BOZKURT ATILIŞI kitap
BOZKURT ATILIŞI
YÜREĞİMDEDİR ÖĞRENCİLERİM Görev yerim İstanbul,Türkiye,Marmara. Gel, öğrencilerimi şu gönlümde ara. Benden selam olsun hisli bütün dostlara, Hiç bir öğrencimi değişmem dünyalara... Buradayım, Güneşli-Bağcılar-İstanbul. Gözümde mi benim dünya malı, para, pul. Ey duygularımdan anlamayan sefil kul, Yüreğimdedir o canlarım, gel, ara bul... Hürriyet Mahallesinde Gazi Lisesi. Yok mu sanırsınız bu garibin kimsesi? Her öğrencimin açıktır gönül kesesi, Duyun! ..Bu yükselen Nafi Çağlar’ın sesi... 8 Şubat 2010 Pt.22:08 K.Sinan/B.Evler/İstanbul ÖĞRENCİLERİME VASİYETİMDİR !.. Söyleyin canlarıma, tabutuma dokunsunlar! Gelip mezarım başında, fatiha okusunlar… Dünyalık bir kaygı öğretmedim ki ben onlara, Sevgilerini sunsunlar, bir dua okusunlar… Söyleyin, çiçeksiz gelsinler, kendileri yeter. Her biri; en güzel çiçekten,gülden daha beter! ... Memleketin dört bir yanına ben ektim onları, Vakti geldiğinde hepsi de filizlenir, biter.. 10 Şubat 2010 Çarşamba 23:27 Kocasinan/Bahçelievler/İstanbul Söyleyin canlarıma, acı çekip, üzülmesinler… Şu boş dünyayı bir şey sanıp, çok ta gülmesinler… Tüm sevgimi, fikrimi miras bıraktım onlara, Bunu verin onlara, fakat benden bilmesinler… 16 Şubat 2010 Salı 00:18 K.Sinan/B.Evler/İstanbul BAĞIŞLAMA ANAM El Kızlarına Varlığımı nice nankörlere harcadım, Çok cahillik ettim ben, bağışlama anam… Ömrümü, nice kalbi körlere harcadım, Bilmeliydim bu sonu, bağışlama anam… Gün oldu fakir düştüm, bazen param oldu. Helal olan kazancım bana haram oldu. Sunamadım hizmetine bu; yaram oldu… Bilmeliydim bu sonu, bağışlama anam… Karşıma çıktı, nice hayırsız el kızı. Her biri yüreğime bıraktı bir sızı. Çoğunun barışmadı, benimle yıldızı. Bilmeliydim bu sonu, bağışlama anam… Kimi yüzüm tırmaladı, insan arsızı, Kimi cebime göz dikti, kese hırsızı, Kimi çoklu oynadı, utanmaz ırsızı, Bilmeliydim bu sonu, bağışlama anam… 4 Mart 2010 – K.Sinan/B.Evler/İst. İnsafsızlar! Bunları nasıl yaptınız siz?.. Hayatımda kalmadı sevinçten hiç bir iz… Yıkıldım, sordum anam “ böyle ne yaptık biz?..” Bilmeliydim bu sonu, bağışlama anam… 9 Mart 2010 Salı - K.Sinan/B.Evler/İst. Ben sanmıştım ki anam, her biri bir melek!.. Yedim dondum anam, her birinden bir kelek… Bunları başıma niye getirdin felek?.. Bilmeliydim bu sonu, bağışlama anam… 4 Mart 2010 - K.Sinan/B.Evler/İst. Anladım ki bu dünyada dostum kalmadı… Kendimi koruyacak bir postum kalmadı… Geçtim bu handan kimseye kastım kalmadı… Bilmeliydim bu sonu, bağışlama anam… 9 Mart 2010 Salı -K.Sinan/B.Evler/İst. Ah! Anam, anam, beni duy anam, oy anam… Ben, hangisinin bana ettiğine yanam?.. Hangi pınarın suyundan içem de kanam?.. Bilmeliydim bu sonu, bağışlama anam… Görmeliydim bu sonu, bağışlama anam… 4 Mart 2010 Perş.20:10 Kocasinan/Bahçelievler/İst. DELİ TAY Yüzümü ilk gördüğünde, sevincinden oynadı. Sanki çarpılmıştı, çekildi geride toynadı. Usulca varıp yanına, bir okşamak istedim. Deli bir tay oldu; kaçtı uzaklara, oynadı… Başlarda, kaybetti kendini bakmaya doymadı. Bir elma uzattım da, ısırmadı ve soymadı. Sakinleştirip, tutup evime koymak istedim, Deli bir tay oldu kaçtı, yakınlara koymadı… 12 Mayıs 2010 Çarş. 08:40 Güneşli / Bağcılar / İstanbul FISTIKLAR Yer fıstığı, yer fıstığı. Herkes ister yer fıstığı. Harman zamanıdır hele, Yerlere de ser fıstığı… Hey ağam Antep fıstığı. Herkes sever hep fıstığı. Sergileri toplayıpta, Çuvallara dep fıstığı… Çam fıstığı, çam fıstığı. Deme ona Şam fıstığı. Allah ne güzel yaratmış, Pilavlara tam fıstığı… 29 Mayıs 2010 Ct. 18:27 Kocasinan/Bahçelievler/İst. AY IŞIĞI Yine dikenli, taşlı yolları yaya yürüdüm. Kendimi; bu dağlar, kayalara sanki sürüdüm. Yine bu akşam, umutları bir yana kürüdüm. Eskiden, ilk akşamda bile, vardı ay ışığı... Karanlık,içim ürpermeyle dolar ta derinden! Sökülecek sanırım yüreğim, orta yerinden. Size nasıl haber vereyim, şu soğuk terimden? Eskiden, akşamdan bana bakardı ay ışığı... Ta derinlerde duyarım, sessizliğin sesini. Soğuk rüzgarlar yalıyor insanın ensesini. Sanki ensemde hissederim bir kurt nefesini. Eskiden, akşamdan insana yar dı ay ışığı... Kuşatmış, köyümle arama girmiş sarp kayalar. Daraldım, her birini alıp bir yana koyalar. Karanlık fırsatçısı böcekler, susup cayalar. Eskiden, daha akşamdan çıkardı ay ışığı... Ey vadiden bana uzanan çamlar, palamutlar! Hangi vakit bayram ederiz ki, bizi kim kutlar? Yine bir başka karanlığa kaldı umutlar. Eskiden, daha akşamdan doğardı ay ışığı... Ey başı yüce, karanlıktan da karanlık dağlar. Bencileyin susamış bu dere, ne zaman çağlar? Bu Çağlar, bir kaya başına oturmuş ta ağlar. Eskiden, akşamdan bana gülerdi ay ışığı... 27 Ekim 2010 Çarşamba 07:27 Kocasinan / Bahçelievler / İST. AY’IN ŞAVKI Bu kör geceler eskidi de, havalar soğudu. Daha karanlığa dökecek dertlerim çoğudu. Mehtap’ın geleceğinden de umudum yoğudu. Karanlık ufuğun ardından çıktı ay’ın şavkı... Çok uzak ufuklardan da Hilal göründü, İçerim dalgalandı, bir başka hisse büründü. Rüzgardan kaçan otlar da ayağıma süründü. Şu yüreğimde, şimşek gibi çaktı ay’ın şavkı... Durmadı Ay, usulca yukarılara yükseldi. Aydınlıklar artarken, karanlıklar da eksildi. Işık geldi içime de, sanki dertleri sildi. Şu gönlüme de ılık ılık aktı ay’ın şavkı... Bu ilk akşamda; duygularım, göz yaşlarım seldi. Ay’ın şavkı da, zifiri karanlıkları deldi. Ta uzaklardan koştu, kayalıklara geldi Yamacıma geçti de, bana baktı ay’ın şavkı... 28 Ekim 2010 Perş. 00:18 Bahçelievler / İstanbul ÇAMARDI’NDA BİR GÜZEL Bir çukurda Çamardı*. Köylü toprağın kardı. Tarladaki güzelin, Ateşi beni sardı… Ne şirindi Çamardı. Yaylası, düzü vardı. Yari görmektir ahdım, En gurna** yer dam ardı…. 23 Mart 2011 Çarş.22:23 K.Sinan/Bahçelievler/İst. *Çamardı ; Niğde’nin bir ilçesi. ** Gurna ; Etraftaki insanların fazla göremeyeceği biraz gizlice yer. BOZDAĞ GÖZELİ Bir ova, düzde Araban. Ne hoş yaratmış yaradan. Bir gözel geçti buradan… Varın, çekilin aradan… 4 Nisan 2011 P.Tesi 11:44 Gazi Lis. 11 Fen/C /Bağcılar/İst. Karadağ, Bozdağ’ı görür. Yörüğün yoz*ları yörür. Aha şu şaşkın gözlerim, Deve çeken kızı görür… Bu gece örüm**de yattım Seherde uykumu attım. Ben dilberi arar iken, Yolakta sürüye çattım… Karasu’dan geçmek zordur. Deve de potuk***, hem tordur. Böyle bir yari olmayan, Yiğidin hayatı hordur… NAFİ ÇAĞLAR 5 Nisan 2011 Salı 00:50 K.Sinan/Bahçalievler/İst. HALK OYUNU Halk oyunu, halk oyunu… İste de versin, halk oyunu… Halkına,oyun oynar isen, Gösterir sana, halk oyunu… 1 Mayıs 2011 Pazar 31:11 K.Sinan/ B.Evler/ İstanbul BALKAN GÜZELİ O siyah saçların burma dedim, Gelip te karşımda durma dedim, Boşuna hayaller kurma dedim, Kurdu da geçti Balkan Güzeli... Fakir haneme oturma dedim, İğneli laflar batırma dedim, Yaptığın yüzüme vurma dedim, Vurdu da geçti Balkan Güzeli... Hiç kimseyle yoktur aram dedim, Hicranla dolmuş şu yaram dedim, Ben,halini nasıl soram dedim, Sordu da geçti Balkan Güzeli... Uzun zülüflerin sırma dedim, Halimi kızarak sorma dedim, Ne olursun beni yorma dedim, Yordu da geçti Balkan Güzeli... Say ki; tanımadın, görme dedim, Gönlünü önüme serme dedim, Başıma da işler örme dedim, Ördü de geçti Balkan Güzeli... Şu garibe selam verme dedim, Naçarım ben, övme, yerme dedim, Sakin ol, kendini germe dedim, Gerdi de geçti Balkan Güzeli... Yandı da tutuştu çıram dedim, Ah ! Benim de geldi sıram dedim, O kalbini, nasıl kıram dedim, Kırdı da geçti Balkan Güzeli... Fani dünya bana haram dedim, Cebimde de yoktur param dedim, Söyle! Sana niye varam dedim, Vardı da geçti Balkan Güzeli... Saracaksan böyle sarma dedim, Sevgiyi nefrete karma dedim, Kalbimi ortadan yarma dedim, Yardı da geçti Balkan Güzeli... Bilirsin şu Nafi Çağlar dedim, Derdine dayanmaz dağlar dedim, Birazcık dokunsan ağlar dedim, Hardı da geçti Balkan Güzeli... 22 Temmuz 2011 Cuma 21:32 Şahinbey / Gaziantep YÜZ ÇEVİRMİŞ AKRABALARIM Akrabaların ettiği işi duydunuz mu? Yine bana yüz çevirmişler bu bayramda… Elinizi o vicdanınıza koydunuz mu? Yine bana yüz çevirmişler bu bayramda… Akrabaların gittiği yolu gördünüz mü? Bana niye yaptıklarını hiç sordunuz mu? Biriniz çıkıp karşılarına durdunuz mu? Yine bana yüz çevirmişler ramazanda… Akrabaların ettiklerini bildiniz mi? Damla damla akan göz yaşımı sildiniz mi? Aç kaldıkça, önüme bir ekmek dildiniz mi? Yine yüz çevirmişler bayramda, şu kurbanda… Akrabalar! ettiklerinizle kaldınız mı? Beni tutup yerlerden yerlere çaldınız mı? Şu ömrümden nice yıllarımı aldınız mı? Yine yüz çevirmişler, boynum ipte, urganda… Akrabalarım! dünyalıklara daldınız mı? Nice dostlarla arama fitne saldınız mı? Yüreğimi yırtıp, sevgilerimi aldınız mı? Yüz çevirmişler, bedenim tabutta, seyranda… 2 Eylül 2011 Cuma 12:12 Kocasinan/B.Evler/İstanbul AH ERFELEK Ah Erfelek, ah Erfelek!.. Gel de şurayı gör felek. Burda acayip bir hal var, Şeytan gelse olur melek… Ah Erfelek, ah Erfelek!.. Kimselerden olmaz kelek. Ormanlar, kayalar, sular… Gelip görmeyen kör felek… Ah Erfelek, ah Erfelek !.. Suyuna bir ekmek dilek. Seni niye yeni gördük? Güzelliğin nerden bilek… 9 Eylül 2011 Cuma 09:09 Kocasinan/Bahçelievler/İst. ŞEHİT HASAN AĞA *M Şubeden kesin talimat gelince, Oturdu da düşündü, ince ince, Meryem Hanımı ve beş çocuğuyla, Vedalaştı hep, iş başa düşünce... Sefer emri ile düştü yollara, Neçe yerden geçti, gitti çöllere, Yedi gavuru yerlere serdi de, Hasret kaldı, yardım eden ellere… Hasan Ağa’m son nefeste yekindi, Dediler ki, vakitlerden ikindi, Yatıyordu, susuz yerde, yiğidim, Çırpındı da son bir defa silkindi… Nafi der ki; şad olasın Hasan Ağa*, Ne miraslar bıraktınız bu çağa, Siz, Yemen Elleri’nde, can verdiniz, Ulaşamaz gavur bu Karadağ’a… Ağam, öz ağam, benim Hasan Ağa’m, Varıp Yemen İli’ni basan ağam… Ağam, öz ağam, benim Hasan Ağa’m, Buralardan olmasın tasan ağam... 23 Ekim 2011 Pazar 01:33 K.Sinan/Bahçelievler/İstanbul *Hasan Ağa; Dedem olup, Yemen şehididir. ANTEP’TEN KİLİS’E Şu Antep’ten Kilis’e Ne şirinsin Halise, Neler neler çekerim, O yar bunu bir bilse... Üzüm bağı yollarda, Salkım salkım dallarda, Sepeti de taşırsın, Güzelliğin dillerde... Fıstık yolan kızların, Öldürüyor nazların, Zeytinliğin içinde, Baldan tatlı sözlerin... 12 Kasım 2011 Ct.09:03 K.Sinan/Bahçelievler/İstanbul KOCAM OLSUN Kendisine sunduğum gecem olsun, Adını sayıkladığım hecem olsun, Her gün, gece uğraşıp didindiğim, Bulmak istediğim bilmecem olsun… Ocağımı tütüden bacam olsun, Yeri geldiğinde hocam olsun, Her iki taraflı kazandığımız, Ben o’nun karı, o’da kocam olsun… Durmadan uğraştığım çabam olsun, Bazen oynasın da acabam olsun, Sahiplensin de, dikilsin tepeme, Bazen bir tebessümü cabam olsun… Omzumda taşıdığım kürek olsun, Sırtımı dayadığım direk olsun, Arada azarlasın, kızsın bana, Yeter ki, beni seven yürek olsun… 19 Kasım 2011 P.tesi 04:24 Kocasinan/Bahçelievler/İst. KARIM OLSUN Bereket getirsin, saçılan narım olsun. Kaynatıp dişlediğim sıcak darım olsun. Hoş bahçem meyvelensin, boş evim şenlensin. Hayatımda kazanç, ömrümde karım olsun… Her gün sevdasına yandığım narım olsun. Alnı açık gezem, namusum, arım olsun. Hoş tutsun gönlümü, boş koymasın hanemi, Yürek dostum, sevdiğim, canım karım olsun… Üstüne gül koklamadığım, yarim olsun. Şu dünyada her neyse, yoğum, varım olsun. Hoş geçsin yıllarım, boş kalmasın kollarım, Hem fani, hem gerçek alemde karım olsun… 20 Aralık 2011 Salı 06:06 Hürriyet/Bağcılar/İstanbul GAZİ LİSESİ GENÇLİĞİ İşte, karşımızda Bahçelievler, Kocasinan, Her gün benim sizlerin adını anan, Öğrencilerim, canlarım, ciğerlerim diye, Her gün benim, sizleri için yüreği yanan… Bir yanda Barbaros, bir yanda Kirazlı, Öğrencilerim var, kimi sevecen, kimisi nazlı, Okulda, sınıfta, bahçede cıvıl, cıvıl, İşte karşımda durursunuz, erkekli, kızlı… Bizi bir araya getirdi Hürriyet, Yeter ki, saf ve temiz olsun bütün niyet, Ey Bağcılar’ın Gazi Lisesi Gençliği, Gelecekte sizlerle oluşacak bu cemiyet… Bir tarafta Güneşli, bir tarafta Bağlar, Sorarım size, zayıf alanlar niçin ağlar, Her ağlayan bu garibin içini dağlar, Size sevgilerini sunar Nafiz Çağlar… 17 Ocak 2012 Salı 21:10 Hürriyet/Bağcılar/İstanbul YAZ TATİLİ Bu yaz tatili için, eğer sorarsanız bendenize, Dağa, yaylaya çıkın, pek te uğramayın denize. Kumsal yerine çimeni, sahil yerine bayırı tercih edin, Dinleyin şu hocanızı, yazık etmeyin kendinize… Ey Nafiz Çağlar’ın göz bebeği, ciğeri, can öğrencileri, Ey Ulu Gazi’nin, Gazi Lisesi’nin güzel, sevimli gençleri, Varın memleketlerinize nice güzellikleri keşfedin, Gezin, eğlenin, mutlu olun, yaşayın sevinçleri… Ey Gazi Gençliği ! kulak verin şu Nafiz Çağlar’a, Yaz günlerinde, bağlanıp kalmayın bu Güneşli, Bağlar’a, Çıkın doğaya; vadileri, ovaları, tepeleri aşın, Sonra isterseniz vurun kendinizi başı dumanlı dağlara… 7 Haziran 2012 Perş.14:00 Hürriyet/Bağcılar/İstanbul KERBELA’DIR BİR BELADIR Kerbela’dır canlarım, Kerbela’dır, Başımızda döner ki, bir beladır. Gidelim bu ellerden Hüseyin’im, Bu uğursuz yerler bize sıladır… Hep karadır bahtımız, hep karadır. Satmışlar, değerimiz kaç paradır ? Bu zalimlerin bize ettikleri, Dinin bağrında açılan yaradır… Susuzdur dostlar, bu canlar susuzdur. Uykusuzdur, bu gece uykusuzdur. Bizim gittiğimiz Hakk’ın yoludur, Önümüze çıkan varsa soysuzdur… Canlardır, burda verilen canlardır. Kanlardır, yere dökülen kanlardır. Yine geldi girdi fitne araya, Sonunda kahrolan Müslümanlardır… O’dur! Resul’ün canı Hüseyin’dir. Hüseyin’in yolu en yüce dindir. Ali’nin oğlu, Hasan’ın kardeşi, O’na kılıç çeken her el haindir… Nafi’dir! bu hale yanan Nafi’dir!.. Yeter artık Yezid ! zulmün kafidir. Alevi, Sünni hep üzülür durur, Her biri Ehli-Beyt’i müdafidir… 7 Ekim 2012 Pazar 09:49 Yeşilova / K.Çekmece / İst. OZAN "OR"HAN’I GETİRİN BANA Hay dedi çıktı ortaya, meydanı seçti, Hey dedi de sildi, ortamdan biçti, Huy dedi de şu beni ezdi geçti, Fazlası olan şanını getirin bana... Binmiş bir ata da, doru mu doru, Durup ta, soramıyorum bir soru, Rabb’im sen beni bu adamdan koru, "Or" unu değil, "Han"ını getirin bana... Bir havalandı ki,mı eser de eser, Tınlamaz,ne darılır ne de küser, Çeker de, benim iflahımı keser,, Kılıcı ile kınını getirin bana... Ne korku taşır ne de kendini kasar, Beni tutup ta ayaklarımdan asar, Ozanlığı ozanlığıma beş basar, İlhamıyla heycanını getirin bana... Kaybettim dostlar, o’nun oldu bu pazar. Yedi tüketti şu beni, azar azar. Varıp karşısına dursam da ne yazar. Hem kanı, hem de canını getirin bana... Bir duruşu var ki, vakar mı vakar, Çıkmışta ta yukarlardan bakar, Kaleminden dizeler, dörtlükler akar Kırınkalemini de tınını getirin bana... Bir derya ki, ummanlara dalar, İnsanı başka biraleme salar, Tutup beni yerden yere çalar, Gücünüde alın,her anını getirin bana... Bir dağ başındaki kaya gibi durur, Karşısında dilim damağım kurur, Üstünlemişte, şu garip başıma vurur, Dolduracacağım damarlarıma ,kanını getirin bana... 2 Aralık 2012 Pz 10:42. Akıncılar/Güngören / İstanbul AY DOST ! Ay dost ! Yaşamak istiyorum, Kendimden kaçarcasına… Bayırlardan dağlara koşarcasına, Gelip dağ eteğine, Düzlüklere doğru uçarcasına… Yaşamak diliyorum, Kendime koşarcasına, Derelerden, deryalardan, Sanki yürüyerek geçercesine… Yaşamayı bekliyorum, Hayat suyundan içercesine, Ay dost ! Yaşamak istiyorum, Kendimden geçercesine… 24 Şubat 2013 Pazar Yeşilova/Küçükçekmece/İst GAZİ LİSESİ İZCİ MARŞI Bağlar’da mangal yaparız. Barbaros’larda gezeriz. Güneşli’de güneşlenir, Kirazlı’da kiraz yeriz... Bağcılar’dan taşarız. Yüce dağlar aşarız. Çadırları kurarak, Yaylalarda yaşarız... Hürriyet’te okulumuz, Evren’e düşer yolumuz, Bir yanımız Mahmutbey’de, İstoç’tadır bir kolumuz... Bağcılar’dan taşarız. Yüce dağlar aşarız. Çadırları kurarak, Yaylalarda yaşarız... Biz Gazili izcileriz. Her yeri gezicileriz. Çalışkan, dürüst, atılgan, Biz başarılı gençleriz... Bağcılar’dan taşarız. Yüce dağlar aşarız. Çadırları kurarak, Yaylalarda yaşarız... 12 Mart 2013 Salı 06:34 Hürriyet/Bağcılar/İstanbul BATUR OĞLU HASAN Hasan geldi, şehidim Hasan geldi. Adilerin boynuna basan geldi. Nice sinsi hevese kapılarak, Ürenlerin sesini kısan geldi... Memik geldi, umudum Memik geldi. Anasından helal süt emik geldi. Batur oğlu Oğuz Türk duruşuyla, Yavru kurt olarak bir enik geldi. 6 Mayıs 2013 Pt. 06:36 Zafer Mh./Bahçelievler/İst. BİL HASAN AĞA Yemen Şehidi dedemin anısına... Bunlarda toprak olmuş kil Hasan Ağa’m, Papuç gibi uzamış dil Hasan Ağa’m, İstersen hep defterden sil Hasan Ağa’m, Bunlara bir hal olmuş bil Hasan Ağa’m... Unutmuşlar! Nedir sefer, seferberlik. Yok olmuş onlarda, beraberlik, birlik. Anlamazlar! Nedir tertip, düzen, dirlik. Bunlara bir hal olmuş bil Hasan Ağa’m... Sen nice imecelere şahit oldun. Yeri geldi, vatana mücahit oldun. Sen bu vefasızlar için şehit oldun. Bunlara bir hal olmuş bil Hasan Ağa’m... 27 Eylül 2013 Cuma 22:00 Yeşilova/K.Çekmece/İstanbul KUTLU YÜRÜYÜŞ Çıktılar yola, kondular neçe yere, Düşmanlarını yerlere sere sere, Kollarında nice kan yoldaşlarını, Toprakların da bağrına vere vere... Yürüdüler tehlikeyi göre göre, Kurganları kümbetleri öre öre, Varacaklardı Büyük Kızıl Elma ya, Çünkü onlara böyle diyordu töre... Durmadılar; yer yoktu ecele, tere, Yeter ki o ruhlar sırlarına ere, Bayrakları, sancakları dikmek için, Candan vazgeçmek düşmüştü, her bir ere... Çünkü onlara böyle diyordu töre... 7 Ocak 2014 Çarş.22:27 Yeşilova/Küçükçekmece/İstanbul SAĞLAM ADAM Sağlam olan adam ; Ne arkadaşını, ne akrabasını, Ne eşini, ne dostunu, Aç alsa da üstündeki postunu Tutup satmaz !.. Sağlam olan adam ; Ne sopunu, ne soyunu, Ne yasını, ne toyunu, Zor da alsa da hak bildiği oyunu Bir kenara atmaz !.. Sağlam olan adam ; Ne ana kuzusu gibi, Ana kucağında, kolunda, Ne de pısırıkça, Karısının bir sağında, bir solunda, Bir ömür yatmaz... Sağlam olan adam ; Ne sırdaşına, kardaşına, Ne de"söz konusu ülke" iken, Can bildiği yoldaşına, Kızıp ta çatmaz !.. 23 Ocak 2014 Perş.08:49 Yeşilova/K.Çekmece/İstanbul SOMA’DA YANDILAR Neçe canlar yandı bu Soma’da, Sanmayın, yanıp gittiler sobada, Allah düşmana bile vermesin, Ölenler öldü, kalanlar komada... Payını da aldı Kırkağaç, Akhisar, Yaralı çok, yüzlerce de ölü var, Yakınları darmadağın olmuş, Gel bu yarayı sarabilirsen sar... Korkulu yürekler gürp gürp atıyor, Soğuk depolarda naaşlar yatıyor, Kapılardan birer birer verilen, Tabutlarda ne umutlar batıyor... Yandılar, Soma’da yandılar, Ekmeklerini kömüre bandılar. Evlerinden tebessümle çıktılar, Tekrar geri döneriz sandılar. Yandılar, Soma’da yandılar... 15 Mayıs 2014 Perş. 20:20 Yeşilova/K.Çekmece/İstanbul GAZİ GENÇLİĞİ O coşkulu duyguları çağıl çağıl çağlayan, İnsanlara tükenmez enerji ve güç sağlayan, O temiz ve içten halleri kendine bağlayan, Henüz pek kirlenmemiş saf ve tor Gazi Gençliği !.. Her ay değil, her hafta değil, her gün gelecektim, Sizinle ağlayıp, yine sizinle gülecektim, Ah ! bir bilseniz bir yıl sizden ayrı neler çektim, Gel de şu hüzünlü halimi sor Gazi Gençliği !.. Hani selamlaşıp, tutup, sıktıkça elinizi, Özlemişim be, o hoş sohbet eden dilinizi, Var say ki ; atide olabilecek halinizi, Yüreğim ateş olur yanar, kor Gazi Gençliği !.. Bu yolda kızıl şerbet içip, acı lokma yiyerek, Başına kara kalpaklar, kızıl börkler giyerek, Devletim, milletim, vatanım, bayrağım diyerek, Bu ulvi sevdaya kafayı yor Gazi Gençliği !.. Bu büyük davaya kendini yor Gazi Gençliği !.. 10 Haziran 2014 Salı 12:12 Fatih / Bağcılar / İstanbul AZİZİYE MECİDİYE DESTANI -- Erzurum Halkına İthaf Olunur -- Yıl gelmişti 1877’ye, Aylardan Kasım’dı, Fakat benziyordu zamheriye… Tabyalar üşüyordu, her yer donuyordu… Nöbetçi aldanmıştı, Osmanlı askeri diye… Urus gavuru görev vermişti, Tam yirmi Ermeni’ye… Bir bir girmişlerdi içeriye, Boğazdan bıçak atmışlardı her çeriye… İşte bu yüzden sessiz, Bu yüzden suskundu Mecidiye… Haber ulaşmıştı bir çok mevkiye… Bir ses yükseliyordu Abdurrahman Ağa mevkii’nde, Bir sela veriliyordu Ayaz Paşa Camii’nde… Bu selada bambaşka bir hal vardı, Hafız Osman selayla Allah’a yalvardı… Tuhaftı Osman Bedrettin’in hali, Uyanmış, dikkatle dinliyordu ahali… Dinledikçe selayı, Bir endezeye gidiyordu elleri… Herkese bir ürperme gelmişti, Sanki Erzurumlu işin ardını bilmişti… Selayı bitiren Hafız Osman üzgündü, Uzatmadan talkını, Cenge çağırdı Erzurum halkını… “Mecidiye gitmiştir, Aziziye bitmiştir. Gün bu gündür, Bizim için cenk düğündür. Ne durursun Müslüman , Varalım gümbür gümbür, Vuralım; gün bu gündür…” Erzurum; dadaş diyarı, Hal böyleyken düşünür mü yari… Dışarıda hava buz keserken, Bırakırda çıkar sıcak yeri… Atılır da, bir daha gelmez geri… Elleri endezelerde olan ahali, kaptı ne varsa, Kazma, kürek, orak, darha, Karıştırdılar, odaları, ahırları, Buldular birkaç endeze daha… Onlar yürüdü, Onlar yürüdü, yüzler yürüdü, Ardından üçbinler yürüdü, Bilseniz daha kimler yürüdü… İhtiyar delikanlılar, Beli bükülmüş nineler yürüdü… Aştılar tepeleri, sırtları, Sırtlan sürüsüyle vardı hesapları.. Allah güç verdi, Hepsi dere ve tepeleri aştı. Muhtar Paşa şaştı… Sayıları bilmiyordu kaçtı… Daha arkadan gelenler vardı… Eli kınalı kızlar, emzikli gelinler vardı… Anlaşmıştı Ahmet Muhtar, Artık burası gavura dardı… Urus’un yanında Ermeni de vardı… Bir emzikli gelin vardı… Ne katundu, Nene Hatun’du… Say ki dirilmişti Süyünbike, Seğirtiyordu göz yaşlarını döke döke… Böyle yürekler varken, Bu vatana kim göz dike… O ne katundu, Yüreği dolu tene hatundu… Durabilir miydi, o çağrıyı duya duya, Sonsuz merhametli olsa da küçücük yavruya… Memleket ağır bastı, Götürdü bıraktı komşuya… O da hesap soracaktı, Tey kutuplardan gelen beyaz ayıya… Daha kimler yürüyordu önlerden… Eğilmeden taş eline geliyordu, Her atışta bir gavur ölüyordu, Üçler, yediler, kırklar gelmişti, Hafız Osman’da onlardan oluyordu… Gebermişti binlerce Urus iti, Hatice Bacı, Nene Hatun’da olanlara şahitti. Bölük bölük askerde birlikte, Yüzlerce Erzurumlu’da şehitti.. Aziziye’nin arslan kumandanı, Bahri Paşa’da uçmağa gitti. Muştu oldu, düşman çekti gitti, Bu içkence, bu zulüm bitti… Kurt İsmail Paşa, Ahmat Muhtar Paşa’ya vardı, Her şeyi bir bir anlattı. Gazi Muhtar Paşa, Hafız Osman’ı 3.Tabura imam etti. Sükuti’nin ruhu sükut etti. Palandöken yamaçlarında kaygulanan , Abdurrahman Gazi rahat etti… Bu anlatılanlar 93 Harbiydi, Erzurumlu’da harbi mi harbiydi… Bu yapılan, bu yazılan dadaşın Destanı’ydı… 2.Abdulhamit; zamanın Hanıydı… Mecidiye’de, Aziziye’de ortaya çıkan, Yine Türk’ün asil kanıydı… 24 Haziran 2014 Salı 22:33 Aziziye / Erzurum MAHMATLI HASAN’IM Bir koca ömür verdim de dini islama, Gece gündüz çalıştım da milleti vatana, Bir kurt gibi saldırdım vatanı satana, Vurun kahpeler vurun Mahmatlı Hasan’ım, Neçe hainlerden hesap soran aslanım... Kendi ellerimle yazdım nice destanı, Sizin gibilere giydirirdim fistanı, Nerde o gençlik, kudretli günlerim hani ? Vurun kahpeler vurun, Mahmatlı Hasan’ım, Yemenler’de yedi leşi olan kandanım... 29 Ekim 2014 Çarş.16:20 Küçükçekmece/İstanbul KÜÇÜK HACI AĞA*M Bindi kır atına da baktı kafileye, Ömründe yer yoktu kalleşliğe, hileye, Geçti Suriye’ye de düştü bir çileye, Aman yürü kır atım yürü, rahvan yürü, Aman düşse koca harallar, durma sürü... Kumandan da cendermeyi gece kondurdu, Ceseti görenlerin kanını dondurdu, Hacı Ömerler’in ocağını söndürdü, Aman dört nala kır atım, aman dört nala, Aman kara haber Karataş’a tez vara... Yağlı kurşun geldi değdi Kiya Hacı’ya, Yürekler dayanır mı böyle bir acıya, Kötü haber tez ulaştı Happa Bacı’ya, Aman Büyük Ev’e kır atım Büyük Ev’e, Aman çabuk yaygara olsun bütün köye... Kır at cansız bedene çıldırdı, kudurdu, Ahbap Şaban Ağa’da ölüyü yudurdu, Alagöz, Barak Elleri’nin de kanı durdu, Aman koş kır atım Karadağ’a, durma koş, Aman vuruldu Hacı Ağa’m, semerin boş... Küçük Hacı Ağa’da bir babayiğitti, Mahmatlı’nın aslanı da vuruldu gitti, Memik Kiya’nın umudu tükendi bitti, Aman,dön geri kır atım durma dön geri, Aman ardına düşsün bütün kardeşleri... Tütün,kağıtları sakladılar bir dağa, Kardeşleri Deli Memed,Yavaş Mustafa, Götürdüler zabitler, attılar mahpusa, Aman hele dur kır atım, hele n’olacak, Aman Karayusuflu’da söndü bir ocak ... 29 Ekim 2014 Çarş.17:30 Küçükçekmece/İstanbul * Küçük Hacı Ağa ; Gaziantep-Halep hududunda 1934 ’ te vurulmuştur.Benim en büyük amcamdır. BİZİM ÖĞRETMENLERİMİZ Bağcılar Yüzyıl’da İbni Sina’da, Eski ve küçücük bir binada, Bu öğretmenlerimz neler başarıyor, Yüzlerce gencecik dimağda... Ortada, bazen solda, bazen sağda, Yeri geldiğinde ıssız bir dağda, Bu öğretmenlerimz neler başarıyor, Üçüncü bin yılda, bu çağda... Kimse bize atamaz bağda, Hep yükseliriz, kalmayız aşağda, Bu öğretmenlerimiz neler başarıyor, Tarih yazılan bu otağda... 12 Kasım 2014 Çarş. 08:00 Yeşilova / K.Çekmece / İstanbul EDEBİYAT ZÜMRESİNE Soyadıdır Mutlu, adı ; Aslıhan. İnsanı çeker ondaki sıcak kan. O’nunla tanınır ve de bilinir, Gümüşhane’yle Kelkit ve Erzincan… Karşımızda Ayşe var Anıt gibi. İnsana tokattan bir yanıt gibi. Şiirimin yazılıda çıkması, Sanki, şairliğime bir kanıt gibi… Zümrenin başkanı da Murat oldu. Bolca Türedi, O’na murat oldu. Arkadaşlar dörtlüğümü sordular, Onaylaması da bana murat oldu. 27 Aralık 2014 C.24:00 Sessiz ve hanımlığıyla baş tacı. Değerli meslektaş Nihal Ovacı. Zümresine birer dörtlük yazıldı. O’na yazılmazsa olur davacı… Sema öğretmenim bir Aydın Sürer. Kızsa, adamın defterini dürer. Bahçede nöbet tuttuğu günlerde, Öğrencileri hep içeri sürer… Zümreye son katılan Ay Kut olsun. İbni Sina’mız da O’na yurt olsun. Dönsün memleketine hizmet için, Tokat’a ve Niksar’a umut olsun. 29 Aralık 2014 12:44 Yüzyıl/Bağcılar/İstanbul HOR OLMA OĞUL Küçücük taze ellerinle, Babacık diyen dillerinle, Yanağındaki allarınla, Hilesiz, saf, toy ve tor oğul... Yaşarken altında bir sedir. Bilinmezse kıymet ve kadir. Öğrenirsin bu felek nedir, Dünya toz bulanık, mor oğul... Sıkıntı verse de tek eşin. Seni terk etse de kardeşin. Tükense de umut güneşin. İnsanlığa kafa yor oğul... Bir gün eğer muhtaç kalırsan, Felekten dersini alırsan, Sofra kurmasını bilirsen, Ekmeğe katıktır lor oğul... Ayrana ekmeği dilersin. Gözlerden yaşları silersin. Tecrübe de neymiş bilirsin, İşte hayat böyle zor oğul... Dosttan kazık yer ve düşersen, Öfkenden kabarıp şişersen, İyice yoğrulup pişersen, Ciğerim ki yanar kor oğul... Dostlarına yüzün dönük ol, Sakin, toprak gibi sönük ol, Mert ol, Nafi oğlu Memik ol, Boşa etmeyesin cor oğul... Gelirse ömrün uç kenarı, Giderse gözlerin pınarı, Düşüşün andırsın çınarı, Kötürüme derler çor oğul... 31 Aralık 2014 Çarş.19:20 Yüzyıl/Bağcılar/İstanbul Cor ; Laf, söz ( Antep Ağzı ) Çor ; Küçük baş hayvanlarda hastalık KOR BE OĞUL Sahipsiz kalmış çok meralar, Bilemem ki, kim kime kiralar. Ah ekinsiz durur o tarlalar, Çayır çimen olmuş, bor be oğul... Hiç boşa gitmesin çabaların, Çevrene doluşsun tebaların, Büyük, küçük hep akrabaların, Var git, hallerin sor be oğul... Sürekli koşmazsan sen ülküne, Hep hizmet etmezsen bu ülkene, Sahip çıkamazsan her türküne, Şu ciğerim yanar kor be oğul... Cesaretli, cesur bir aslan ol. Haksızların boynuna basan ol. Dik ol, Nafi’in oğlu Hasan ol. Hiç bir zaman olma hor be oğul... 31 Aralık 2014 Çarş.19:20 Yüzyıl/Bağcılar/İstanbul BİR KEMİK İÇİN Bir türlü eritmediniz buzdan dağları. Ördünüz de attınız hileden ağları. Biz, hedeflermiz yukarılar der iken, Sizse, tercih ettiniz hep aşağıları... Siz kopardınız aradaki tüm bağları. Kavurdunuz be yaktığınız o yağları. Ta Fizan’daki bir kemik parçası için, Satıp ta harcadınız bu Nafi Çağlar’ı... 12 Ocak 2015 Pt. 07:40 Yavuz/Bağcılar/İstanbul KUTLU DİRİLİŞ --- Türk olup törediler Yeniden dirildiler, Gök kubbeli otağdan, Kut alıp yürüdüler...--- Kansız sürünün eline düşmemek için, Demir dağların arasında saklıydılar... Saklanıyorlardı kırılmamak için, Töremeleri gerekti, haklıydılar... Çoğaldılar kuytularda sessiz, sakin, Kara saçlıydılar, al yanaklıydılar. Hesap günleri gelip çatmıştı lakin, Yürümeleri gerekti, haklıydılar... Seğirttiler dağlardan ruhlarında kin, Kimi atlı, kimi yayan, sadaklıydılar... Yağı*nın leşlerini intikam için, Sürümeleri gerekti, haklıydılar... 16 Ocak 2015 C.08:28 Şirinevler/Bahçelievler/İst. *Yağı ; Düşman DERGİ KURULUNA Ey Selanik göçmeni Selin Ortaç, Baban Nadir, seni hiç bırakır mı aç. Senin gibi seçkin bir öğrenciye, Bütün Türk Dünyası muhtaç... Yenişehirli Edanur Koçyiğit. Babandır Selahattin gibi yiğit. Anafartalar’dan gelmişsin buraya, Hayalindeki Marmara’ya git... Adıyamanlı Fatma Gültekin, Hayattan ne kork ne çekin. Benim sevimli şirin öğrencim, Var mı sınıfta senin tekin ?.. Kadir Oruç kızı hanım Hilal, Bu öğrencilik sana olsun helal. Unutma daima böyle hoş kal. Sana hep yardımcı olsun Zül Celal... Uslu öğrencim Elif Sarıkaya. Sen niye geldin bu fani dünyaya? Ana baba sözü dinlemez isen, Bil ki, bu dünyada kalırsın yaya... Can öğrencim Fatima Parçikan. Sivas-Maraş’tan gelir sendeki sıcak kan... Ruhbilimci ol, yazar ol, şair ol. Lakin hiç bir zaman olma pişman... Ağırbaşlı, sakin Zeynep Altuntaş. Sözyle bakalım bize, kaç oldu yaş. Tıpçı ve ruhçu olmak istiyorsan. Şimdiden derse çalış yavaş yavaş... 9 Mart 2015 P.Tesi 16:00 Yüzyıl/Bağcılar/İstanbul VADİDEKİ KURT Vadiye düşmüştü bir kurt. Say ki, yok kurtuluş. Vadi boyunca yürüdü. Dikenler üstünden, Çalılar arasından ayaklarını sürüdü. Yukarıdan, kayalıklardan, Nice köpekler ürüdü... Vadi dar mı dardı. Vadi çıkışında, Etten duvar örmüş, çakallar vardı... Geri döndü vadinin diğer çıkışına. Bir sürü sırtlan gördü... Durdu... Kayalıklara baktı. Kayalıklar duvar gibi sarptı. Bu da yetmezmiş gibi, Her kaya başından bir köpek bakıyordu. Dilleri de çıkmış, salyaları akıyordu. Yamaçlarda tilkiler vardı; Bir görünüp bir kaybolanlar, Kafasını kaya deliğinden çıkarıp seyredenler... "Hey tilki; Sen de adisin bil ki.. Sana da seyir lazım... Çalılıklara siyersin.. Yaralı bir parmağa yararın olmaz. Mazlumun yanında yerin olmaz." Döndü geri, Adımladı, ağır ağır ileri... Yardım etmeliydi birileri. Bir umutla yavaşladı. Bir sola baktı bir sağa... Bir de vadi aralığından görünen dağa... Dağ uzak, Görünen aralık oldukça dardı. Güvendiği dağlarda karlar vardı. Yüreğini derin bir hüzün sardı.. Korkmasına korkmazdı, En ötesi ölümdü, Lakin bu hal yüreğini yardı. Vadinin her tarafı yardı... Düşündü kurt, "Yüreğini yakan kordu. Kim kollayacaktı bu kurdu?.." Nafi Çağlar Budunlu 19 Mart 2015 Perş.09:27 Yüzyıl/Bağcılar/İstanbul Vadi ortasında bir tümsek başına çıktı. Etraf biraz açıktı. Şimdi sırası değildi fakat, Karnı da iyice acıktı... Önüne baktı; Çakallar sıralanmış uluşuyordu. Arkasına döndü baktı; Sırtlanlar dolaşıyordu... Sağına baktı, soluna baktı... Köpekler bakışıyordu... Tilkiler oynaşıyordu.. Düşündü kurt ; "Ey leşimin artıklarından yiyen sırtlanlar. Ey önümde hizaya geçen çakallar, Ey etrafımda taklalar atan tilkiler, Ey beni gördükçe kaçacak yer arayan köpekler.. Den bakalım; Kim sizden ne bekler.." Daldı kurt... "Karşı dağın eteğinden, Belki bir dere yatağından, bir bozkurt sürüsü geçiyor olabilirdi. Sesimi duyuyor olabilirlerdi. Sesten anlarlardı, Gereğini yaparlardı..." Kendini acılara saldı kurt; Bütün bedeni gerildi. Göğsünü de iyice gerdi. Başını da yukarı verdi. Bir umut acıyla uludu... Auuuuuuuuu... Uluşan çakallar sustu, Dolaşan sırtlanlar pustu.. Hırlaşan köpekler sesini kesti. Tilkiler ise kuıyruğunu kıstı... Kurt bir daha uludu... Auuuuuuuuuuuu.... Çakallar kaçıyordu, Tilkiler saklanıyordu..., Aşağıda sırtlanlar, Yukarıda köpekler ; ön ayakları üstüne çöküyordu.... Son kez uludu kurt... Auuuuuuuuuuuuuuuu... Kayalıklar ayrı ayrı son olarak, üçer kez ses verdi. Sonra yankılar ; kayadan kayaya çarparak vadide eridi... Çakallar, tilkiler, köpekler, sırtlanlar sindi... Ortalık sessiz oldu, Tam dindi... Vakit ise ikindi... Nafi Çağlar Budunlu 20 Mart 2015 Cuma 09:34 Şirinevler/Bahçelievler/İstanbul Durdu kurt, bekledi. Etrafı dinledi... İçin için inledi... Demek sesinin ulaştığı yerlerde bozkurtlar yoktu... Göğe baktı kara kaderli kurt... Gökten gelen bir haber de yoktu... Yine de mucize bekledi.. Bekledi...Bekledi... Zamanı zamana ekledi... Ne yerden ne gökten bir yardım yoktu... Düşman kancık, düşman çoktu... Kendisi aç,üstelik onlar toktu... Vadinin sahibi de ortalıkta yoktu... Yine de çareyi tüketmemeliydi... Kara bahtlı kara kurt, Bir sağa baktı süzdü, bir sola baktı süzdü... Kayalıkların yüzü dümdüzdü... Bu çaresizlik onu çok üzdü... Bu ölüm vadisinden hayata bir geçiş olmalıydı... Kayalıklar arasından bir geçit olmalıydı... Sonunda bir kaya yarığını gördü... Hemen içinden umutlar ördü... Gece karanlığına kadar, Bir bozkurt sürüsü imdada gelmezse, Gök Tanrı’dan kader gülmezse, Vadinin sahibi gelip almazsa, Bu dardan kurtuluş zor, bu yardan çıkış zor olsa da... Bu tek umut... Yoksa yaşamayı unut... Birden irkildi kurt... Yaklaşmış sesler duydu, Her yana baktı, kımıldaşmalar gördü... Can havliyle sanki ulumadı böğürdü... Aaaaauuuuuuuu... Kaçışlar görüldü, Kımıldaşmalar duruldu... Kancık düşmanların ödleri yarıldı.. Geceye kadar böyle direnmeliydi.. Belki yardıma gelenler olurdu... Olmadı, Yaradanın yardımı belki gece gelecekti.. Kafasını aniden çevirdi kurt... Sert kayalıklara baktı. Gözlerini, Yar çıkışındaki geçite taktı, Gözlerinden şimşekler çaktı. Yüreğinde ateş içinde ateş yaktı. Ya yar da canından olacaktı, ya da yaradan, yardan çekip canını alacaktı. Yar başında bir iki köpek, Onların da sesini kısıp, yar yamaçlarına çalacaktı... Sonra dağlara, dağlara yol alacaktı... Başı puslu dağlara, Sisli dağlara... 20 Mart 2015 Cuma 11:55 Yüzyıl/Bağcılar/İstanbul İBNİ SİNA’YA VEDA Yeni gelen acemi Dört Dokuz. Sanmayın siz, bu okulda çokuz. Burası han, bizler yolcuyuz, Geldik, gidiyoruz, artık burda yokuz. Okulun kalabalık civcivleri On’ları. Çok ta severim ben onları. Çalışıyorlar yüksek mefkureler için, İnşallah çok iyi olacak sonları. Buradaki ilk göz ağrım Onbir. Hepsinin de yeri yüreğimdir. Her biri pırıl pırıl, tertemiz, Onlarda olmaz ne leke ne kir. Son sınıf bizim Oniki’ler. Her biri sevimli, kurnaz tilkiler. Yüksekokul seçme sınavlarında, Sizinle yaşanacak nice ilkler. Bazıları yeni mezun oldu. Dört yıllık süre de uzun oldu. Çok özlediğimi de onlara, Söylemek de lüzum oldu. İşte! Bilgili ve yeterli hocalarımız. Hep böyle güçlü olsun localarımız. Okulumuz yaşasın, hanelerimiz var olsun. Her zaman tütsün bacalarımız. Eğitim yuvamız, lisemiz; İbni Sina. Güler yüzlü can bakışlı Bin sima Yüzyıl’a imza atacak yetenektesiniz. Hedeflerimiz yüksek; gökyüzü, sema. 11 Elül 2015 Cuma 10:05 Yeşilova/K.Çekmece/İst. GÜLTEPE GENÇLİĞİ Gültepe, Gültepe, Öğrenci gezer sere serpe. Yakalayıp bir soru sorsan, O dudaklar ki; olur pepe. Gültepe, Gültepe, Yazık! gençleri atma çöpe. İftiradan alıkoymazsan, İnsanı götürürler ipe. Gültepe, Gültepe, Öğretmen öğrenci bir cephe. Bu gençliği sana bıraktım, Götür; al kullan tepe tepe. 9 Kasım 2015 Pt.12:48 Yeşilova/K.Çekmece/İst. KOMŞU KIZI HALİSE Komşu kızı Halise, Gidiyormuş Kilis’e. Boynum bükük ardından, Baktığımı bir bilse... Zeytinleri bellese, Üzümleri elese, İki güne varmadan, Yollardan çıkagelse... Şu halimi bir görse, Bana gönlünü verse, Eline yağlık alıp, Gözlerimi de silse... 6 Aralık 2015 Pazar 18:00 Yeşilova/K.Çekmece/İst. NAR GÜZELİ Nar güzeli, nar güzeli, Oğuzeli’nin nar güzeli. Gece goynuna, sokulup, İnce belden sar güzeli... Nar güzeli, nar güzeli, Nurgana’nın nar güzel, Saçın teline dokunup, Kimin böyle var güzel?.. Nar güzeli, nar güzeli, Şu Sacır’ın nar güzeli. Masum yüzüne bakılıp, Sevemedim yar güzeli... 26 Ocak 2016 Salı 00:16 Nurgana/Oğuzeli/Gaziantep ÖĞRETMENE VASİYET Önce okutup bilimden gideceksin. Sonra diziden,filimden gideceksin. Gençlerle hep konuşup anlaşacaksın. Fakat sen kendi dilinden gideceksin... Yolda yürüyüp,kolundan gideceksin. Bazen sağından, solundan gideceksin. Onlara türlü yollar öğreteceksin, Ancak sen kendi yolundan gideceksin... 3 Mart 2018 Ct. 11:18 Yeşilova/K.Çekmece/İstanbul TÖRE DİYORUM Sesleniyorum Yörük Türkmenler’e, “Töre diyorum başkanlarım töre, Kengeşte, boyların kardeşliğini, Ustaca işleyelim öre öre…” Töre diyorum hey beylerim töre, Toyda, olmasın şu yöre, bu yöre, Gelin çeliklenelim,aramıza, İkilik girmesin göz göre göre… Töre diyorum gardaşlarım töre, Ulşalım gözü açığa, köre, Öyle bir dirilelim ki, yeniden, Koca dünya birliğimizi göre… NAFİ ÇAĞLAR 7 Mart 2018 Çarş. 12:07 Küçükçekmece / İstanbul KÜÇÜK HACİ’YE AĞIT Aman kır atının ayakları da nallıdır. Hayadımda da bir dut ağacına bağlıdır. Aman aslını sorarsanız Karadağlı’dır, Ellerin gırıla cenderme, gıydın Ağa’ma. Aman gonuşması,cor vermesi bey dillidir. Yaşı daha Otuz’unda, sanmayın Elli’dir. Hacı Ağa’da Gızık ağalarından bellidir. Ellerin gırıla cenderme, gıydın Ağa’ma... Aman kır atı da hem alımlı, hem soyludur. Sahibinden başkasına çifte huyludur. Hacı Kiya, bir babayiğit, selvi boyludur. Ellerin gırıla cenderme, gıydın Ağa’ma... Aman sürmüş atını Barak’a, dik başlıdır. Köyü Karayusuflu’dur, hem Karataşlı’dır. Sevenlerin bağrı yandı, gözleri yaşlıdır, Ellerin gırıla cenderme, gıydın Ağa’ma... Türküyü yakan ; Alagözlü Gülsüm Bacı / 1934 Kaynak kişi ; Hayriye SÖNMEZ (kızı) Kayıt tutan ; Kurtuluş GÜNEŞ (torunu) Derleyen kişi ; Nafi ÇAĞLAR (yeğeni) BOZKURT ATILIŞI Atıl Bozkurt’um Afrin’e, Mümbiç’e, Ders verme zamanı kalleşe, piçe. Ey sömürgeci ifrit, lanet Batı, Sen bu Türk Milleti’ni sayma hiçe… Bin yıllardır Türkmen Eli’ydi Halep, Bir zaman tarih yazmıştı o Antep. Ey Anglo Sakson, Frenk, eskiden beri, Sırtlan sürüleri gibisiniz hep. İt sürüsünden temizlenmiş Tel Rıfat, Çimdiğimiz su değil miydi Fırat. Haydi durma! Atıl börü ileri, Leşleri, tut Fırat Suyu’na fırlat… Sırada, Altınköprü, Kerkük, Musul. Git Misaki Milliden usul usul. Girdiğimiz yerlerden hiç çıkmayız, Bizim töremizde böyledir usül… Nafi ÇAĞLAR 1 Nisan 2018 Pazar 10:04 Yeşilova/K.Çekmece/ İstanbul KIZIK BOYU ’MUZ Güçlüdür, hem bilgedir boyumuz. Oğuz Yıldız’dan gelir soyumuz, Devlet işlerinde sert oluruz, İşte! Böyledir bizim huyumuz. Her yıl yapılır kurultayımız, Kimi amca, kimisi dayımız. Yenilir aş, demlenir çaylar, İşte! Böyledir bizim toyumuz. Arar birbirimizi buluruz. Dirlik içinde, birlik oluruz. Bütün Oğuzlar imrenir bize, İşte! Böyledir bizim boyumuz. Elbet vardır bizim de payımız. Töreyse; oktan çıkar yayımız. Nüfusumuz,yüzbinleri buldu, İşte! Böyledir bizim soyumuz. NAFİ ÇAĞLAR KIZIKBEYİ 12 Haziran 2018 Salı 03:34 Yeşilova / K.Çekmece / İstanbul KIZIK BEYİ ’MİZ Durmak bilmez, köyden köye koşar, Nice tepeden,dağlardan aşar, Soyum, boyum der, coşar da coşar, İşte! böyledir bizim beyimiz. Her ay görürüz başka illerde. Dolaşır vadilerde, bellerde. Ünü dolaşır durur dillerde, İşte! böyledir bizim beyimiz. Adı Nafi’dir, soyadı ; Çağlar. Ona yurt olmuş, yaylalar, dağlar, Onunla oluşur boyda bağlar, İşte! böyledir bizim beyimiz. 12 Haziran 2018 Salı 10:12 Küçükçekmece / İstanbul İKİSTANBUL Kimisinin başı göklerde, Gökdelenlerde;Tarabya’da, Sarıyer’in başında... Kimisinin başı yerlerde, Yeraltı Camii’ne yakın ise de, Karaköy’de, Kara yerin dibinde... Kimisi denizde, Enginde, Yatında yatmakta ya da eğlencede, çengide, Marmara’da,açık sularda, Suların engininde... Kimisi Haliç’in içinde, Geçimin derdinde, Killi, balçık sularda, Yosunlu yapıların ininde.. Kimisinin ölüsü bile, Kavaklıdere’de, bilmem nerede. Boğazın seyrinde... Kimisinin dirisi bile Yedkule’de, Bir kümeste ya da Surların deliğinde... Kimisi menekşe kokulu yariyle Menekşe’de, Yeşil, mavi, kumsal... Yaşar sakin bir köşede, Yerlerin en sakininde... Kimisi ter kokulu karıyla münakaşada, Ekşinar Konutları’nda pis su temizlemede, Sonra Bağcılarda, Tavukçu Deresi’nde, Yaşar pislik içinde... Kimisi, Nakkaş Suyu ile nakış nakış işlenen, şırıl şırıl beslenen, küçük bir gölün bir yöresinde. Köşkün terasında, Çayının deminde... Kimisi Eşkinoz Deresi’nin kirlenmiş ekşi suyunun çukurunda. Evine götüreceği, İçme suyunun derdinde... Kimsinin bir yanı göl, bir yanı deniz. İlin batısında, kendi çatısında, Zirveyi yaşıyor kendi indinde... Kimsinin bir yanı ölü, bir yanı keriz, Birilerinin kerizlerini, temizleme çabasında.. Yaşantısında eser kalmamış, Bir uyur, bir kendinde... Ah! İkistanbul,İkistanbul... Birinde para, birinde pul... Bu ikircikli oyuna, Dayanır mı hiç bir kul.. Elbette çok bayat ; Yaşanan bu ikili hayat Siz söyleyin,var mı Yaradanın bir dininde... Kimisi’nin başı göklerde, Sarıyer’in başında, Kimisinin başı yerlerde, Karaköy’de , Kara yerin dibinde. NAFİZ TANÇAĞLAR 15 Haziran 2018 C.11:34 Y.Ova / K.Çekmece / İstanbul KIZIK TOYU ’MUZ Altımdaki; asil Türkmen tayım, Bu yıl da başlıyor kurultayım, Yürüyorum otağıma doğru, Kengeşte hazır olmalı çayım... Tam yamacımdadır ak saçlılar, Aksakallı, kimi ak kaşlılar. Onlar ki; başımızın tacıdır, Tecrübeli ve bilge yaşlılar... Sağımda oturur il beylerim, Onlar olmazsa ben ne eylerim? Bu boyumuzun geleceğini, Ben onlara vasiyet eylerim... Baş ucumuzda deli oğlanlar, Onlardır kanı deli olanlar. Canlarımızı korumak için, Sağımız solumuza dolanlar... Eşiktedir bizim kızlarımız, Arımız, karımız, nazlarımız, Ömrümüzün kara kışlarında, Onlardır bahar ve yazlarımız. Çam beşiklerde belermiş nenem, Gene geldi çattı kutlu senem, Ey! Kızık boyum, başlasın toyum, Yerde, Gökte Tek Tengri biz menen... NAFİ ÇAĞLAR KIZIKBEYİ 16 Haziran 2018 Ct.11:16 Y.Ova / K.Çekmece / İstanbul OĞUZ TOYU Altımdaki; asil Türkmen tayım, Bu yıl da başlıyor kurultayım, Yürüyorum otağıma doğru, Kengeşte hazır olmalı çayım... Tam yamacımdadır ak saçlılar, Aksakallı, kimi ak kaşlılar. Onlar ki; başımızın tacıdır, Tecrübeli ve bilge yaşlılar... Sağımda oturur il beylerim, Onlar olmazsa ben ne eylerim? Bu boyumuzun geleceğini, Ben onlara vasiyet eylerim... Baş ucumuzda deli oğlanlar, Onlardır kanı deli olanlar. Canlarımızı korumak için, Sağımız solumuza dolanlar... Eşiktedir bizim kızlarımız, Arımız, karımız, nazlarımız, Ömrümüzün kara kışlarında, Onlardır bahar ve yazlarımız. Çam beşiklerde belermiş nenem, Gene geldi çattı kutlu senem, Ey! Oğuz boyum, başlasın toyum, Yerde, Gökte Tek Tengri biz menen... NAFİ ÇAĞLAR KIZIKBEYİ 16 Haziran 2018 Ct.11:16 Y.Ova / K.Çekmece / İstanbul TÜRK BAŞA GELEMEZ Ey Türk! Boşuna heves edip durma, Hırsla, başını sağa sola vurma. Çok koşturup, kendini boşa yorma, Gör artık Türk olan başa gelemez. Ben de çok ileri gideyim deme, Dizginle kendini, asılasın geme, Hep karşına çıkar, bir engelleme, Dur artık! Türk olan başa gelemez. Tam hedefini her yerde söyleme, Ben ki; sır vermiyorum aileme, Kalkıp geçmeden önce bir eyleme, Sor artık ! Türk olan başa gelemez. Etrafına bak! Ordan burdan karma, Sakın! Kalkıp yanlarına varma, Hiç birini de kucaklayıp, sarma, Ar artık! Türk olan başa gelemez. Ahir zaman, fitne, kalleşlik çağı, Etrafına örülmüşken hile ağı, Seni dört bir yandan saran yağı*, Var artık! Türk olan başa gelemez. Sen de al yanına, en az kırk çeri, Beline bağla ibrişim hançeri, Ruhuna sarılmış korku zinciri, Kır artık! Türk olan başa gelemez.. NAFİ ÇAĞLAR 24 Haziran 2018 Pazar 12:24 Küçükçekmece / İstanbul YENİ DOKUZLAR Bunlar yeni Dokuzlar tor dedik, Daha işlenmemişler bor dedik, Onlara bir kaç soru sor dedik, Gördük ki;böyle öğretim çok zor. Yoğrulan hamur olurlar dedik, Kıvamı kolay bulurlar dedik, Her konuyu da bilirler dedik, Anladık ki,bu eğitim çok zor. Eğitime bir dalarız dedik, Bolca mürekkep yalarız dedik, Onları işe salarız dedik, Öğrendık ki, her üretim çok zor. NAFİ ÇAĞLAR 13 Ekim 2018 Ct. 18:13 Yeşilova/Küçükçekmece/İst. TARİH YAZAN TÜRKLER NEREDE Hani Demir dağları eriten, Hani koca Cihan’ı titreten, Hani başlayıp, işi bitiren, O tarih yazan Türkler nerede ? Hani düz sahraları çöl eden, Hani ol denizleri göl eden, Hani hep kıtaları yol eden, O tarih yazan Türkler nerede ? Hani Alemde nizamı kuran, Hani zalimin başını vuran Hani haksızlara hesap soran O tarih yazan Türkler nerede ? Hani ruhlara derin kut kazan, Hani dağlara adını yazan, Hani neçe oyunları bozan O tarih yazan Türkler nerede ? Hani kötülerle çok uğraşan , Hani pis İblis ile daşalan, Hani hep şeytanlarla savaşan, O tarih yazan Türkler nerede ? NAFİZ TANÇAĞLAR / 27 Ekim 2018 Ct./Avcılar/İst. UÇUN KARTALLAR Tanrı Dağı’ndan göklere havalanıp, Türkistan üzerinden uçun kartallar. Altay Dorukları’nda az yuvalanıp, Bozkır semalarından geçin kartallar. Horasan, Mezopotamya’dan geçerek, Himalaya’dan Kaf Dağı’na uçarak, Yağıları sürüp, peşinden kaçarak, Baykal’dan,Hazar’dan su için kartallar. Bütün Cihan’a serpilip ve ekilip, Yükselip neredeyse arşa çekilip, Turan İlleri’nin başına dikilip, Mankurtları bir bir seçin kartallar. Havalarda kuş uçurtmadan gezerek, Yerde, sürüngenlerin başın ezerek, Ural’dan Toroslar’a kanat süzerek, Düşmanlara da korku saçın kartallar. Karadeniz’den kanat çırpıp geçerken, Anadolu’da,bir şafak vakti, erken, Akdeniz’de "İstikbal göklerde" derken, Bize, yeni ufuklar açın kartallar. Kızıldeniz kızıl kana boyanmadan, Bıçak gelip bu iliğe dayanmadan, Sahra’da,Sina’da insanlık yanmadan, Çöllere çöllere tez uçun kartallar. Söz söyleyen olursa çifte başına, Göz diken olursa, ekmeğin, aşına, Cüret edip, çıkan olursa karşına, Vurun tırpanı kökten biçin kartallar. Yedi kıta, yedi iklim dolaşarak, Çağlar ile okyanusları aşarak, Kızıl Küre’nin ucuna ulaşarak, Irkıma kutlu görev biçin kartallar... NAFİZ TANÇAĞLAR 4 Kasım 2018 Pazar 17:00 Ümraniye / İstanbul BENİ GÖR ÖĞRETMENİM Öğretmenim, Ben de sınıftayım, Parmak kaldırıyorum, Beni gör, bana bak öğretmenim. Hep sesleniyorum, Beni duy, beni fark et öğretmenim. Öğretmenim, Sen sor, Bilemezsem, anlamazsam da, Çizemezem, çözemezsem de, Sen hoş gör, Sabret öğretmenim. Bazen kızsan da, Beni ne bırak, ne terk et öğretmenim. Öğretmenim; Bana "konuşma, sus" diye bağırma. Beni "hişşt" diye çağırma. Benim bir adım var, Adımla anılmaya muradım var. Sen adımla seslenirsen, Bil ki tadım var öğretmenim. Öğretmenim, Sen beni seversen, Arada bir översen, Hani kötü ödevime bile, yalancıktan da olsa bir "aferin" dersen, Say ki hevesim aldım öğretmenim. Bundan sonra, sen ne anlatırsan, Bil ki, anladım öğretmenim. Öğretmenim, Anlat... Bana dersi, Bana hayatı anlat... Bana davranma sert, Ara sıra tekrar et, Duygularından da biraz ilet, Sen değer verirsen, Gerisi bana ne dert öğretmenim. Öğretmenim; Bilgi çağında olsak ta, İlk kaynağım sensin. Bana bilgileri öğret, Yalnızca bilgi değil, Bana yurttaşlığı, Bana insanlığı, Bana adamlığı öğret öğretmenim. Öğretmenim; Ben bir öğrenciyim, Sanma ki sadece bir iskelet, Göğsümde bir kafes, Üstünde de iki kürek var. Ben bir insanım, Göğsümün solunda, Sol küreğimin altında Tek seni değil, Bütün insanlığı kucaklayacak, Koskoca bir yürek var öğretmenim. Koskoca bir yürek var... Ööğğretmenimm. NAFİZ TANÇAĞLAR 6 Kasım 2018 Salı 12.27 Yeşilova/K.Çekmece/İst. KARATAŞ’IN BOZ UŞAKLARI Kara tarlalarda yetişir sarı başaklar, Yolmaya da dalmış, Karataşlı Boz Uşaklar. Güreş için bağlanmış, ak ketenden kuşaklar, Dalmaya da gelmiş Karataşlı Boz Uşaklar. Tiyeklerinde üzümleri var,hep koruklar, Belenlerinde ağaçları var, hep doruklar, Kuytularda gezerler, sanki hepsi moruklar, Ölmeye de gelmiş Karataşlı Boz Uşaklar. Yamaçlarında zindiyan, koyaklarda palamut, Bahçelerinde bulmazsın bir meyve, armut, Arıyorlar, gözlerinde kalmamış bir umut, Almaya da gelmiş Karataşlı Boz Uşaklar. 13 Kasım 2018 Salı / Y.Ova Pek az da sayılmaz, meraları çayırları, Yavaş, sakince de tırmanırlar bayırları, Kendilerine bile kalmamış hayırları, Gülmeye de gelmiş Karataşlı Boz Uşaklar. 13 Kasım 2018 Salı / Y.Ova Sarp kayada bile biter Antep fıstıkları, Bağ bozumundan sonra yaparlar bastıkları, Yorgun,göz yaşlarıyla çekerken yastıkları, Silmeye de gelmiş Karataşlı Boz Uşaklar. 13 Kasım 2018 Salı / Y.Ova Dolaşır da dururlar kara taşlı dağları, İyi de dökülgen, karalık verir bağları, Anlayamadıkları bu Nafi Çağlar’ı, Bulmaya da gelmiş Karataşlı Boz Uşaklar. NAFİZ TANÇAĞLAR 8 Kasım 2018 Perş.20.08 Yeşilova/K.Çekmece/İst. Zengini bulamazsın yarı tok,yarı açtırlar. Sahipsiz kalmışlar, ilgiye de muhtaçtırlar. Somurtagnlıktan bıkmışlar, hem utangaçtırlar, Gülmeye de gelmiş Karataşlı Boz Uşaklar. 8 Kasım 2018 Perş.20.08 Yeşilova/K.Çekmece/İst. Çok özledikleri o eski tertip düzeni, Umut edip bekledikleri gerçek nizamı, Unuttukları, sevgi, saygı ve izanı, Almaya da gelmiş, Karataşlı Boz Uşaklar. 8 Kasım 2018 Perş.20.08 Yeşilova/K.Çekmece/İst. Fazla konuşmazlar, lal olmuş gibi dilleri. Hep geri derler, gitmek istemezler ileri, Bakalım n’olacak bundan sonraki halleri, Bilmeye de gelmiş Karataşlı Boz Uşaklar. 8 Kasım 2018 Perş.20.08 Yeşilova/K.Çekmece/İst. Kıraçlarda yetişir; incire derler hayır, Dikip çoğaltmak gerek,kolundan tut ayır. Sebil varmış,git topla karnını iyi doyur, Dilmye de gelmiş Karataşlı Boz Uşaklar. 13 Kasım 2018 Salı / Y.Ova AYAK OLMUŞ BAŞA YAZIK Henüz yeni geliyor ak kazık, Ah! Sıradan vatandaşa yazık! Kimisine uğramaz çok kazık, Kurunun yanında, yaşa yazık! Daha da zor günler geliyor bak, Sanma ki,durumunuz çok parlak! Dolamıyor artık dolap, mutfak. Sofradan çalınan aşa yazık! Sıkıntılar ki, almış yürümüş, Dertli gözleri duman bürümüş. Önden arkadan dişler çürümüz, Dertlerden dökülen dişe yazık! Eyvah! Gerçekleşmedi rüyanız, Karşılıklı sürerdi riyanız. Şu sıralar bozuldu mu aranız? Kaybolup ta giden düşe yazık! Temmmuz ayında Harran’da kömür, Sömür ey! Bu vatandaşı sömür, Lakin böyle geçiyor bu ömür, Anlamsızca giden yaşa yazık! Kasım gününde Munzur’da dolap, Her seçim geldiğinde bir dolap, Sizleri hiç görmüyor mu Çalap? Akılsız dolanan başa yazık! Sana biçilen aylığa sabret, Sus! Seslenme çalış ya da terk et. İşte! Layıkın asgari ücret, Ederi olmayan işe yazık! Zemheride bulunmaz yakacak. Az yağmur yağsa, her yer akacak. Bir başını nereye sokacak, İlk baharsız geçen kışa yazık! Nafi der ki, bu millete n’oldu? Eskiden bereket daha boldu. Kuyruklar kervana hep baş oldu, Ayak olmuş, asil başa yazık!.. NAFİZ TANÇAĞLAR 16 Kasım 2018 Cuma 21.16 Yeşilova/K.Çekmece/İst. AVRAT NEDİR ? Kutsal anadan, babadan, Öz gardaştan, öz bacıdan, Hem dayıdan, hem amcadan, Ayırana avrat denir. Eşten,dosttan, arkadaştan, Borçlu olunan çok baştan, Gidilen yoldan, yoldaştan, Çevirene avrat denir. 18 Kasım 2018 Pazar 08.18 Yeşilova/K.Çekmece/İstanbul Kazanacağı kuruştan, Masaya yumruk vuruştan, Adam gibi duruştan, Evirene avrat denir. 24 Kasım 2018 Ct. 21.11 Yeşilova/K.Çekmece/İstanbul Herifin belini büküp, Ağzında dişlerin döküp, Çam gibi yerinden söküp, Devirene avrat denir. Kafa şişeren dil olup, Bir bakarsın ki, el olup, Harmana giren yel olup, Savurana avrat denir. 25 Kasım 2018 P.11.25 Kocasinan/Bahçelievler/İst. Demeyip evin direği, Beyine çekip küreği, Aşk ile yanan yüreği, Kavurana avrat denir. 25 Kasım 2018 P.11.25 Üçevler/Bahçelievler/İst. Aklı ermezken bir işe, Hemen kavgaya girişe, Hergün her gün döğüşe, Doyurana avrat denir. Koca da kalmazken derman, Kendisi vermez ki güman, Başa dikilip te ferman, Buyurana avrat denir. 25 Kasım 2018 P.11.25 Zafer/Bahçelievler/İst. Sürmek isterken sefayı, Alamazken büyük payı. Sonunda bildik kafayı, Sıyırana avrat denir. 25 Kasım 2018 P.11.25 Şirinevler/Bahçelievler/İst. Kaynananın çıksın leşi, Anasından alır eşi, Kayına karşı kardeşi, Kayırana avrat denir. NAFİ ÇAĞLAR 25 Kasım 2018 P.19.15 Yeşilova/Bahçelievler/İst. YÜZYIL’IN ÇİLESİ Her sabah varırım Bağcılar sonuna, Her akşam düşerim Avcılar yoluna, Gah toplu taşıt, gah dolmuşta ayakta, Asılır giderim tutacak koluna... Hep Şirinevler’den aktarma yaparım, Oruç Reis’te iner, sola saparım. Ey yaratan, günlük çilem budur benim, De bana, senden başka neye taparım. Yüzyıl Mahallesinde, İbni Sina’da, Sokak arasında, küçük bir binada, İki yıldır zorlukla çalışıyorum, Dedim ki, artık kader gülsün bana da... Yine bir gün akşam vaktinde, karda, Devlet arabasında kalmıştım darda, Dört saat sonra, kaptan Yenibosna’da, Dedi "tayin iste, ne yaşarsın zorda? " Arkama baktım " bana mı dersin" dedim. "Evet" dedi kaptan, ah! çektim inledim. Güldü, bana acıdığını söyledi, Onu dinledim, hemen tayin istedim. NAFİZ TANÇAĞLAR 24 Kasım 2018 Ct.21.24 Yeşilova/K.Çekmece/İstanbul SEFA’M OKULUM DİYEMEDİM Geçtim dedim o cepheden bu cepheye, Küçükçekmece’de, Beşyol, Gültepe’ye, Lise öğrencisi de güler pepe’ye, Benim Sefa’m, can okulum diyemedim. Geldim, bir kaç hafta okulu izledim. Öğretmen-öğrenci hepsini gözledim. İnanın eski yeri hemen özledim. Bu Sefa’da, ben bir kulum diyemedim. Öğrenciler bahçede toplar mantarı, Uyuz bir çok kedi dolaşır katları, Okulun eksik,tavuk, bir de çomarı. Ben Sefa’da bir bülbülüm diyemedim. Baktım mi,ne sağı ne solu takarlar, Ne mezhebe ne de kökene bakarlar, Gördüm ki önem verdikleri çıkarlar, Ben de Sefa’da bir pulum diyemedim. Burası yağı yakan bir yatak olmuş, Çıkarların buluştuğu çatak olmuş, Çağlar’ım bu yerler artık batak olmuş, Ben de Sefa’da bir gülüm diyemedim. NAFİZ TANÇAĞLAR 24 Kasım 2018 Ct.22.18 Yeşilova/K.Çekmece/İstanbul DÖRTLÜKLER HABERİM Önünde sonunda orasıdır yerim. Orada bulunur, ölüm veya dirim. Eğer, ölüm ya da dirim bulunmazsa, Yine ancak ordan alınır haberim… 14 Ocak 2010 Perş. 08:28 Kocasinan/Bahçelievler/İst TAZE FİDAN Yetişir taze fidan, boy atar, dal olur… Kızarmaya başlar, rengi de al al olur… Tomurcuklar açar, acayip bir hal olur… Tadından da yenilmez, doyulmaz bir bal olur… 10 Şubat 2010 Çarşamba 23:43 Kocasinan/Bahçelievler/İstanbul NEDİR BU KIYGIN* Yıllardır yetmedi mi bana ettiğin kıygın? Gerçek alemden yana hiç kalmadı mı kaygın? İki dünyanın birinde hesap vereceksin, Beni geç, yaratana da mı kalmadı saygın?... 3 Mart 2010 Çarşamba 09:00 Kocasinan/Bahçelievler/İst. * Kıygın ; Zulüm, eziyet. NİÇÜN? Niçün bu bayrama derler “navruz” ki? “Ulu Gün” dense, daha hoş ve uz ki… “Yeni Gün” , “Kutsal Gün” denmezse eğer, Şu üregim olur, sanki bir buz ki… 31 Mart 2010 Çarş. 11:31 Kocasinan/Bahçelievler/İst. TUYUĞ Tuyuğ; Turan’ın, Oğuz’un özüdür. Çağatay, Hazar Türkü’nün sözüdür. Dil arı, akıcı, berrak su kimi, Çoban pınarının tam gözüdür… 31 Mart 2010 Çarş. 11:55 Kocasinan/Bahçelievler/İstanbul Tuyuğ ; Eski Türk şiirinin dörtlüklerinden doğmuş, dörtlük nazım biçimine sahip olan, ancak her dizesi ;divan edebiyatında olduğu gibi aruz vezniyle yazılmış olan nazım şeklidir. YUĞ* Muştusuz, zincirli yıllarım bir yuğ. Turan Elleri’ne olsam bir başbuğ… Çıkıp varsam, öksüz Türk Yurtları’na, Soylara, boylara versem birer tuğ… 31 Mart 2010 Çarş. 12:59 Kocasinan/Bahçelievler/İstanbul * Yuğ ; Yoğ,Yas. BOZMAZ Duruşlu adam duruşunu bozmaz. Vuruşlu adam vuruşunu bozmaz. Kutsal dava için böyle adamlar, Değil metelik, kuruşunu bozmaz. 2 Nisan 2010 Cuma 17:57 K.Sinan/B.Evler/İstanbul DİNLE ATALAR SÖZÜNÜ Eğer kaybetmediysen sen özünü, Dinle, atalarının her sözünü. Eğer dinlemezsen sen bu sözümü, Bil ki; yaşla doldurursun gözünü… 19 Nisan 2010 P.Tesi 21:36 Kocasinan/Bahçelievler/İstanbul ÇAĞLAR Gör ey Çağlar! Batur Nafiz Çağlar. Akmakta çaylar, dereler çağlar… Kanlarımız kabarırsa bir gün, Tekrar kapanır, açılır çağlar… 25 Nisan 2010 Pazar 20:45 K.Sinan/Bahçelievler/İstanbul TÖZÜM BELLİ Hamurum, yapım tözüm belli. Dövülmüş gelmiş özüm belli… Bir haddelendim, bir dağlandım, Kavrulmuş gelmiş közüm belli… 26 Nisan 2010 P.Tesi 23:46 Kocasinan/Bahçelievler/İstanbul MAYAM BELLİ Çamurum, katkım mayam belli. Aldığım kandan, payem belli… Bir sendelendim, bir diklendim, Taş gibi duran kayam belli… 27 Nisan 2010 Salı 12:27 Kocasinan/Bahçelievler/İstanbul APARIN HEY! Türkçe’miz elden gidiyor apar*ın hey! Hain dillerin elinden koparın hey! Uyanın, uyandırın, şu sözlerimiz, Kalmasın ellerine bir çoparın hey!.. 28 Nisan 2010 Çarş 00:47 K.Sinan/B.Evler/İstanbul * Aparmak ; Alıp kurtarmak, kaçırmak YES-İ’Lİ AHMET O’dur kutlu, o’dur pirlerin piri. O’dur ölümsüz, yaşayan hep diri. O’nda bulunmaz dünyanın bir kiri. O’dur “Yes-i’li Ahmet” diye biri… 11 Mayıs 2010 Salı 10:11 K.Sinan/B.Evler/İstanbul AYI GÖRDÜM Mevsim bahardı, bir takvime baktım ayı gördüm… Akşamdı, baktım göklere yıldızlar, ayı gördüm… Yürüdüm, dağlar, yaylalar ve ovaları geçtim… Vardım bir şehre, etrafta bir sürü ayı gördüm… 12 Mayıs 2010 Çarşamba 05:25 Kocasinan/Bahçelievler/İstanbul ÜRKMESE DELİ TAY ! Ürkmese de, şöyle akıllı bir tay olsa! Düğün dernek kurulsa, büyük bir toy olsa! Töretse şu neslimi, asil bir soy olsa! Büyüse balalarımız, hep bir boy olsa… 12 Mayıs 2010 Çarşamba 08:40 Kocasinan/Bahçelievler/İstanbul SIĞINABİLSEM !.. Sığındığım limanım, sessiz bir koy olsa. Düğün dernek kurulsa, büyük bir toy olsa! Töretse şu neslimi, asil bir soy olsa! Büyüse balalarımız, hep bir boy olsa… 12 Mayıs 2010 Çarşamba 08:40 Kocasinan/Bahçelievler/İstanbul YERKÜRE’NİN MU’SU Nereye battı Yerküre’nin Mu’su? Nereye gitti insanlığın usu. Uslar olsa da, niyetleri kötü, Türklük’e kurulmuş, hain bir pusu… 1 Haziran 2010 Salı 20:20 Kocasinan/Bahçelievler/İstanbul BİR SES ! Bir ses yükseldi Altaylar’dan! Ey! Şu gururum Batur dedi. İrkildim! Bir baktım o yana, Gel yamacıma otur dedi!.. 2 Ağustos 2010 P.Tesi 15:44 Kocasinan/Bahçelievler/İstanbul YUT PEKMEZİ Üzüm pekmezi ve dut pekmezi. Bin derde devadır, tut pekmezi. Kışın üşürsen, halsiz düşersen, Durma! Kaşık kaşık yut pekmezi… 23 Ekim 2010 C.Tesiı 19:23 Kocasinan/Bahçelievler/ İstanbul YOĞURTLA YE PEKMEZİ Kuş burnu, bir de armut pekmezi. Zile, Antep, Mersin, Mut pekmezi. Derdine şifa olsun diyorsan, Yoğurtla ye, bir umut pekmezi… 26 Ekim 2010 Salı 09:09 K.Sinan/Bahçelievler/ İstanbul HENDEK YOLUNDA Hendek, Hendek, Sakarya-Hendek… Saman gelir hep, bendek bendek… Bir yar gördüm Hendek Yolu’nda… Yaklaştım, boyu-boyuma denk… 4 Aralık 2010 C.Tesi 12:32 K.Sinan/Bahçelievler/İstanbul DONU BOZUK Adamın donu bozuk. Rengi, hem kanı bozuk. Neresinden tutayım, Bilsen, her yanı bozuk… 3 Nisan 2011 Pazar 11:44 Uzunçayır/Kadıköy/İstanbul BAŞI BOZUK Adamın kaşı bozuk. Zehirdir, aşı bozuk. Neresini düzeltem, Bir tamam başı bozuk… 3 Nisan 2011 Pazar 11:44 Acıbadem/Göztepe/İstanbul ÇEKEN GÜZEL Şu boz deveyi çeken güzel. Beni kendine çeken güzel. Ben etrafında dolandıkça, Bakıp,içini çeken güzel… 5 Nisan 2011 Salı 00:35 Kocasinan/Bahçelievler/İstanbul TÜTMEDİ OCAĞI Şu fani dünyayla pek olmamıştı bağı. Hiç te yanmamıştı, tütmemişti ocağı. Yürüdü ölüme, vardı bir tek Allah’ı, Bir elde bayrağı, bir elinde sancağı… 16 Nisan 2011 C.Tesi 01:34 Kocasinan/Bahçelievler/İstanbul BİN YIL BENİMDİR Yine boyayacağım elmayı kızıla. Yine ulaşacağım uçlara, buzula. Önümdeki yüzyıl değil, bin yıl benimdir, Ey Türk Budun! Bu sözüm bir yana yazıla… 17 Nisan 2011 Pazar 09:09 Kocasinan/Bahçelievler/İstanbul HERKESİN ÖMRÜ Leyleğin ömrü lak lakla geçiyor, Ördeğin ömrü vak vakla geçiyor, Dünya fırıldamış, dönüp gidiyor, Bizlerin ömrü bak bakla geçiyor… 17 Nisan 2011 Pazar 17:17 Kocasinan/Bahçelievler/İstanbul KARININ İSTEĞİ Ne evime getirsin haram para, Ne de olsun, pis, adi bir zampara, Ne başımı eğdirsin düşmanlara, Ne de açsın yüreğimde yara… 19 Kasım 2011 P.tesi 03:56 Kocasinan/Bahçelievler/İstanbul KAR GETİRDİM Ayağımı sürüdüm beyaz kar getirdim. Şu Antep Eli’ne de kazanç, kar getirdim. İstanbul’lardan buraya boş gelmedim ben, Yanımda güzel mi güzel bir yar getirdim. 21 Ocak 2012 Ct. 13:21 Şahinbey / Gaziantep YOLCULUK GÖRÜNDÜ ANTEP’E Benim şu İstanbul’um yedi tepe, İnsanın ağzı açık kalır, olur pepe, Buralarda hökmümü doldurdum artık ben, Bu sene yolculuk görnüyor Antep’e… 28 Ocak 2012 Ct. 12:52 Şahinbey / Gaziantep YUL ÇAĞLAR KUL ÇAĞLAR Kayalıklardan dökülür gelir yul çağlar , Ara yolunu yolaklarını bul çağlar, Seni kurtarmaz sıratta para pul Çağlar, Kendini bil kendini ey aciz kul Çağlar... 12 Şubat 2012 Pazar 20:12 Şirinevler /Bahçelievler /İst. SERDENGEÇTİ Serdengeçti hey!, bizim Serdengeçti, Bilir misin, bu yiğit nerden geçti ? Demir parmaklıklar, kalın duvarlar... Yerlerin altında, bir yerden geçti... 17 Şubat 2013 Pazar 10:17 Sefaköy /Küçükçekmece /İst. AKRABALARIM Akbabalarım ey , akrabalarım, Üstüme çullanan akbabalarım, Yüreğimi lime lime edenler, Benim kanım, zalım akrabalarım... 19 Şubat 2013 Salı Kocasinan/B.Evler/İst. NAZAR ÇARPTI Nazar çarptı ey dostlar, ben bahtsızı nazar. Bütün varlıklarım gidiyor, azar azar. Bu dünyada varlığımda bir, yokluğumda, Varsın Rabb’im alsın şu canımı ne yazar... 23 Mart 2012 Cuma 19:34 Gültepe /Küçükçekmece /İst. ACI BADEM Acı badem , acı badem, Dağlarda yetişir acı badem, Durma! yardım et o zaman, Şu garibe acıdın madem... 2013 Acıbadem / Üsküdar / İstanbul HACI BEKTAŞ HÜNKARIMIZ Şol Hacı Bektaş Veli ; Hünkarımız ! Fani dünyada ebedi karımız. Ruhumuza ışık veren varımız. Ol canımız, yoldaşımız, yarımız... 5 Mayıs 2013 Pazar 15:00 Ömür / Bahçelievler / İstanbul HACI BEKTAŞ HÜNKARIMIZ Şol Hacı Bektaş Veli ; Hünkarımız ! Fani dünyada ebedi karımız. Ruhumuza ışık veren varımız. Ol canımız, yoldaşımız, yarımız... 5 Mayıs 2013 Pazar 15:00 Ömür / Bahçelievler / İstanbul İNSANI GÖRMELİ Vermeli, imkan vermeli. Kadın, para, makam vermeli, İnanın türlü hallerini, İşte! ondan sonra görmeli... 28 Ekim 2013 Pt. 08:48 Yüzyıl/Bağcılar/İstanbul Sızdın Yüreğime Sızdın yüreğime damla damla. Hayat gidiyor kederle, gamla. Çokça canlandım ben, aşka geldim, Senden aldığım tatlı ilhamla… İstanbul ÖZÜM GEÇİYOR Özüm geçiyor, özüm geçiyor. Sanma kimseye sözüm geçiyor. Yollara şöyle bir baktım ki, Benim iki gözüm geçiyor ! 4 Aralık 2013 Salı 10:05 Yeşilova/Küçükçekmce/İst. BU BELBET*TE Bu belbette dostlar bu belbette, Başım ki, sıkıştı bu belbette. Bu haller ilk değil, bu son değil, Bundan da kurtulurum elbette... 14 Aralık 2013 Ct.09:21 Gültepe/Küçükçekmce/İstanbul * Belbet ; Anadolu’ da genellikle köy evlerinde, tağalarda (pencerelerde) güvenliği sağlamak amacıyla, belli yerlerde delikleri olan ve bu deliklerle birbirine geçirilerek, bir adamın sığmayacağı kadar kareli boşluklarla, tağanın dışardan girişini tamamen kapatacak şekilde ve uçları duvarlara sabitlenen bir düzenektir. KIZ GELİR Kız gelir bekle kız gelir, Dünya güzeli kız gelir, Aradığım kız gelirse, Diğerleri bana vız gelir... 14 Aralık 2013 Pzr. 14:54 Yüzyıl / Bağcılar / İstanbul KIRK KIRILMAZ Yaz gelir hey yaz gelir, Kıştan sonra yaz gelir. Dostunu satanlara, Kırk kırılmaz az gelir... 14 Aralık 2013 Pzr. 14:54 Yüzyıl / Bağcılar / İstanbul KARSAMBAÇ Canın isterse karsambaç, Durma karlı dağlara kaç, Al karları, dön köyüne , Tana tane pekmeze saç... 15 Aralık 2013 Pzr..09:21 Yeşilova/Küçükçekmce/İstanbul BABA GİBİ ABA GİBİ Gönlünce akraba gibi, Yerince, bir baba gibi, Fırtınalardan koruyan, Kalınca bir aba gibi... 16 Aralık 2013 P.Tesi.09:25 Meskenler/Küçükçekmce/İstanbul KİYA OL MEMİK OL Paşa ol, ağa ol, kiya ol, Memik ol. Güngörmüş bir Bozkurt gibi uyanık ol. Durma çalış yüksek mefkureler için, Tarihin seni yazdığına tanık ol... 19 Aralık 2013 Perş. 07:45 Yeşilova/K.Çekmece/İstanbul ARNAVUT KARA DAVUT Öyle bir adam ki Kara Davut. Sorarsanız aslını Arnavut. En inat adam benim der Davut, Avut kendini boş yere avut... 20 Aralık 2013 Cuma 17:45 Yeşilova/K.Çekmece/İstanbul TASA YASA İlme dokun hemen, elinde asa Çalış ilim için, eyleme tasa, Hayatı bırakıp boğulma yasa, Böyle ömür bana dar derler yasa... 29 Aralık 2013 Pazar 21:27 Yeşilova/K.Çekmece/İst. NARLIDERE Gözümde tüter Narlıdere, Ben söz söylemem ki boş yere, Oraya gitmiştim askere, Her tüfek dikişine gurban... 3 Ocak 2014 Cuma 18:18 Yeşilova/K,Çekmece / İstanbul CENGİZ HAYTA Kervan yolunda katırlarından, Yaylalarda ıtırlarından, Kalemindeki satırlarından , Şiirlerin akışına gurban... 25 Ocak 2014 İstanbul TENİ KIRMIZI Şu Yavuzeli’nin düzü, Köpekler ısırdı bizi, Geber git teni kırmızı, Fitneye düşürdün bizi... 17 Mart 2014 Pt.10:02 Siyavuşpaşa/Bahçelievler/İstanbul BİRİSİ KAFİ Hambali, Maliki, Şafi, Hepsine inanır Nafi. Bir de İmam-ı Hanifi, Her biri insana kafi... 23 Mart 2014 Pazar 13:27 Yeşilova/.Çekmece/İstanbul BÖRTEÇİNE Börteçine, Börteçine, Dağların kurdu Börteçine. Urumçi’de kan akıyormuş, Ne zaman gireceğiz Çin’e ? 22 Nisan 2014 Salı 13:40 İbni Sina A.L./11 C Yüzyıl/Bağcılar/İstanbul OCAKTA YANDILAR Yandılar bucakta yandılar, Yandılar kucakta yandılar, Yandılar sıcakta yandılar, Yandılar ocakta yandılar... 16 Mayıs 2014 Cuma 20:10 Çobançeşme/Yeşilova/İstanbul SADUN KÖPRÜLÜ Öksüz yurdum Türkmen Eli, Zengin Lehçesi, gözeldir dili, Altınköprü’nün biricik gülü, Bir bayraktır Sadun Köprülü... 2 Haziran 2014 21:06 K.Çekmece / İstanbul ŞİRE MEVSİMİ Ağustos Eylül üzüm mevsimi, Ekim Kasım bağ bozum mevsimi, Cevizleri şıraya batırıp, İplere sucuk düzüm mevsimi... 10 Ekim 2014 Cuma 09:27 Şehitkamil/Gaziantep BİR GÜN Bir gün; bir han, bir hakan, Buna kan gerekir, kan... Büyük ülkümüz için, Çekinmez, veririz can... 6 Kasım 2014 Cuma 09.59 Şehitkamil/Gaziantep NAFİ ÇAĞLAR BUDUNLU Bizim Nafi Çağlar Budunlu, Düşmanlara eli odunlu. Ekmeğine de tuz atmamış, Hamuru da ufralı unlu... ...Kasım 2014 İstanbul HENÜZ VAKİT VARKEN Henüz vakit varken, Daha zaman erken, Ölüme gitmeyin, Gezmeye giderken... 3 Nisan 2015 Cuma 10:10 Kemalpaşa/Bağcılar/İstanbul MEMLEKETİN HALİ Gördüğünüz bu bina Bab-ı Ali. Burada oturur boş bir vali. Ülke kimlerin eline kalmış. Ne olacak memleketin hali ? 3 Mayıs 2015 Pazar Gülhane/Fatih/İstanbul HEM EFE HEM KÖLE Sorarsan; kimi ağa, kimi kiya*. Hep bizi salarlar dağa yılkı**ya. Bize efe başkasına köleler, Elpençe divandırlar yadırkı***ya... 21 Temmuz 2015 Salı 17:15 Cennet Mah./K.Çekmece/İst. * Kiya ; Gaziantep Kilis yöresinde muhtar. ** Yılkı ; Yabani at sürüsü. *** Yadırkı ; Yabancı. BODUN MU ? Nafi Çağlar ; Bodun mu, Bodu mu ? Düşmana oturturmuş , godu mu ? Dostuna ise, bir ipek gibiymiş, Bu; gerçek mi, dedi kodu mu? 27 Eylül 2015 Pazar 10:27 Yeşilova/K.Çekmece/İstanbul AK İTLER Ak it, ak it, Her biri bir ak it. Sözlerinde durmazlar ki; Bunlarla yapılmaz akit... 30 Eylül 2015 Çarş.08:15 Yeşilova/K.Çekmece/İstanbul SEFA LİSESİ Sefa Lisesi, Sefa Lisesi, Gültepe’de Sefa Lisesi. Burda üzüntü, keder olmaz, Bura; keyf-i Sefa Lisesi... NAFİ ÇAĞLAR 27 Kasım 2015 Cuma 21:10 Zeytinburnu / İstanbul TUĞRUL TİGİN Selam sana ey yoldaş Tuğrul Tigin. Bilesin ; senin atandır Kül Tigin. Duydum ki; koçyiğit bir oğlun olmuş, Adı; Uzay imiş, unvanı; il tigin… 4 Mart 2016 C.12:16 Sefaköy Anadolu Lisesi Gültepe/K.Çekmece/İst. TÜRK BUDUN VAR OLA Türk Budunu var ola, Tüm Dünya’da bir ola, Tekrar sancağı alıp, Tek Tengri’ye yar ola... 12 Mart 2016 Ct.11:33 Şirinevler/Bahçelievler/İstanbul FİZİKÇİ AYHAN ÇİRKİN Adı ; Ayhan’dır, soyadı ; Çirkin. Sabırla,O’nu tanıyın ilkin. Hızlı konuşur, amma ve lakin, Fiziği anlatır sakin sakin.. Nafi Çağlar Tigin 19 Mart 2016 Ct.18:19 Küçükçekmece/İstanbul TÜRKÇE’MİZ HAKİM OLMALI Türkçemiz ; dünyaya olmalı hakim. Bunun için karar vermeli hakim. Bu maraza çare bulmalı hekim. Var olsunlar, çaba harcarsa her kim. 21 Mart 2016 Pt. 06:36 Yeşilova/K.Çekmece/İstanbul SELÇUK BÜTÜN Dedim ki; ey kardeşim Selçuk, Ben buradayım, hemen sen çık. Dedi "yemeğe gidiyorum" Şaşırdım ! ağzım kaldı açık... 22 Mart 2016 14:00 K.Çekmece /istanbul SÖZDE BİLGİ ÇAĞI Yirmibirinci yüzyıl bilgi çağı. Batılının kurduğu hile ağı. Çorap yine başımıza örüldü. Delil derseniz; işte Türkmen Dağı. 22 Mart 2016 16:00 K.Çekmece /istanbul Muharrem KILIÇ’ın TÖRE şiirine yorum... Ey tunç yürekli, obası Mahmatlı, Deyişleri güzel, sözleri tatlı, Bir gün sen de olacaksın rahmatlı. Bu Dünya’dan geçeceksin KILIÇ gibi, Musalla taşından sonra bir hiç gibi... / 8 Ekim 2017 Pazar _ İstanbul Türk Tengri ^ye Cevap 1 DEMİŞSİN Kİ "HEM ŞAİR HEM DE YAZAR", VATAN ELDEN GİDİYOR AZAR AZAR, ÜLKEMİZİ BİZ YÖNETEMEYORUZ, NAFİ; ŞAİR- YAZAR OLSA NE YAZAR... 23 Ekim 2017 P.Tesi 13:23 / K.Çekmece_İstanbul Türk Tengri’ye Cevap 2 Her düşman ayrı ayrı kuyum kazar, Ah! dostlarım da bana eyledi nazar, Hiç kimseye haddini bildiremedi, Nafi köpürüp kızar olsa ne yazar ? 24 Ekim 2017 Salı 10:24 / K.Çekmece KAN ATIYOR Kanatıyor, kanatıyor, Türkmen üregim kanatıyor. Can Kerkük’im yatmış yerlerde, Atardamarı kan atıyor. 17 Eylül 2017 Pazar 09:47 Yeşilova/K.Çekmece/İstanbul HAŞTİ ,HERKES ŞAŞTİ, PEŞMER KAÇTİ İŞTE! HİZ-BU HAŞTİ ŞABİ, KEKRÜK’E GİRDİLER ABİ, TÜRKİYE BOŞ BIRAKIRSA, ONLAR GİRERLER TABİ... Bunu yazan NAFİ, Bu kadarı kafi... 17.10.2017 İstanbul KAN AYNI KAN Yüzyıllar önce alp er Boğaç Han, Asırlar sonra Naim Süleyman, Her ikisi de yiğit, kahraman, Çünkü; akan kan hep aynı kan... 18 Kasım 2017 Ct. 22:00 K.Çekmece / İstanbul ŞAİR MEHMET NACAR’A CEVAP Bir dostun da İstanbul’da, Gözü yok parada,pulda. Çık gel, onu ara bul da, Biz galiba gönül eriyiz... 27 Kasım 2017 Pt.09:07 Y.Ova / K.Çekmece / İst. Mehmet Nacar Dost yurdunda sıradağlar Gibi dosttur Nafi çağlar Gözler güler gönül ağlar Dost yüzünü özledikçe. 27 Kasım 2017 Pt.10:40 Şahinbey/Gaziantep Nafi Çağlar Naçardır, bu Nafi naçar, Senin için gönlünü açar. Ne bekler durursun öyle, Kollarını aç Mehmet Nacar . 28 Kasım 2017 Pt. 22:52 İstanbul Mehmet Nacar Irmak gibi Çağlar Nafi, Anmasıdır bize kâfi. Dostluklar da aşka benzer, Tek Hece der Cemal Safi. Nafi Çağlar Dosttur, dostu müdafi, Senin dostundur Nafi, Ustamsın sen benim, Bunca atışma kafi... 28 Kasım 2017 Pt.23:12 İstanbul ABDULKADİR TOPRAK’A CEVAP Sorarsan, burasi Bayramiç. Bu zulümler yapılır mı hiç, Dağda belde orman mı kalmış, Üzerinden bir bardak su iç. 27 Kasım 2017 23:23 / İstanbul ATIL BOZKURT’UM Atıl Bozkurt’um hedef Kızıl Elmaya, Varıp Zeytin Dalı’ndan elma almaya, Yola çıktıysak Afrin’den Telafer’e, Kararımız vardır Turan’da kalmaya... NAFİ ÇAĞLAR 1 Nisan 2018 Pazar 15:18 İkitelli/K.Çekmece/İstanbul YOLCU NAFİ Bu Han’a bir garip geldi, geçmek üzere. Günah yükünü doldurmuş, göçmek üzere, Azrail gelmiş yanına, yoklar dururmuş, Acı ecel şerbetini içmek üzere... 10 Nisan 2018 Salı 18:28 Yelişova/K.Çekmece/İstanbul ÖLÇÜ Ölçülü olmalı bir insan. Ölçüsüne dikkat etmeli. Ölçünün kymetini bilmeli. Ölçü ile yaşamalı bir insan... 16 Nisan 2018 Salı Halkalı / Küçükçekmece Fizikçe Şiirler ; DOĞABİLİM DÖRTLÜKLERİ ASTİGMAT Kusurlu saydam tabaka, Yoruldum baka, baka, Yokki silindirik mercek, Hekim gözlerime taka... Fizikçi N.Ç. ( Nafi Çağlar) KÖR GÜÇ Develerde hörgüç, Devrelerde kör güç, Erkimiz yiterken, Elde kalmaz bir güç... Fizikçi N.Ç. ( Nafi Çağlar) HAREKET Nerde hareket, Orda bereket, Derse başladım bile, Sınıf artık farket... Fizikçi N.Ç. ( Nafi Çağlar) I Ş I K Bu günkü konumuz IŞIK olsun, Dersimiz yine şık olsun, Hep böyle geçsin zamanımız, Herkes buna alışık olsuN.Ç. Fizikçi N.Ç./ Nafi Çağlar 29 Aralık 2012 Ct. 18:26 Küçükçekmece / İst. DOĞRUSAL HAREKET Hareketimizin adı ; doğrusal, Hep bir çizgi üzerinde kal, Yolda kaldım ey kanki, Geçerken n’olur beni de al.... İVMELİ HAREKET Hareketimiz ivmeli mi ivmeli, Dinleyen öğrenciyi övmeli, Yazıp, çizmeyenler varsa, Onları da tutup dövmeli... HIZLANAN HAREKET Hareket düzgün hızlanan Hızlandıkça hazlanan, Hiç beklemeden giden, Ne üşenen , ne nazlanan... Fizikçi N.Ç. ( Nafi Çağlar) SÜRTÜNME KUVVETİ Eğer sürtünme varsa yer yer, Yüzey, erkin bir kısmını yer. FİZİKÇİ N,Ç. Sefaköy A.L. 9/A DALGALAR Konumuz dalgalar, Açık olsun tüm algılar, Anlatan Nafi Çağlar, Çok isteyen algılar... 30 Nisan 2016 Fizikçi N.Ç. ( Nafi Çağlar) YAYLAR Anlatılacak yaylar, Fazla gerilmesin yaylar, Ders keyifli geçecek, Gelsin kahveler, gitsin çaylar... 30 Nisan 2016 K.Çekmece Fizikçi N.Ç. ( Nafi Çağlar) Fizikçi N.Ç. ( Nafi Çağlar) Fizikçe Şiirler ; DOĞABİLİM HOYRATLARI YAYLAR Yaylar yaylar, Kıvrım kıvrım uzun yaylar, Dersi N.Ç anlatacak, Fazla gerilmesin yaylar, Fizikçi N.Ç. ( Nafi Çağlar) 30 Nisan 2016 - K.Çekmece YER DEĞİŞTİRME Yer değiştirme, yer değiştirme, Konuma derler ; yer değiştirme, Otur ders dinle haylaz öğrenci, Sakın bir daha yer değiştirme... Fizikçi N.Ç. ( Nafi Çağlar) 30 Nisan 2016 - K.Çekmece ALGILAR Algılar, algılar, Açık olsun algılar, Konumuzdur; dalgalar, İsteyenler algılar... Fizikçi N.Ç. ( Nafi Çağlar) 30 Nisan 2016-K.Çekmece 2010 sonrası olup Ancak Bozkurt Yürüyüşü adlı şiir kitabında çıkan şiirler MENİM ÖZ DİLİM Türkçe’m, can damarım, menin öz dilim... Turan İlleri’nde işlenmiş kilim... NAFİ ÇAĞLAR TÜRK’ÜN DİLLERİ Talan oldu Turan İlleri.. Yalan oldu Türk’ün Dilleri... NAFİ ÇAĞLAR NİÇUN Niçün bu bayrama derler “navruz” ki? “Ulu Gün” dense, daha hoş ve uz ki… “Yeni Gün”, “Kutsal Gün” denmezse eğer, Şu üregim olur, sanki bir buz ki… NAFİ ÇAĞLAR 31 Mart 2010 Çarş. 11:31 Kocasinan/Bahçelievler/İst. APARIN HEY Türkçe’miz elden gidiyor apar*ın hey! Hain dillerin elinden koparın hey! Uyanın, uyandırın, şu sözlerimiz, Kalmasın ellerine bir çoparın hey! .. NAFİ ÇAĞLAR 28 Nisan 2010 Çarş 00:47 K.Sinan/B.Evler/İstanbul Aparmak; Alıp kurtarmak, kaçırmak KIZIL ELMA’YA... Kızıl Elma’ya hey Kızıl Elmaya... Varıp ta Türk’ün Dili’ni almaya... NAFİ ÇAĞLAR 28 Nisan 2010 Çarş 00:47 K.Sinan/B.Evler/İstanbul KARAMANOĞLU MEHMET BEY BUYRUĞU Türkçe konuşmazsa, meğer ki, kim nerde, Ben Mehmet Bey! Güman bırakmam serde. “Bundan gerü divan dergahda, her yerde, Hükmü fermanımız iyice biline…” Bu fermanım; Konya, Karaman İli’ne, Her bir teba’m, sahip olacak diline. Genişlesün, diğer beylerin eline, “Hükmü fermanımız iyice biline…” Buyruğum! Beyliğin her kızan, erine, Türkçe konuşula, başka dil yerine, Ulaşa dediğüm, boyun her birine, “Hükmü fermanımız iyice biline…” “Bundan gerü divan dergahda, her yerde, Hükmü fermanımız iyice biline…” NAFİ ÇAĞLAR 19 Nisan 2011 Salı 01:19 Kocasinan/Bahçelievler/İst. HOYRATLAR ÇAĞLAR Çağlar! Çağlar! Nafiz Çağlar. Akmakta çaylar, dereler çağlar… Kanlarımız kabarırsa bir gün, Tekrar kapanır, açılır çağlar… 25 Nisan 2010 Pazar 20:45 K.Sinan/Bahçelievler/İstanbul HALK OYUNU Halk oyunu, halk oyunu… İste ki versin, halk oyunu… Eğer kıymetini bilmezsen, Sana gösterir halk oyunu… 26 Nisan 2010 P.Tesi 18: 08 Hürriyet /Bağcılar /İstanbul ÖZ MENDE Öz mende, öz mende. Dereye akar öz mende. Yıllardır böyle yaşarım, Yanmış, kavrulmuş öz mende… 26 Nisan 2010 P.Tesi 23:30 K.Sinan/Bahçelievler/İstanbul YER FISTIĞI Yer fıstığı, yer fıstığı. Gören ister, yer fıstığı. Harman zamanı gelince, Herkes alır, yer fıstığı… 29 Mayıs 2010 C.Tesi 18:08 Kocasinan/Bahçelievler/İst. ÖLÜNMELİ HOYRATA Hoyrata, hoyrata. Ölünmeli hoyrata. Hoyrattan hiç anlamaz, Hele bak şu hoyrata… 6 Haziran 2010 Pazar 20:27 Merkez/ Afyonkarahisar ÖLÜRÜM HOYRATA Hoyrata, hoyrata. Ölürüm ben hoyrata. Hoyrat nedir bilmeyen, Adam denilmez hoyrata… 6 Haziran 2010 Pazar 20:40 Merkez/ Afyonkarahisar AL VER Al ver, al ver. Al moru, al ver. Yüregim ortada, Ne istiyorsan al ver… 6 Haziran 2010 Pazar 21:00 Merkez/ Afyonkarahisar Yapı ; Artan heceli... SAL VER Sal ver, sal ver. Bırak yakamı sal ver. Denizde koma beni, Hiç olmazsa bir sal ver… 6 Haziran 2010 Pazar 21:11 Merkez/ Afyonkarahisar KİM KANA Kim kana, kim kana, İç suyun kana kana. Soğuk olan bir yana, Kurban ol sıcak kana... 6 Haziran 2010 Pz.20:40 Pamukova / Sakarya KİM YANA Kim yana, kim yana? Kim kavrula, kim yana? Ateş vurmasın sana, Dizilelim yan yana... 6 Haziran 2010 Pz.20:50 Pamukova / Sakarya KİM CANA Kim cana, kim cana. Can verir ki, kim cana? Gelin yaklaşın bana, Sarılalım can cana... 7 Haziran 2010 Pt. 02:42 Pamukova / Sakarya KIŞI YAZA Kışı yaza, kışı yaza. Çıkarmasın kışı yaza. Bu kış yine zor geçecek, Kalem, divit kışı yaza… 7 Haziran 2010 Pt. 02:50 Pamukova / Sakarya BAŞI YANA Başı yana, başı yana! Zalimlerin başı yana. Ettiklerin yoksa korkma! Düşürme sen başı yana... 7 Haziran 2010 Pt. 02:52 Pamukova / Sakarya KİMYANA Kimyana, kimyana. Özen göster kimyana. Eyidir, fiziğin bir yana. Hayranım senin kimyana… 13 Ekim 2010 Çarş. 12:27 K.Sinan/Bahçelievler/İst. DÜN YANA Dün yana,dün yana, Bu gün kala, dün yana. Kiminin fikri bozuk, Koma onu dünyana… 14 Ekim 2010 Perş. 06:35 K.Sinan/Bahçelievler/İst. AL YAZMAYI Al yazmayı, al yazmayı... Al başına dola, al yazmayı. Yazacaksan! bahtımı kara yaz... Bırak! ak yazmayı, al yazmayı... 7 Kasım 2010 Pazar 11:00 K.Sinan / B.Evler / İstanbul TAŞI YANA Taşı yana, taşı yana. Volkanların taşı yana. Yoluna engel olursa, Al da koy taşı yana… 14 Aralık 2010 Salı 09:03 K.Sinan/Bahçelievler/İst. TAŞIYANA Taşı yana, taşı yana. Tut şu taşı, taşı yana. Hayat yükü ne zordur… Helal olsun taşıyana… 14 Aralık 2010 Salı 09:41 K.Sinan/Bahçelievler/İst. ACI YANA Acı yana, acı yana. Tatlı öne, acı yana. Yazıklar olsun demeli, Zalimlere acıyana… 14 Aralık 2010 Salı 10:12 K.Sinan/Bahçelievler/İst. KAŞI YANA Kaşı yana, kaşı yana. Düştü semerin kaşı yana. Yazık! Yoldaşına kıyıp ta, Dost yarasını kaşıyana… 15 Aralık 2010 Çarş. 18:27 Kocasinan/Bahçelievler/İst. MEN OLDUM Men oldum, men oldum. Şu meni yakan men oldum. Kötülugtan gaçarken, Eyılıgtan men oldum… 19 Aralık 2010 Pazar 17:27 Sülüntepe/Pendik/İstanbul BİZ İDUG Biz idug, biz idug. Biz, çuvaldız idug, biz idug. Ortaya çıkar girdığunda, Elinde biz olan biz idug… 19 Aralık 2010 Pazar 17:27 Maltepe/Göztepe/İstanbul ÇEKEN GÜZEL Şu boz deveyi çeken güzel. Beni kendine çeken güzel. Ben etrafında dolandıkça, Bakıp,içini çeken güzel… 5 Nisan 2011 Salı 00:35 Kocasinan/Bahçelievler/İst. BACAKLARIN ÇATMA Kız çatma, çatma, Şu bacakların çatma. Yayamazsın ayranı, Bacaklarını çatma… 5 Nisan 2011 Salı 00:51 Kocasinan/Bahçalievler/İst. İMAN’A İmana, imana, Muhtacım ben imana. İmansız yaşayamam, Selam olsun İman’a… 5 Nisan 2011 Salı 18:27 Kocasinan/Bahçalievler/İst. HECEM DEDİN Hecem dedin, hecem dedin… Adın dilimde hecem dedin. Dedim ki, beni sever misin? Elbet severim, he Cem dedin… 11 Nisan 2011 P.Tesi 01:01 Kocasinan/Bahçelievler/İst. AY BASTI’LI Ay bastı, Ay bastı , Yıldızlı geceyi Ay bastı. Dedim “ ay kız memleket nere? “ Dedi ki “ n’edecen, Ay Bastı” 23 Mayıs 2011 P.Tesi K.Sinan/ Bağcılar/ İst. AL BENİ Al beni, al beni, Fıstıkların al beni, Bil ki, sensiz olamam, Yetiş te gel al beni… 19 Kasım 2011 Ct. 09:03 Kocasinan/Bahçelievler/İST. YAZA YAZDIM Yaza yazdım, yaza yazdım, Hayalleri yaza yazdım, Geçti ömrün kış, baharı, Umutları yaza yazdım…. 19 Kasım 2011 Ct. 09:07 Kocasinan/Bahçelievler/İST. ARIM BENİM Arım benim, arım benim, Peteklerde balım, arım benim, Arı olmayan seni ne bilir, Hem namusum, hem de arım benim… 24 Aralık 2011 Ct. 23:43 Kocasinan/Bahçelievler/İst. KARI GETİRDİM Ayaklarımı sürüyüp karı getirmişem, Şu Antep Eli’ne kazanç, karı getirmişem, İstanbul’lardan buraya boş gelmemişem men, Yanımda bir ak gerdanlı karı getirmişem… 22 Ocak 2012 Pazar 10:00 Şahinbey / Gaziantep MURAT OLDU Ah! Murat oldu, Murat oldu, Buraların ağası, beyi Murat oldu, Asırlardır sessiz, sakin akar giderdi, Zalim Fırat, gene bu sene Murat oldu... 12 Şubat 2013 Salı 12:12 Şahinbey / GAZİANTEP YALANDI Yalan dı, yalan dı, Geldi karşıma, bakıp yalandı, Önümde de yattı yuvarlandı, Derdi kemikti, hepsi yalandı... 21 Şubat 2013 Perş.08:34 Yeşilova/ K.Çekmece/ İstanbul YAL VAR Yal var, yal var, Yemez misin bol yal var, Rızkını kemikte sanma, Git de Allah’a yalvar... 18 Mart 2013 Pt. 05:05 Yeşilova/K.Çekmece/İst. KAVRADILAR Kavradılar hey! kavradılar, Hayatı benden kavradılar. Meydana çıkınca dişleri, Gelip, ilk beni kavradılar... 9 Mayıs 2013 Perş. 17:27 Hürriyet/Bağcılar/İstanbul ADAYIM Adayım, adayım , Sen idin benim adayım. Şu yüzüme bakmazsınız, Size ne yaptım a dayım? 11 Ekim 2013 Cuma 15:15 Oruçgazi/Esenler/İstanbul A DAYIM A dayım, a dayım , Severdim seni a dayım, Kıymetini bilemedin, Sen idin benim adayım. 11 Ekim 2013 Cuma 15:27 Oruçgazi/Esenler/İstanbul KULA Kula , Kula, Manisa’da bir kazadır Kula, Kula denilen uğursuz yerde, Allah muhtaç eylemesin kula... 1 Kasım 2013 Cuma 13:01 Yüzyıl/Bağcılar/İstanbul YARADAN Yaradan, yaradan, İrin akar yaradan, Şu yareme çare yok, Çare versin yaradan... 2 Kasım 2013 Cumartesi Yeşilova/K.Çekmece/İstanbul SÜRMENE Sürmene, sürmene Seslerim çıkmaz sürmene, Mavla’mın da bildiği var, Sen karaları sür mene... 26 Kasım 2013 Pt. 11:46 Yüzyıl / Bağcılar / İstanbul SÜRMENE Sürmene, sürmene Gel şu kokuları sür mene, Bu güzel yeri sorarsanız, Trabzon’da ilçedir Sürmene. 26 Kasım 2013 Pt. 11:46 Yüzyıl / Bağcılar / İstanbul BÜYÜ Büyü yavrum büyü, Durma, emerek büyü, Hak nazardan saklasın, Sana değmesin büyü... 5 Ocak 2014 Pazar 18:18 Yeşilova/K.Çekmece/İst. TUNÇ OLUR Tunç olur, tunç olur. Bakır olur, tunç olur. Ben kafiye yaparsam, Cinas olur, tunç olur... 8 Ocak 2014 Çarş.18:20 Beşyol/K.Çekmece/İstanbul KAYIŞ VAR Kayış var, bir kayış var. Belinde bir kayış var. Sendeki bu ne haldir. Hayatında kayış var... 28 Şubat.2014 C.07:33/12 A Yüzyıl/Bağcılar/İstanbul AŞINA Aşına, ay Aşına, Göv gözlü, gökçe kız Aşına, Töremizce sofra kurarsın, Hayran! Ekmeğine aşına... 22 Nisan 2014 Salı 13:27 İbni Sina A.L./11 C Yüzyıl/Bağcılar/İstanbul BÖRTEÇİNE Börteçine, Börteçine, Dağların kurdu Börteçine. Urumçi’de kan akıyormuş, Ne zaman gireceğiz Çin’e ? 22 Nisan 2014 Salı 13:40 İbni Sina A.L./11 C Yüzyıl/Bağcılar/İstanbul ÇAĞLAR’MISIN ? Çağlar’mısın sen Nafi Çağlar’mısın ? Bir garip, bir zavallı Çağlar’mısın ? Durgun su gibiyken, birden coşarsın, Sen bir çağlayan mısın, çağlar mısın ? 22 Nisan 2014 Salı 13:55 İbni Sina A.L./11 C Yüzyıl/Bağcılar/İstanbul HAYIR ZAMANI Hayır zamanı, hayır zamanı, Yemiş olmuş, hayır zamanı, Her tarafımızda bağ bostan, Hayra gir, şu hayır zamanı... 20 Ağustos 2014 Çarş.16:35 Karayusuflu/Şehitkamil/Gaziantep SİNİ Sini, sini, Baklava dolu sini, Getirin bana hele, Ben ki, yerim hepsini... 22 Ağustos 2014 Cuma 10:10 Şehitkamil /Gaziantep KAN SIZA Kansıza, kansıza, Acımayın hiç kansıza. Kansıza kan ne gerek, Ilık ılık kan sıza... 11 Eylül2014 Prş.22:52 Yeşilova/K.Çekmece/İst. SÖĞÜT’E Söğüt’e , Söğüt’e, Geliyor musun Söğüt’e ? Ertuğrul Gazi Türbesi’nde, Sırtına daya söğüte... 12 Eylül 2014 Cuma 09:09 Papaz/Bağcılar/İstanbul NAR OLDU Nar oldu, nar oldu, Kıpkırmızı nar oldu. Nar dağıldı her yana, Yürek yandı nar oldu... 4 Mart 2015 Çarş.18:35 Fatih/Bağcılar/İstanbul ATMA Atma, atma, Suda atma, yaylarda atma, Sulu olma, yaylanma gafil, Yavaş ol, bu kadar da atma... 5 Mart 2015 Perş.07:50 Yeşilova/K.Çekmece/İst. YARDAN Yardan, yardan, bu yardan... Kurtulmalıyım ben bu yardan... Ya canımı yardan kurtarsın, Ya da canımı alsın yaradan... 20 Mart 2015 Cuma 13:15 Yüzyıl/Bağcılar/İstanbul MISIR’A Mısır’a Mısır’a, Haydin gidek Mısır’a. Mısır öyle yinmez ki, Al da tuz at mısıra. 2 Ağustos 2015 Pazar 06:50 Mahmutbey/Bağcılar/İstanbul BAĞIRSAK Bağırsak, bağırsak, Şu dağlarda bağırsak. Dertlerim de depreşti, Düğümlendi bağırsak. 9 Ağustos 2015 Pazar 09:39 Barbaros/Bağcılar/İstanbul KURT ULUR Kurt ulur, kurt ulur, Dağlarda kurt ulur. Kurt başa geçerse, Bu budun kurtulur. 10 Ağustos 2015 Pt.18:28 Yeşilova/K.Çekmece/İstanbul OY OY Oy oy! N’olur bana oy verin oy. Yine seçim yaklaşınca, Sancım tuttu, oy anam oy!.. 28 Ekim 2015 Çarş.06:36 Yeşilova/K:Çekmece/İstanbul SANDIĞIM Sandığım, sandığım, Budur benim sandığım. Meğer düşman olmuşlar, Bunlar benim sandığım. 2 Kasım 2015 P.Tesi 18:22 Yeşilova/K.Çekmece/İstanbul YARASIZLAR Yarasızlar, yarasızlar, Tuzları kuru, yarasızlar. Her vakit, serden geçen bizug, Bedenimizde yara sızlar.. 16 Kasım 2015 16:56 Gültepe/K.Çekmece/İst. HARADA Harada harada, Aygır atlar harada. Men özümü kaybettim, Bilmiyrem ki; harada ... 21 Kasım 2015 Ct.08:10 Sapanca / Sakarya BOY BOY Boy, Boy, Adamlar dizilmiş boy boy. Duyulur ki; kengeş varmış, İnsanlar gelmişler, boy boy... 27 Kasım 2015 Cuma 15:15 Ünalan/Üsküdar/İstanbul KARGIŞ GÖRDÜM Kargış gördüm, kargış gördüm, Bu hayatta çok kargış gördüm. Bahar kıymeti bilemedim, Nice şiddetli kar kış gördüm... 19 Şubat 2016 Cuma 12:12 Yeşilova/K.Çekmece/İstanbul ALKIŞ GÖRDÜM Alkış gördüm, alkış gördüm, Gün oldu, çok alkış gördüm. Kanlarım kara döküldü, Kara değil, al kış gördüm... 19 Şubat 2016 Cuma 18:36 Üçevler/Bhçelievler/İstanbul AL KIŞLAR Alkışlar, alkışlar, Bana yapıldı alkışlar, Rüyamda bir şaman gördüm, Gelir gider al kışlar... 19 Şubat 2016 Cuma 22:55 Beşyol/K.Çekmece/İstanbul HASTA NAFİ Mazhar olsa, mazhar olsa, Bakırköy de sana mazhar olsa. Sıradan biri seni kurtarmaz, Sana ruh hekimi Mazhar olsa... 13 Mayıs 2016 C.08:13 Özşah/Bahçelievler/İstanbul HAYAL ET Hayal et, hayal et. Büyük işleri hayal et. N’ettiğini bilmezsen, Düşler olur hayalet. 16 Kasım 2016 Çarş. Gültepe/K.Çekmece/İstanbul SUSARIM Susarım, susarım, Haine, soysuza susarım, Artık canıma yettiğinde, Onların kanına susarım... 12 Eylül 2017 Salı 09:12 Yeşilova/K,Çekmece/İstanbul KAN ATIYOR Kanatıyor, kanatıyor, Türkmen üregim kanatıyor. Can Kerkük’im yatmış yerlerde, Atardamarı kan atıyor. 17 Eylül 2017 Pazar 09:47 Yeşilova/K.Çekmece/İstanbul PİS ÇAKALIN Hoşça kalın hey! hoşça kalın. Bol muhabbetle, dostça kalın. Sizi sırtınızdan vurmuşsa, Sürtün yüzünü pis çakalın... Nafi ÇAĞLAR 23 Mart 2018 C.17:07 Meskenler/K.Çekmece/İst. KORKUNÇ OLUR Elma olur, portakal,turunç olur. Demir olur, çelik olur, tunç olur. Bakmayın böyle sakin durduğuma, Ben uyak yapar isem korkunç olur... Nafi ÇAĞLAR 23 Mart 2018 C.17:34 Yeşilova/K.Çekmece/İst. NAFİ ÇAĞLAR Kısa Özgeçmişi Soyu : Nisan 1965’te Gaziantep’in Karayusuflu köyünde doğdu. Oğuz Türkleri’nden Mihmadlı (Mahmatlı) oymak beyi Kara Yusuf’un soyundan gelen Hacı Ömerler Obası’ndandır.Büyük Hacı Ağa Ailesi’nden,obanın son beyi Kiya Memik Ağa’nın son oğludur.Dedesi Yemen şehidi Hasan Ağa’dır. Eğitim Durumu : Eylül 1972’de ; Gaziantep Merkez ilçeye bağlı Karayusuflu köyünde başladığı ilkokul eğitiminin ilk dört yılını köyünde ve 5.sınıfı ise ;Haziran 1977’de ; Gaziantep Merkez ilçedeki ( Şehitkamil )Şahinbey İlkokulu’nda okuyarak tamamladı.Haziran 1980’de ; İsmet Paşa Lisesi’nde orta okul bölümünü,Haziran 1983’te ; Mehmet Rüştü Uzel Endüstri Meslek Lisesi lektrik Bölümünü ve Haziran 1984’te ; M.R.Uzel Teknik Lisesi’nin "Elektrik Teknisyenliği " Bölümünü bitirdi. 24 Ocak 1989’da ; Dicle Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi " Fizik Bölümü "nden mezun oldu.16 Kasım 2009’da ; Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi“ Türk Dili ve Edebiyatı ” bölümüne kayıt yaptırdı. Mesleki Hayatı :Devlet Kurumlarında ; 1 Nisan 1990 - 31 Temmuz 1990’da ; İzmir Narlıdere İstihkam Taburu Yedek Subay Okulu’nda eğitimini tamamladı. 1 Ağustos 1990 - 6 Şubat 1991’de; Diyarbakır Lisesi (Hüseyin Uluğ Lisesi ) ve 6 Şubat 1991’de; 31 Temmuz 1991’de ; Birlik Lisesi’nde " Yedek Subay Fizik Öğretmeni " olarak askerliğini yaptı. 21 Kasım 1991 - 8 Temmuz 1996 ; Zonguldak-Çaycuma Saltukova Lisesi’ne " Fizik Öğretmeni " olarak ilk ataması yapıldı. 28 Haziran 1994’te Adıyaman’a - isteğe bağlı il dışı - tayini çıktı ve 12 Ekim 1994’te tayini durdurdu. 13 Eylül 1995 - 15 Nisan 1996’da ; Saltukova Lisesi’nde " Müdür Yardımcılığı " yaptı. 10 Temmuz 1996 - 9 Eylül 1997 ; Gaziantep Şahinbey Eğitim Hizmetleri/Eğitim Araçları Donatım Merkezi (A.S.O.) Müdürülüğüne " Fen Bilimleri Öğretmeni "olarak isteğe bağlı il dışı tayin oldu. 9 Eylül 1997 - 20 Şubat 2000 ; Gaziantep Şehitkamil Fitnat Nuri ekerekoğlu Anadolu Lisesi’nde valilik görevlendirmesiyle çalıştı. 20 Şubat 2000’de ; Devletteki memuriyetinden istifa etti. 5 Aralık 2003 - 8 Eylül 2004 ; İstanbul Küçükçekmece Zehra Mustafa Dalgıç Ticaret Meslek Lisesi’ne açıktan ataması yapıldı. 8 Eylül 2004 - 1 Kasım 2006 ; Açıkta kaldı ve dershanecilik yaptı. 1 Kasım 2006 - 27 Haziran 2007 ; İstanbul Bağcılar Mahmutbey Lisesi’ne açıktan atandı. 27 Haziran 2007 - 7 Eylül 2009 ; İstanbul Küçükçekmece Zehra Mustafa Dalgıç Ticeret Meslek Lisesi’ne Yargı Kararı ile atandı/tayin oldu. 7 Eylül 2009 - 18 Temmuz 2013 ; İstanbul Bağcılar Gazi Lisesi’ne - isteğe bağlı il içi - tayinini aldırdı. 18 Temmuz 2013 - 2 Eylül 2015 ; İstanbul Bağcılar İbni Sina Anadolu Lisesi’ne - isteğe bağlı il içi - tayin oldu. 2 Eylül 2015 - ..................; Sefaköy Anadolu Lisesi (Küçükçekmece - İstanbul)’ne - isteğe bağlı özür durumundan il içi - tayin oldu. Özel Eğitim Kurumlarında ; Gaziantep ve İstanbul’da bir çok özel eğitim kurumunda çalıştı. Mesleki - Hizmetiçi - Eğitimi ;Milli Eğitimde veya Yükseköğretimde 30’dan fazla mesleki geliştirme hizmet içi eğitime katıldı. İzcilik :27 Haziran – 3 Temmuz 2011’de ; M.E.Bakanlığı’nın, Bahçelievler yaptığı " 1. Aşama İzcilik Temel eğitimini tamamladı. 30 Eylül 2013’te ; Bağclar İzcilik Derneği’ne üye oldu. 5 Ekim 2013’te ; Ümraniye’deki 2.eğitimini tamamladı ve Türkiye İzcilik Birliği (Fed.)’ne üye oldu. “ İzcilik Yörüklüktür İzcilik Türüklük’tür “adlı makalesi Nesli Sina Dergisinin 2015 yılı sayısında yayımlandı. Basım-Yayın Etkinlikleri : Diyarbakır’da,Gaziantep’te ve İstanbul’da bir çok yerel ve ulusal basım yayım da şiirleri ve yazıları çıktı. Dernek-Vakıf-Sendika Etkinlikleri :Gaziantep ve Türkiye’de onlarca dernek ve birliğin (fed.) kuruluşuna katıldı. Halen G.Antep Mihmadlı Yörük Türkmenleri derneği ve Türkiye Kızık Boyu Birleşik dernekleri (fed.) genel başkanlıkları ile G.Antep Pekmezci Köyleri ve Zonguldak Çaycuma Saltukova Lisesi ve Ortaokulu Mezunları Derneklerinin başkan vekillikleri görevlerini yürütmektedir. Kurultay Çalışmaları ;Türkiye geneli Mahmatlı Oymakları, Kızık Boyu ve Milli Kültür Dernekleri kurultaylarına ev sahipliği yapmaktadır. Türk-Eğitim Sendikası’nda ; Zonguldak Çaycuma ile Gaziantep’te yöneticilk ve İstanbul Bağcılar ve Küçükçekmece’de bir çok okulda iş yeri temsilciliği yaptı. Siyasi-Fikir Etkinlikleri :Diyarbakır’da ; 1987-1988’de ;Dicle Üniversitesi’nde ” Öğrenci Temsilcisi ” seçildi. Zonguldak Çaycuma’da ; 1995-1996’da ;Saltukova Ülkü Ocağı Kurucu 2.Başkanlığı ” na getirildi.Gaziantep’te ; 1996-1997’de ; " Şehitkamil İlçesi Ülkü Ocakları Başkanlığı”,1998’de ; " Gaziantep Ülkü Ocakları İl Eğitim Masası Sorumluluğu”,2002-2003’de bir partinin il yöneticiliği ve il başkanlığını yaptı. Yayımlanan Eserleri : Gaziantep’te; 12 Kasım 2001’de “ Kır Çiçek’im ” Şiirler 1 ve Kızıklar dergisi, Ankara’da; 4 Temmuz 2005’te “ Kızık Boyu Cilt 1 Karataş Kızıkları ”, İstanbul’da ; 19 Mayıs 2009’da “ Bozkurt Duruşu ” Şiirler 2, 26 Ağustos 2012’de "Bozkurt Yürüyüşü" Şiirler 3 , 25 Aralık 2012’de “Gazi” Antep Destanı Şiirler 4, 25 Ocak 2017’de “ Kızık Boyu Cilt 2 Türkiye Kızıkları “ Devam Eden Kitap Çalışmaları :Kızık Boyu 3 Dünya Kızıkları, Karadağlı Deli Memed (Roman), Türkçe’mi Kimler Apardı (Makaleler), Bozkurt Atılışı Şiirler 5, Teğet Sevdalar (Şiirler 6 ), Baturca Denemeler, Benim Hayatım Hikaye, Antep Fıstığı ... Bestelenen Şiirleri ; Bize Antepli Derler ",Türkmen Destanı - Türkmen’em Men ", Şerife’nin Türküsü ", Boyno Memik Ağa " şiirleri,Ozan Yetkin KARAKAYA tarafından bestelenmiştir. Bestelenecek Şiirleri ; Şehit Hasan Ağa’m, Küçük Hacı Ağa’m, Gör Be Memik Kiya, Yalnız Kurt ve Çakal Sürüsü, Batur Oğlu Hasan, Hor Olma Oğul. Ibrahim Nacak Ibrahim NacakIbrahim, Sinop Dikmen Yaylabeyi Köyü için üyelik, moderatörler, ayarlar ve gönderileri yönetiyor. Böyle kitaplar sayesinde gerçek tarihler okuyoruz , keşke zamanında bu kitaplarla okullarda tarih dersi okusaydık 3 Yönet BeğenDaha fazla ifade göster · Yanıtla · 1g Mehmet Yavuz Mehmet Yavuz Ailede Birlik Aileyi Güçlü Kılar, Sülalede Birlik Sülaleyi Güçlü Kılar, Köyde Birlik Köyü,...Daha Fazlasını Gör 3 Yönet BeğenDaha fazla ifade göster · Yanıtla · 1g |