İlk Yazdığım Şiir Şöyle Başlıyordu
İlk yazdığım şiir şöyle başlıyordu
’’Yüreğimdi sanki güvercindi salıverdim onu bir sevgiliye takıldı kanadı kolu adı neydi sormadı derdi neydi üzerinde durmadı seviyordu sadece bunlara aldırmadı’’ Kimse beğensin diye yazmamıştım o dizeleri ama bu kızlar işte insanı böyle zorla şair yaparlar... Bahçelievler’in ağaçlarla parklarla güvercinlerle dolu sokaklarında delikanlıcılık oynuyorduk bir başımıza... Sigaraya yeni başlamış bilardo topları birbirini tuşlamış o kızı ben gördüm önce oğlum Esma ilkin benden hoşlanmış... ’’Ya boş ver Ahmet bir kız için birbirimizi yemeyelim’’ Yarın yazılı var edebiyattan biz daha parklarda sürtüyoruz bu gidişle kâm almamız zor hayattan... Mefulü mefâilü fâilün ah bir de ezberleyebilsek o kalıpları kim çıkardı bu aruz veznini ne güzel gidiyorduk Orhan Veli’den Attila İlhan’dan Nazım Hikmet’den liseyi bir bitirsek de kurtulsak şu dertten... İlk yazdığım şiirde ismi geçmez o kızın kod adı Ispartalı babası aldı götürdü tayini çıkınca biz de kalakaldık başı dumanlı... Ayaklarımız yere basmasa da başka insanları çok fazla kasmazdık aklımız beş karış havada yine de niye çabuk eskirdi bu pabuçlar bir türlü anlayamazdık... |
Ya ayak yorulur ya da ayakkabı yırtılır.Eh geçmişe mazi
dendiğine göre her şey mazi olmuş işte.Selamlarımla..