İHTİYARLIK GÜNLERİ
ve geceleri
ihtiyarladıgımızda ihtiyarlık günlerimizde karışık acaip düşler görmeye başlarız geceleri uykularımızda bizi oraya buraya eski günlere gelecege savuran kısa aklımızla anlamaya çalışırız ne demek istediğini bir türlü çözemeyiz içimize atarız çogunu paslanırız paslanırız ve bu sislerle kaplı düşerde kaybettiğimiz arkadaslarımız belirir canlı gibi çıkar karşımıza konuşmaya çalışır bizlerle hatta bazen anne ve babamızı da görürüz yapayalnız bir duaya muhtaç kahroluruz ihtiyarlık günlerimizde garip emektar bir sandalcıya dönüşürüz çekeriz sandalımızı ıssız bir nehrin kenarına başlarız eski sandalımızda biriken sintine sularını kocaman tahta bir tasla sonra sandalımızı bırakırız tekrar sulara açılmaya çalışırız uzaklara sandalımız çabalar da çabalar yüzmeye oysa nehirde biriken balçıklar ve büyüyen kamışlar bir adım bile ilerletmez emektar sandalımızı teslim oluruz onlara yerimizde çakılır kalırız eski anılarla avunuruz geceleri düşlerimizde yaşar dururuz bir gün bakarsın bir daha kalkamayız ismimiz yazılır sarıldıgımız beyaz bir beze son limanımıza bırakılırız çabucak öyle veya böyle |