"Lâmekan Bir Hüznün Anatomisi" isimli şiir 30.10.2022 23:23:05 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Sanki bir masaldı Sinsiliğinde mahremin, üşüyen susuşları yalandı Bir nefeslik can yoluna kıyımların, hatırların insafına kalan, Sen kaybı vakitler talandı
II
Usaresi muhacir dalların ilmeğinden Varaka çözülür gibi, sendelediğim bir hayatın (yok) bahanesi…
Yenilgilerin prangasıydı, İvedi ömrümün (son) sahnesine çekilen perdeler (D)üşüyorum, kamaşan rüyalarıma dağını gönder kerem yüzüyle Yamaçlarından ayıkladığım, Ölüme kardeş, sığıntı bir acıydı, Ve öfkesinde kızaran örsün, kayalara sunduğu şirin bir ah esrarıydı Yakarışlar değildi boşluğa akan, Yeknesak melâlin nidasıydı
III
Ey şehrimi harap eden! Yedi renginde durağandır baharlarım Aşkı kelebek kanadına (g)iz eyleyen hükümdar bakışlım, Gönlümü bin parçaya bölen! Konuksever avurtlarımda ayin yapan şelalelere, Hüznü çağlatan ebruli nakışlım! İkramı iki gözden Kurşun gibi düşer sağanaklarım Dirilişlerin surlarına elif-elif diz beni Ey sicilime günahlar işleten! Ağlaşan hayallerimle hücremde dara çekildim Azab-ı müebbetimden çiz beni
İsyanım firara yeltenmeden, Ölüm tahtıma darbesini indirmeden gel!
IV
Gezgin bir sancıydı Yetim bir gecenin sonsuzluğuna akan Bir yanı uçurum, bir yanı fırtınaydı En talihsiz direnişler yapışır yakama Makam-ı hicazkâr Sukuta yeltenen türkülerin bestesiydim kışların söylediği Durduramam, Pankartsız eyleme çıkar sular
Çürüyen efkârımı sellere kaptırmadan gel! En talihsiz ağıtlar yakışır yarama
V
Kervanların unuttuğu Cinnet geçiren şaşkın bir bedevi gibi Öksüz bir vaha idim sahraların söylediği (Y)üz’e katlanmış âlemimde sermayem bir tek çile gâhımdır Bir dirhem kuytuluk Ve bir de kambur gölgelerin yoksulluğu Kumdan heyulalar kuşatır kentimi Ardında süründüğüm rüzgâr, yangınıma serinlik bakışındır Dokunsan ruhuma yeter Elem ihraç eden ülkemi şaha kaldırır duruşun Hıçkırıklarıma bir pâre gülücük sun Sen ki mağrurlusun/ soylusun
VI
Kozasında sus-pus ömrün Özgürlüğünü bana geri sun, İşte bu, Fakir bir göçebeye bahşedilmiş en cömert zekâtındır Unutma ki borçlusun Ödemeden kapattırma defterini, Günahtır!
rb
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.