı. Yüreğinde ateş içinde ateş yaktı. Ya yar da canından olacaktı, ya da yaradan, yardan çekip canını alacaktı. Yar başında bir iki köpek, Onların da sesini kısıp, yar yamaçlarına çalacaktı... Sonra dağlara, dağlara yol alacaktı... Başı puslu dağlara, Sisli dağlara...
NAFİ ÇAĞLAR 20 Mart 2015 Cuma 11:55 Yüzyıl/Bağcılar/İstanbul
YARDAN
Yardan, yardan, bu yardan... Kurtulmalıyım ben bu yardan... Ya canımı yardan kurtarsın, Ya da canımı alsın yaradan...
NAFİ ÇAĞLAR 20 Mart 2015 Cuma 13:15 Yüzyıl/Bağcılar/İstanbul
İBNİ SİNA’YA VEDA
Yeni gelen acemi Dört Dokuz. Sanmayın siz, bu okulda çokuz. Burası han, bizler yolcuyuz, Geldik, gidiyoruz, artık burda yokuz.
Okulun kalabalık civcivleri On’ları. Çok ta severim ben onları. Çalışıyorlar yüksek mefkureler için, İnşallah çok iyi olacak sonları.
Buradaki ilk göz ağrım Onbir. Hepsinin de yeri yüreğimdir. Her biri pırıl pırıl, tertemiz, Onlarda olmaz ne leke ne kir.
Son sınıf bizim Oniki’ler. Her biri sevimli, kurnaz tilkiler. Yüksekokul seçme sınavlarında, Sizinle yaşanacak nice ilkler.
Bazıları yeni mezun oldu. Dört yıllık süre de uzun oldu. Çok özlediğimi de onlara, Söylemek de lüzum oldu.
İşte! Bilgili ve yeterli hocalarımız. Hep böyle güçlü olsun localarımız. Okulumuz yaşasın, hanelerimiz var olsun. Her zaman tütsün bacalarımız.
Eğitim yuvamız, lisemiz; İbni Sina. Güler yüzlü can bakışlı Bin sima Yüzyıl’a imza atacak yetenektesiniz. Hedeflerimiz yüksek; gökyüzü, sema.
Ayaklarımı sürüyüp karı getirmişem, Şu Antep Eli’ne kazanç, karı getirmişem, İstanbul’lardan buraya boş gelmemişem men, Yanımda bir ak gerdanlı karı getirmişem…
Batur Nafiz TANÇAĞLAR “ Nafi Çağlar Mahmatlı “ 22 Ocak 2012 Pazar 10:00 Şahinbey / Gaziantep
MURAT OLDU
Ah! Murat oldu, Murat oldu, Buraların ağası, beyi Murat oldu, Asırlardır sessiz, sakin akar giderdi, Zalim Fırat, gene bu sene Murat oldu...
Yardan, yardan, bu yardan... Kurtulmalıyım ben bu yardan... Ya canımı yardan kurtarsın, Ya da canımı alsın yaradan...
Nafi Çağlar BUDUNLU 20 Mart 2015 Cuma 13:15 Yüzyıl/Bağcılar/İstanbul
MISIR’A
Mısır’a Mısır’a, Haydin gidek Mısır’a. Mısır öyle yinmez ki, Al da tuz at mısıra.
Nafi Çağlar BUDUNLU 2 Ağustos 2015 Pazar 06:50 Mahmutbey/Bağcılar/İstanbul
BAĞIRSAK
Bağırsak, bağırsak, Şu dağlarda bağırsak. Dertlerim de depreşti, Düğümlendi bağırsak.
Nafi Çağlar Budunlu 9 Ağustos 2015 Pazar 09:39 Barbaros/Bağcılar/İstanbul
KURT ULUR
Kurt ulur, kurt ulur, Dağlarda kurt ulur. Kurt başa geçerse, Bu budun kurtulur.
Nafi Çağlar Budunlu 10 Ağustos 2015 Pt.18:28 Yeşilova/K.Çekmece/İst.
OY OY
Oy oy! N’olur bana oy verin oy. Yine seçim yaklaşınca, Sancım tuttu, oy anam oy!..
Nafi Çağlar Budunlu 28 Ekim 2015 Çarş.06:36 Yeşilova/K:Çekmece/İst.
SANDIĞIM
Sandığım, sandığım, Budur benim sandığım. Meğer düşman olmuşlar, Bunlar benim sandığım.
Nafi Çağlar Budunlu 2 Kasım 2015 P.Tesi 18:22 Yeşilova/K.Çekmece/İst.
YARASIZLAR
Yarasızlar, yarasızlar, Tuzları kuru, yarasızlar. Her vakit, serden geçen bizug, Bedenimizde yara sızlar..
Nafi Çağlar Budunlu 16 Kasım 2015 16:56 Gültepe/K.Çekmece/İst.
HARADA
Harada harada, Aygır atlar harada. Men özümü kaybettim, Bilmiyrem ki; harada ...
Nafi Çağlar Budunlu 21 Kasım 2015 Ct.08:10 Sapanca / Sakarya
BOY BOY
Boy, Boy, Adamlar dizilmiş boy boy. Duyulur ki; kengeş varmış, İnsanlar gelmişler, boy boy...
Nafi Çağlar Budunlu 27 Kasım 2015 Cuma 15:15 Ünalan/Üsküdar/İstanbul
KARGIŞ GÖRDÜM
Kargış gördüm, kargış gördüm, Bu hayatta çok kargış gördüm. Bahar kıymeti bilemedim, Nice şiddetli kar kış gördüm...
Nafi ÇAĞLAR 19 Şubat 2016 Cuma 12:12 Yeşilova/K.Çekmece/İst.
ALKIŞ GÖRDÜM
Alkış gördüm, alkış gördüm, Gün oldu, çok alkış gördüm. Kanlarım kara döküldü, Kara değil, al kış gördüm...
Nafi ÇAĞLAR 19 Şubat 2016 Cuma 18:36 Üçevler/Bhçelievler/İstanbul
AL KIŞLAR
Alkışlar, alkışlar, Bana yapıldı alkışlar, Rüyamda bir şaman gördüm, Gelir gider al kışlar...
Nafi ÇAĞLAR 19 Şubat 2016 Cuma 22:55 Beşyol/K.Çekmece/İst.
HASTA NAFİ
Mazhar olsa, mazhar olsa, Bakırköy de sana mazhar olsa. Sıradan biri seni kurtarmaz, Sana ruh hekimi Mazhar olsa...
Nafi ÇAĞLAR 13 Mayıs 2016 C.08:13 Özşah/Bahçelievler/İst.
HAYAL ET
Hayal et, hayal et. Büyük işleri hayal et. N’ettiğini bilmezsen, Düşler olur hayalet.
Nafi ÇAĞLAR 16 Kasım 2016 Çarş. Gültepe/K.Çekmece/İst.
SUSARIM
Susarım, susarım, Haine, soysuza susarım, Artık canıma yettiğinde, Onların kanına susarım...
Nafi ÇAĞLAR 12 Eylül 2017 Salı 09:12 Yeşilova/K,Çekmece/İst.
KAN ATIYOR
Kanatıyor, kanatıyor, Türkmen üregim kanatıyor. Can Kerkük’im yatmış yerlerde, Atardamarı kan atıyor.
Nafi ÇAĞLAR 17 Eylül 2017 Pazar 09:47 Yeşilova/K.Çekmece/İstanbul
DÖRTLÜKLER
HABERİM
Önünde sonunda orasıdır yerim. Orada bulunur, ölüm veya dirim. Eğer, ölüm ya da dirim bulunmazsa, Yine ancak ordan alınır haberim…
14 Ocak 2010 Perş. 08:28 Kocasinan/Bahçelievler/İst
TAZE FİDAN
Yetişir taze fidan, boy atar, dal olur… Kızarmaya başlar, rengi de al al olur… Tomurcuklar açar, acayip bir hal olur… Tadından da yenilmez, doyulmaz bir bal olur…
10 Şubat 2010 Çarşamba 23:43 Kocasinan/Bahçelievler/İstanbul
NEDİR BU KIYGIN*
Yıllardır yetmedi mi bana ettiğin kıygın? Gerçek alemden yana hiç kalmadı mı kaygın? İki dünyanın birinde hesap vereceksin, Beni geç, yaratana da mı kalmadı saygın?...
3 Mart 2010 Çarşamba 09:00 Kocasinan/Bahçelievler/İst.
* Kıygın ; Zulüm, eziyet.
NİÇÜN?
Niçün bu bayrama derler “navruz” ki? “Ulu Gün” dense, daha hoş ve uz ki… “Yeni Gün” , “Kutsal Gün” denmezse eğer, Şu üregim olur, sanki bir buz ki…
31 Mart 2010 Çarş. 11:31 Kocasinan/Bahçelievler/İst.
TUYUĞ
Tuyuğ; Turan’ın, Oğuz’un özüdür. Çağatay, Hazar Türkü’nün sözüdür. Dil arı, akıcı, berrak su kimi, Çoban pınarının tam gözüdür…
31 Mart 2010 Çarş. 11:55 Kocasinan/Bahçelievler/İst.
Tuyuğ ; Eski Türk şiirinin dörtlüklerinden doğmuş, dörtlük nazım biçimine sahip olan, ancak her dizesi ;divan edebiyatında olduğu gibi aruz vezniyle yazılmış olan nazım şeklidir.
YUĞ*
Muştusuz, zincirli yıllarım bir yuğ. Turan Elleri’ne olsam bir başbuğ… Çıkıp varsam, öksüz Türk Yurtları’na, Soylara, boylara versem birer tuğ…
31 Mart 2010 Çarş. 12:59 Kocasinan/Bahçelievler/İst.
* Yuğ ; Yoğ,Yas.
BOZMAZ
Duruşlu adam duruşunu bozmaz. Vuruşlu adam vuruşunu bozmaz. Kutsal dava için böyle adamlar, Değil metelik, kuruşunu bozmaz.
2 Nisan 2010 Cuma 17:57 K.Sinan/B.Evler/İstanbul
DİNLE ATALAR SÖZÜNÜ
Eğer kaybetmediysen sen özünü, Dinle, atalarının her sözünü. Eğer dinlemezsen sen bu sözümü, Bil ki; yaşla doldurursun gözünü…
19 Nisan 2010 P.Tesi 21:36 Kocasinan/Bahçelievler/İst.
ÇAĞLAR
Gör ey Çağlar! Batur Nafiz Çağlar. Akmakta çaylar, dereler çağlar… Kanlarımız kabarırsa bir gün, Tekrar kapanır, açılır çağlar…
25 Nisan 2010 Pazar 20:45 K.Sinan/Bahçelievler/İstanbul
TÖZÜM BELLİ
Hamurum, yapım tözüm belli. Dövülmüş gelmiş özüm belli… Bir haddelendim, bir dağlandım, Kavrulmuş gelmiş közüm belli…
26 Nisan 2010 P.Tesi 23:46 Kocasinan/Bahçelievler/İst.
MAYAM BELLİ
Çamurum, katkım mayam belli. Aldığım kandan, payem belli… Bir sendelendim, bir diklendim, Taş gibi duran kayam belli…
27 Nisan 2010 Salı 12:27 Kocasinan/Bahçelievler/İst.
APARIN HEY!
Türkçe’miz elden gidiyor apar*ın hey! Hain dillerin elinden koparın hey! Uyanın, uyandırın, şu sözlerimiz, Kalmasın ellerine bir çoparın hey!..
28 Nisan 2010 Çarş 00:47 K.Sinan/B.Evler/İstanbul
* Aparmak ; Alıp kurtarmak, kaçırmak
YES-İ’Lİ AHMET
O’dur kutlu, o’dur pirlerin piri. O’dur ölümsüz, yaşayan hep diri. O’nda bulunmaz dünyanın bir kiri. O’dur “Yes-i’li Ahmet” diye biri…
11 Mayıs 2010 Salı 10:11 K.Sinan/B.Evler/İstanbul
AYI GÖRDÜM
Mevsim bahardı, bir takvime baktım ayı gördüm… Akşamdı, baktım göklere yıldızlar, ayı gördüm… Yürüdüm, dağlar, yaylalar ve ovaları geçtim… Vardım bir şehre, etrafta bir sürü ayı gördüm…
12 Mayıs 2010 Çarşamba 05:25 Kocasinan/Bahçelievler/İstanbul
ÜRKMESE DELİ TAY !
Ürkmese de, şöyle akıllı bir tay olsa! Düğün dernek kurulsa, büyük bir toy olsa! Töretse şu neslimi, asil bir soy olsa! Büyüse balalarımız, hep bir boy olsa…
12 Mayıs 2010 Çarşamba 08:40 Kocasinan/Bahçelievler/İstanbul
SIĞINABİLSEM !..
Sığındığım limanım, sessiz bir koy olsa. Düğün dernek kurulsa, büyük bir toy olsa! Töretse şu neslimi, asil bir soy olsa! Büyüse balalarımız, hep bir boy olsa…
12 Mayıs 2010 Çarşamba 08:40 Kocasinan/Bahçelievler/İstanbul
YERKÜRE’NİN MU’SU
Nereye battı Yerküre’nin Mu’su? Nereye gitti insanlığın usu. Uslar olsa da, niyetleri kötü, Türklük’e kurulmuş, hain bir pusu…
1 Haziran 2010 Salı 20:20 Kocasinan/Bahçelievler/İst.
BİR SES !
Bir ses yükseldi Altaylar’dan! Ey! Şu gururum Batur dedi. İrkildim! Bir baktım o yana, Gel yamacıma otur dedi!..
2 Ağustos 2010 P.Tesi 15:44 Kocasinan/Bahçelievler/İst
YUT PEKMEZİ
Üzüm pekmezi ve dut pekmezi. Bin derde devadır, tut pekmezi. Kışın üşürsen, halsiz düşersen, Durma! Kaşık kaşık yut pekmezi…
23 Ekim 2010 C.Tesiı 19:23 Kocasinan/Bahçelievler/ İst.
YOĞURTLA YE PEKMEZİ
Kuş burnu, bir de armut pekmezi. Zile, Antep, Mersin, Mut pekmezi. Derdine şifa olsun diyorsan, Yoğurtla ye, bir umut pekmezi…
26 Ekim 2010 Salı 09:09 K.Sinan/Bahçelievler/ İst.
HENDEK YOLUNDA
Hendek, Hendek, Sakarya-Hendek… Saman gelir hep, bendek bendek… Bir yar gördüm Hendek Yolu’nda… Yaklaştım, boyu-boyuma denk…
4 Aralık 2010 C.Tesi 12:32 K.Sinan/Bahçelievler/İst.
DONU BOZUK
Adamın donu bozuk. Rengi, hem kanı bozuk. Neresinden tutayım, Bilsen, her yanı bozuk…
Batur Nafiz TANÇAĞLAR “Nafi Çağlar Budunlu” 3 Nisan 2011 Pazar 11:44 Uzunçayır/Kadıköy/İst.
BAŞI BOZUK
Adamın kaşı bozuk. Zehirdir, aşı bozuk. Neresini düzeltem, Bir tamam başı bozuk…
Batur Nafiz TANÇAĞLAR “Nafi Çağlar Budunlu” 3 Nisan 2011 Pazar 11:44 Acıbadem/Göztepe/İst.
ÇEKEN GÜZEL
Şu boz deveyi çeken güzel. Beni kendine çeken güzel. Ben etrafında dolandıkça, Bakıp,içini çeken güzel…
Yine boyayacağım elmayı kızıla. Yine ulaşacağım uçlara, buzula. Önümdeki yüzyıl değil, bin yıl benimdir, Ey Türk Budun! Bu sözüm bir yana yazıla…
Batur Nafiz TANÇAĞLAR “ Nafi Çağlar Budunlu ” 17 Nisan 2011 Pazar 09:09 Kocasinan/Bahçelievler/İst.
HERKESİN ÖMRÜ
Leyleğin ömrü lak lakla geçiyor, Ördeğin ömrü vak vakla geçiyor, Dünya fırıldamış, dönüp gidiyor, Bizlerin ömrü bak bakla geçiyor…
Batur Nafiz TANÇAĞLAR “ Nafi Çağlar Budunlu ” 17 Nisan 2011 Pazar 17:17 Kocasinan/Bahçelievler/İst.
KARININ İSTEĞİ
Ne evime getirsin haram para, Ne de olsun, pis, adi bir zampara, Ne başımı eğdirsin düşmanlara, Ne de açsın yüreğimde yara…
Batur Nafiz TANÇAĞLAR 19 Kasım 2011 P.tesi 03:56 Kocasinan/Bahçelievler/İst.
KAR GETİRDİM
Ayağımı sürüdüm beyaz kar getirdim. Şu Antep Eli’ne de kazanç, kar getirdim. İstanbul’lardan buraya boş gelmedim ben, Yanımda güzel mi güzel bir yar getirdim.
Kayalıklardan dökülür gelir yul çağlar , Ara yolunu yolaklarını bul çağlar, Seni kurtarmaz sıratta para pul Çağlar, Kendini bil kendini ey aciz kul Çağlar...
Batur Nafiz TANÇAĞLAR “ Nafi Çağlar Mahmatlı ” 12 Şubat 2012 Pazar 20:12 Şirinevler /Bahçelievler /İst.
NAZAR ÇARPTI
Nazar çarptı ey dostlar, ben bahtsızı nazar. Bütün varlıklarım gidiyor, azar azar. Bu dünyada varlığımda bir, yokluğumda, Varsın Rabb’im alsın şu canımı ne yazar...
Acı badem , acı badem, Dağlarda yetişir acı badem, Durma! yardım et o zaman, Şu garibe acıdın madem...
Batur Nafiz Tançağlar Acıbadem / Üsküdar / İstanbul
HACI BEKTAŞ HÜNKARIMIZ
Şol Hacı Bektaş Veli ; Hünkarımız ! Fani dünyada ebedi karımız. Ruhumuza ışık veren varımız. Ol canımız, yoldaşımız, yarımız...
Batur Nafiz Tançağlar "Nafi Çağlar Mihmadlı" 5 Mayıs 2013 Pazar 15:00 Ömür / Bahçelievler / İstanbul
HACI BEKTAŞ HÜNKARIMIZ
Şol Hacı Bektaş Veli ; Hünkarımız ! Fani dünyada ebedi karımız. Ruhumuza ışık veren varımız. Ol canımız, yoldaşımız, yarımız...
Batur Nafiz Tançağlar "Nafi Çağlar Mihmadlı" 5 Mayıs 2013 Pazar 15:00 Ömür / Bahçelievler / İstanbul
İNSANI GÖRMELİ
Vermeli, imkan vermeli. Kadın, para, makam vermeli, İnanın türlü hallerini, İşte! ondan sonra görmeli...
Batur Nafiz Tançağlar 28 Ekim 2013 Pt. 08:48 Yüzyıl/Bağcılar/İstanbul
Sızdın Yüreğime
Sızdın yüreğime damla damla. Hayat gidiyor kederle, gamla. Çokça canlandım ben, aşka geldim, Senden aldığım tatlı ilhamla…
Nafi Çağlar Hacıömerli
ÖZÜM GEÇİYOR
Özüm geçiyor, özüm geçiyor. Sanma kimseye sözüm geçiyor. Yollara şöyle bir baktım ki, Benim iki gözüm geçiyor !
Batur Nafiz Tançağlar 4 Aralık 2013 Salı 10:05 Yeşilova/Küçükçekmce/İst.
BU BELBET*TE
Bu belbette dostlar bu belbette, Başım ki, sıkıştı bu belbette. Bu haller ilk değil, bu son değil, Bundan da kurtulurum elbette...
Batur Nafiz Tançağlar 14 Aralık 2013 Ct.09:21 Gültepe/Küçükçekmce/İst.
* Belbet ; Anadolu’ da genellikle köy evlerinde, tağalarda (pencerelerde) güvenliği sağlamak amacıyla, belli yerlerde delikleri olan ve bu deliklerle birbirine geçirilerek, bir adamın sığmayacağı kadar kareli boşluklarla, tağanın dışardan girişini tamamen kapatacak şekilde ve uçları duvarlara sabitlenen bir düzenektir.
KIZ GELİR
Kız gelir bekle kız gelir, Dünya güzeli kız gelir, Aradığım kız gelirse, Diğerleri bana vız gelir...
Batur Nafiz Tançağlar 14 Aralık 2013 Pzr. 14:54 Yüzyıl / Bağcılar / İstanbul
KIRK KIRILMAZ
Yaz gelir hey yaz gelir, Kıştan sonra yaz gelir. Dostunu satanlara, Kırk kırılmaz az gelir...
Batur Nafiz Tançağlar 14 Aralık 2013 Pzr. 14:54 Yüzyıl / Bağcılar / İstanbul
KARSAMBAÇ
Canın isterse karsambaç, Durma karlı dağlara kaç, Al karları, dön köyüne , Tana tane pekmeze saç...
Batur Nafiz Tançağlar 15 Aralık 2013 Pzr..09:21 Yeşilova/Küçükçekmce/İst.
BABA GİBİ ABA GİBİ
Gönlünce akraba gibi, Yerince, bir baba gibi, Fırtınalardan koruyan, Kalınca bir aba gibi...
Batur Nafiz Tançağlar 16 Aralık 2013 P.Tesi.09:25 Meskenler/Küçükçekmce/İst.
KİYA OL MEMİK OL
Paşa ol, ağa ol, kiya ol, Memik ol. Güngörmüş bir Bozkurt gibi uyanık ol. Durma çalış yüksek mefkureler için, Tarihin seni yazdığına tanık ol...
Batur Nafiz Tançağlar 19 Aralık 2013 Perş. 07:45 Yeşilova/K.Çekmece/İst.
ARNAVUT KARA DAVUT
Öyle bir adam ki Kara Davut. Sorarsanız aslını Arnavut. En inat adam benim der Davut, Avut kendini boş yere avut...
Batur Nafiz Tançağlar 20 Aralık 2013 Cuma 17:45 Yeşilova/K.Çekmece/İst.
TASA YASA
İlme dokun hemen, elinde asa Çalış ilim için, eyleme tasa, Hayatı bırakıp boğulma yasa, Böyle ömür bana dar derler yasa...
Batur Nafiz Tançağlar 29 Aralık 2013 Pazar 21:27 Yeşilova/K.Çekmece/İst.
NARLIDERE
Gözümde tüter Narlıdere, Ben söz söylemem ki boş yere, Oraya gitmiştim askere, Her tüfek dikişine gurban...
Batur Nafiz Tançağlar 3 Ocak 2014 Cuma 18:18 Yeşilova/K,Çekmece / İstanbul
Hareketimizin adı ; doğrusal, Hep bir çizgi üzerinde kal, Yolda kaldım ey kanki, Geçerken n’olur beni de al....
İVMELİ HAREKET Hareketimiz ivmeli mi ivmeli, Dinleyen öğrenciyi övmeli, Yazıp, çizmeyenler varsa, Onları da tutup dövmeli...
HIZLANAN HAREKET
Hareket düzgün hızlanan Hızlandıkça hazlanan, Hiç beklemeden giden, Ne üşenen , ne nazlanan...
Fizikçi N.Ç. ( Nafi Çağlar)
SÜRTÜNME KUVVETİ
Eğer sürtünme varsa yer yer, Yüzey, erkin bir kısmını yer.
FİZİKÇİ N,Ç. Sefaköy A.L. 9/A
DALGALAR
Konumuz dalgalar, Açık olsun tüm algılar, Anlatan Nafi Çağlar, Çok isteyen algılar...
30 Nisan 2016 Fizikçi N.Ç. ( Nafi Çağlar)
YAYLAR
Anlatılacak yaylar, Fazla gerilmesin yaylar, Ders keyifli geçecek, Gelsin kahveler, gitsin çaylar...
30 Nisan 2016 K.Çekmece
Fizikçi N.Ç. ( Nafi Çağlar)
Fizikçi N.Ç. ( Nafi Çağlar)
Fizikçe Şiirler ;
DOĞABİLİM HOYRATLARI
YAYLAR
Yaylar yaylar, Kıvrım kıvrım uzun yaylar, Dersi N.Ç anlatacak, Fazla gerilmesin yaylar,
Fizikçi N.Ç. ( Nafi Çağlar) 30 Nisan 2016 - K.Çekmece
YER DEĞİŞTİRME
Yer değiştirme, yer değiştirme, Konuma derler ; yer değiştirme, Otur ders dinle haylaz öğrenci, Sakın bir daha yer değiştirme...
Fizikçi N.Ç. ( Nafi Çağlar) 30 Nisan 2016 - K.Çekmece
ALGILAR
Algılar, algılar, Açık olsun algılar, Konumuzdur; dalgalar, İsteyenler algılar...
Fizikçi N.Ç. ( Nafi Çağlar) 30 Nisan 2016-K.Çekmece
2010 sonrası olup Ancak Bozkurt Yürüyüşü adlı şiir kitabında çıkan şiirler
MENİM ÖZ DİLİM
Türkçe’m, can damarım, menin öz dilim... Turan İlleri’nde işlenmiş kilim...
NAFİ ÇAĞLAR
TÜRK’ÜN DİLLERİ
Talan oldu Turan İlleri.. Yalan oldu Türk’ün Dilleri...
NAFİ ÇAĞLAR
NİÇUN
Niçün bu bayrama derler “navruz” ki? “Ulu Gün” dense, daha hoş ve uz ki… “Yeni Gün”, “Kutsal Gün” denmezse eğer, Şu üregim olur, sanki bir buz ki…
NAFİ ÇAĞLAR 31 Mart 2010 Çarş. 11:31 Kocasinan/Bahçelievler/İst.
APARIN HEY
Türkçe’miz elden gidiyor apar*ın hey! Hain dillerin elinden koparın hey! Uyanın, uyandırın, şu sözlerimiz, Kalmasın ellerine bir çoparın hey! ..
NAFİ ÇAĞLAR 28 Nisan 2010 Çarş 00:47 K.Sinan/B.Evler/İstanbul
Aparmak; Alıp kurtarmak, kaçırmak
KIZIL ELMA’YA...
Kızıl Elma’ya hey Kızıl Elmaya... Varıp ta Türk’ün Dili’ni almaya...
NAFİ ÇAĞLAR 28 Nisan 2010 Çarş 00:47 K.Sinan/B.Evler/İstanbul
KARAMANOĞLU MEHMET BEY BUYRUĞU
Türkçe konuşmazsa, meğer ki, kim nerde, Ben Mehmet Bey! Güman bırakmam serde. “Bundan gerü divan dergahda, her yerde, Hükmü fermanımız iyice biline…”
Bu fermanım; Konya, Karaman İli’ne, Her bir teba’m, sahip olacak diline. Genişlesün, diğer beylerin eline, “Hükmü fermanımız iyice biline…”
Buyruğum! Beyliğin her kızan, erine, Türkçe konuşula, başka dil yerine, Ulaşa dediğüm, boyun her birine, “Hükmü fermanımız iyice biline…”
“Bundan gerü divan dergahda, her yerde, Hükmü fermanımız iyice biline…”
NAFİ ÇAĞLAR 19 Nisan 2011 Salı 01:19 Kocasinan/Bahçelievler/İst.
NAFİ ÇAĞLAR Kısa Özgeçmişi
Soyu : Nisan 1965’te Gaziantep’in Karayusuflu köyünde doğdu. Oğuz Türkleri’nden Mihmadlı (Mahmatlı) oymak beyi Kara Yusuf’un soyundan gelen Hacı Ömerler Obası’ndandır.Büyük Hacı Ağa Ailesi’nden,obanın son beyi Kiya Memik Ağa’nın son oğludur.Dedesi Yemen şehidi Hasan Ağa’dır. Eğitim Durumu : Eylül 1972’de ; Gaziantep Merkez ilçeye bağlı Karayusuflu köyünde başladığı ilkokul eğitiminin ilk dört yılını köyünde ve 5.sınıfı ise ;Haziran 1977’de ; Gaziantep Merkez ilçedeki ( Şehitkamil )Şahinbey İlkokulu'nda okuyarak tamamladı.Haziran 1980'de ; İsmet Paşa Lisesi’nde orta okul bölümünü,Haziran 1983'te ; Mehmet Rüştü Uzel Endüstri Meslek Lisesi lektrik Bölümünü ve Haziran 1984’te ; M.R.Uzel Teknik Lisesi’nin "Elektrik Teknisyenliği " Bölümünü bitirdi. 24 Ocak 1989’da ; Dicle Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi " Fizik Bölümü "nden mezun oldu.16 Kasım 2009’da ; Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi“ Türk Dili ve Edebiyatı ” bölümüne kayıt yaptırdı. Mesleki Hayatı :Devlet Kurumlarında ; 1 Nisan 1990 - 31 Temmuz 1990'da ; İzmir Narlıdere İstihkam Taburu Yedek Subay Okulu'nda eğitimini tamamladı. 1 Ağustos 1990 - 6 Şubat 1991'de; Diyarbakır Lisesi (Hüseyin Uluğ Lisesi ) ve 6 Şubat 1991'de; 31 Temmuz 1991'de ; Birlik Lisesi'nde " Yedek Subay Fizik Öğretmeni " olarak askerliğini yaptı. 21 Kasım 1991 - 8 Temmuz 1996 ; Zonguldak-Çaycuma Saltukova Lisesi'ne " Fizik Öğretmeni " olarak ilk ataması yapıldı. 28 Haziran 1994'te Adıyaman'a - isteğe bağlı il dışı - tayini çıktı ve 12 Ekim 1994'te tayini durdurdu. 13 Eylül 1995 - 15 Nisan 1996’da ; Saltukova Lisesi’nde " Müdür Yardımcılığı " yaptı. 10 Temmuz 1996 - 9 Eylül 1997 ; Gaziantep Şahinbey Eğitim Hizmetleri/Eğitim Araçları Donatım Merkezi (A.S.O.) Müdürülüğüne " Fen Bilimleri Öğretmeni "olarak isteğe bağlı il dışı tayin oldu. 9 Eylül 1997 - 20 Şubat 2000 ; Gaziantep Şehitkamil Fitnat Nuri ekerekoğlu Anadolu Lisesi'nde valilik görevlendirmesiyle çalıştı. 20 Şubat 2000’de ; Devletteki memuriyetinden istifa etti. 5 Aralık 2003 - 8 Eylül 2004 ; İstanbul Küçükçekmece Zehra Mustafa Dalgıç Ticaret Meslek Lisesi'ne açıktan ataması yapıldı. 8 Eylül 2004 - 1 Kasım 2006 ; Açıkta kaldı ve dershanecilik yaptı. 1 Kasım 2006 - 27 Haziran 2007 ; İstanbul Bağcılar Mahmutbey Lisesi'ne açıktan atandı. 27 Haziran 2007 - 7 Eylül 2009 ; İstanbul Küçükçekmece Zehra Mustafa Dalgıç Ticeret Meslek Lisesi'ne Yargı Kararı ile atandı/tayin oldu. 7 Eylül 2009 - 18 Temmuz 2013 ; İstanbul Bağcılar Gazi Lisesi'ne - isteğe bağlı il içi - tayinini aldırdı. 18 Temmuz 2013 - 2 Eylül 2015 ; İstanbul Bağcılar İbni Sina Anadolu Lisesi'ne - isteğe bağlı il içi - tayin oldu. 2 Eylül 2015 - ..................; Sefaköy Anadolu Lisesi (Küçükçekmece - İstanbul)'ne - isteğe bağlı özür durumundan il içi - tayin oldu.
Özel Eğitim Kurumlarında ; Gaziantep ve İstanbul’da bir çok özel eğitim kurumunda çalıştı.
Mesleki - Hizmetiçi - Eğitimi ;Milli Eğitimde veya Yükseköğretimde 30’dan fazla mesleki geliştirme hizmet içi eğitime katıldı.
İzcilik :27 Haziran – 3 Temmuz 2011’de ; M.E.Bakanlığı’nın, Bahçelievler yaptığı " 1. Aşama İzcilik Temel eğitimini tamamladı. 30 Eylül 2013’te ; Bağclar İzcilik Derneği’ne üye oldu. 5 Ekim 2013’te ; Ümraniye’deki 2.eğitimini tamamladı ve Türkiye İzcilik Birliği (Fed.)’ne üye oldu. “ İzcilik Yörüklüktür İzcilik Türüklük'tür “adlı makalesi Nesli Sina Dergisinin 2015 yılı sayısında yayımlandı.
Basım-Yayın Etkinlikleri : Diyarbakır’da,Gaziantep’te ve İstanbul’da bir çok yerel ve ulusal basım yayım da şiirleri ve yazıları çıktı. Dernek-Vakıf-Sendika Etkinlikleri :Gaziantep ve Türkiye’de onlarca dernek ve birliğin (fed.) kuruluşuna katıldı. Halen G.Antep Mihmadlı Yörük Türkmenleri derneği ve Türkiye Kızık Boyu Birleşik dernekleri (fed.) genel başkanlıkları ile G.Antep Pekmezci Köyleri ve Zonguldak Çaycuma Saltukova Lisesi ve Ortaokulu Mezunları Derneklerinin başkan vekillikleri görevlerini yürütmektedir. Kurultay Çalışmaları ;Türkiye geneli Mahmatlı Oymakları, Kızık Boyu ve Milli Kültür Dernekleri kurultaylarına ev sahipliği yapmaktadır. Türk-Eğitim Sendikası’nda ; Zonguldak Çaycuma ile Gaziantep’te yöneticilk ve İstanbul Bağcılar ve Küçükçekmece’de bir çok okulda iş yeri temsilciliği yaptı.
Siyasi-Fikir Etkinlikleri :Diyarbakır'da ; 1987-1988’de ;Dicle Üniversitesi’nde ” Öğrenci Temsilcisi ” seçildi. Zonguldak Çaycuma’da ; 1995-1996’da ;Saltukova Ülkü Ocağı Kurucu 2.Başkanlığı ” na getirildi.Gaziantep'te ; 1996-1997’de ; " Şehitkamil İlçesi Ülkü Ocakları Başkanlığı”,1998’de ; " Gaziantep Ülkü Ocakları İl Eğitim Masası Sorumluluğu”,2002-2003’de bir partinin il yöneticiliği ve il başkanlığını yaptı. Yayımlanan Eserleri : Gaziantep’te; 12 Kasım 2001’de “ Kır Çiçek’im ” Şiirler 1 ve Kızıklar dergisi, Ankara’da; 4 Temmuz 2005’te “ Kızık Boyu Cilt 1 Karataş Kızıkları ”, İstanbul’da ; 19 Mayıs 2009’da “ Bozkurt Duruşu ” Şiirler 2, 26 Ağustos 2012’de "Bozkurt Yürüyüşü" Şiirler 3 , 25 Aralık 2012’de “Gazi” Antep Destanı Şiirler 4, 25 Ocak 2017’de “ Kızık Boyu Cilt 2 Türkiye Kızıkları “
Devam Eden Kitap Çalışmaları :Kızık Boyu 3 Dünya Kızıkları, Karadağlı Deli Memed (Roman), Türkçe’mi Kimler Apardı (Makaleler), Bozkurt Atılışı Şiirler 5, Teğet Sevdalar (Şiirler 6 ), Baturca Denemeler, Benim Hayatım Hikaye, Antep Fıstığı ...
Bestelenen Şiirleri ; Bize Antepli Derler ",Türkmen Destanı - Türkmen'em Men ", Şerife'nin Türküsü ", Boyno Memik Ağa " şiirleri,Ozan Yetkin KARAKAYA tarafından bestelenmiştir. Bestelenecek Şiirleri ; Şehit Hasan Ağa’m, Küçük Hacı Ağa’m, Gör Be Memik Kiya, Yalnız Kurt ve Çakal Sürüsü, Batur Oğlu Hasan, Hor Olma Oğul.
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.